“Muteferriqa” projesinin filizlenmesi, üzerinde düşünülmesi ve olgunlaşması yaklaşık iki yıl sürmüş. Girişimin finansmanı, takımın kurulması, projenin geliştirilmesi ve uygulanma aşamasına geçilmesi ise yaklaşık beş yıl sürmüş. “Muteferriqa” sadece bir teknolojik atılım değil. Gerçekleşmesindeki başarının ilginç yanı mühendisler, bilgisayarcılar, yapay zekâ uzmanlarıyla tarihçi ve toplum bilimcilerin takım olarak birlikte çalışmayı bilmeleri ve başarmalarında yatmaktadır.
Anlaşıldığı gibi, “müteferriqa” adını 1792 yılında İmparatorluk Türkiye’sinde Türkçe basım evini ilk kez kuran İbrahim Müteferrika’dan alıyor. Bu çok doğru ve yerinde bir seçimdir. Çünkü İbrahim Müteferrika’nın kurduğu basım evinde yayınlanan kitapların sayısı 17 ile sınırlı olsa da etkisi bunun çok ötesindedir.
Müteferrika’nın yayınladığı eserler içerisinde Tarih-i Hindi Garbî gibi çok ilginç bir Amerika incelemesi, Kâtip Çelebi’nin başka kitaplarının yanında “Cihannüma” adlı ölmez baş yapıtı da İbrahim Müteferrika’nın yayınladığı kitaplar arasındadır. Klasik dönem Türk tarihinin araştırılması bakımından çok büyük önem taşıyan Naima ve Raşid tarihleriyle Çelebizade tarihi de İbrahim Müteferrika tarafından basılıp yayınlanmıştır.
Kültürel zenginliğimiz açısından büyük değer taşıyan bu eserlerin yitip gitmeden bugüne kadar ulaşmalarını belki de İbrahim Müteferrika’ya borçluyuz. Yalnızca basım evi değil, ama daha pek çok yönüyle de İbrahim Müteferrika’nın Türk kültür ve düşünce dünyasında çok önemli bir devrimi gerçekleştirdiğine, zamanını ve kendinden sonrasını etkilediğine kuşku yoktur.
İbrahim Müteferrika’nın basımevi de girişimcilik arzusuyla o dönemin teknolojisini birleştiren bir cesaret örneğidir. Ama bir ayrıntıyla: Türkiye ne yazık ki dünyayı etkisi altına almış basım yayın devrimine gecikerek girmişti. “muteferriqa” ise yapay zeka devrimine dünya ile aynı anda girmekte; Türkiye’nin yapay zeka çağını yakalayabildiğini kanıtlamaktadır.
Yapay zekayı, teknolojiyi, kültür ve tarih birikimini uzun bir yaratıcı çalışmayla bir araya getirmeyi başaran genç ve yeni “muteferriqa”, 21. yüzyılın dünyasına yaraşır önemli bir teknolojik ve kültürel devrimin olduğu kadar, teknoloji üreten ve kendi kültür mirasına bilim eşliğinde sahip çıkan bir Türkiye Cumhuriyeti hedefinin ve 100 yıllık Cumhuriyetin de bir başarı simgesidir.
Peki “müteferriqa” somut olarak nedir? Aşağıda kısaca bunu özetlemeye çalışacağım.
“Muteferriqa”, 1729 yılından başlayarak, pek çoğu için İmparatorluk Türkiye’si veya Osmanlı dönemi Türkçesi de diyebileceğimiz eski harflerle basılmış 35.000 Türkçe eseri; ayrıca yine eski harflerle basılmış Türkçe gazete, dergi, ve salname gibi 1.500 süreli yayını kapsayan dev bir veri havuzudur. Başka bir deyişle daha başlangıç aşamasında bile, eski harflerle basılmış Türkçe 6.000.000 sayfalık kitap ve 1.000.000 sayfalık süreli yayın ile toplam 7.000.000 sayfalık bir içerik ve veri tabanı “muteferriqa” içerisinde yer almaktadır; buna 660.000 görseli de eklemek gerek.
Bu dev veri tabanı büyük ölçüde Türkiye’nin 20.ci yüzyılın başında yetiştirdiği, ömürlerini özveriyle kitap ve belge toplamaya adamış iki büyük insanın koleksiyonlarına dayanmaktadır. Seyfettin Özege’nin çok sayıda eski harflerle yazılmış olan ve şimdi Erzurum Atatürk Kütüphanesi’nde bulunan kitap koleksiyonuyla, Hakkı Tarık Us’un şimdi Beyazıt Kütüphanesinde bulunan süreli yayınlar koleksiyonu “muteferriqa’nın” ana veri tabanını oluşturmuştur.
“Muteferriqa” kullanıcısı ise yapay zeka sayesinde bu dev veri tabanı karşısında büyük bir kullanım kolaylığıyla çalışabilmektedir. Eski yazıyı hiç bilmeden sorgulamasını veya araştırdığı kategorileri latin harfleriyle yapabilmekte, sistemin içerisinde yerleşik yapay zekâ uygulaması ise bu sorgulamaların eski yazı karşılıklarını aramakta, bulmakta, kullanıcının karşısına çıkartmaktadır. “muteferriqa’nın” bir o kadar önemli olan ve onu yeni kılan, devrim yaratan işlevi ise, ortaya koyduğu sonuçları, kullanıcının karşısına getirdiği eski yazı ile basılmış başlık, belge, kitap veya metinleri yeni harfli başlık, metin ve belgeye dönüştürmesidir. Böylece eski yazıyla basılmış eserleri yeni yazıya çevirmek ve okumak sorunu yapay zekanın katkısıyla çözülmekte, bilgi edinmenin önü açılmakta, özgürleşmektedir.
Bunun da ötesinde, çok iyi Türkçe bilmeyen bir kullanıcı da “muteferriqa’yı” İngilizce olarak kullanabilmektedir. Böylece “muteferriqa’nın” içeriğini İngilizce sorgulamak ve veri tabanında araştırma yapmak mümkün olmaktadır. Daha da önemlisi, “muteferriqa” kullanıcıyı hiç yormadan, Osmanlı dönemi Türkçesinden veya eski harfli Türkçe’den yeni harfli Türkçe’ye aktarılmış eserleri arka planda “Google translate” kullanarak, büyük ölçüde başarılı bir biçimde İngilizceye çevirmektedir.
Sonuçta “muteferriqa”, İmparatorluk Türkiyesi -[Osmanlı dönemi de diyebileceğimiz]- ile erken Cumhuriyet dönemi üzerine yapılacak araştırmaları, teknolojinin ve yapay zekanın kullanıldığı yeni bir boyuta taşımaktadır. Böylelikle klasik Türk tarihinin ve kültür ürünlerinin incelenmesinin önündeki alfabe engeli büyük ölçüde aşılmakta; araştırma yapmak kolaylaşmaktadır. Tarih bilgisi demokratikleşmekte, sosyoloji, ekonomi veya sanat tarihi, kısaca toplum bilimlerinin her dalında yüzlerce eser verilecek bir fırsat kapısı araştırmacıların önünde açılmaktadır.
Yalnızca araştırmacılar değil, lise ve üniversite öğrencileri, lisans üstü tez çalışması yapanlar veya amatör olarak herhangi bir konuyla ilgilenen insanlar da “muteferriqa” ile çalışmalarını yapabilecek veya meraklarını giderebileceklerdir.
“Muteferriqa” ile onu gerçekleştiren genç girişimci, mühendis ve toplum bilimcilerin birlikteliği şimdi yeni bir maceranın arkasında, eski harflerle yazılmış el yazması Türkçe eserlerin de sisteme katılması için uğraşıyor. Bunu başardıkları gün Türkiye’deki tarih ve toplum bilimi araştırmalarının için yeni bir çağın başlaması umulmalıdır.
İşte bütün bu gelişmeler, Türkiye için yapay zekâ ve teknoloji ile kültür mirasımızın birleştiği büyük bir kültür ve bilim devrimi niteliğini taşımaktadır.
Özetle “muteferriqa” projesi, ikinci yüzyılına giren Cumhuriyetimizin hem kültürel hem teknolojik yönden uluslararası bir başarı projesi olarak görülmeli. Proje, Cumhuriyetimizin bilimsel, endüstriyel, teknolojik ve çağdaş hedefleriyle kültürel mirasımız arasında güçlü bir köprü kurmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyıl perspektifleri açısından da “muteferriqa” ülkemizin genç araştırmacı ve girişimcilerine, bilim insanlarına, teknoloji tutkunlarına parlak bir örnek olmaktadır.
ABD’nin seçeceği 47’inci Başkan, Türkiye’nin 12 Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çalışacağı 5’inci Başkan olacak. AK Parti…
İçişleri Bakanlığı 4 Kasım sabahı Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ü, Batman Belediye başkanı Gülistan…
Karl Marx’ın meşhur sözüdür: tarihte olaylar ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak tekrarlanır. CHP’li İstanbul Büyükşehir…
ABD’nin Orta Doğu’dan da sorumlu Merkezi Komutanlığı (CENTCOM) 1 Kasım’da gönderileceği duyurulan ilk B-52 stratejik…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasını protesto etmek için düzenlenen mitingdeki…
Avrupa Komisyonu'nun üyeliğe aday ülkelerin son bir yıl içindeki gelişmelerini değerlendiren yıllık raporu, 30 Ekim…