CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın açıkladığı son enflasyon raporuyla TCMB’nin “uzun zaman sonra nihayet asli görevini hatırlamış göründüğünü söyledi. Kılıçdaroğlu, Erkan’ın açıkladığı yüzde 58’lik yıl sonu enflasyon beklentisini ise yüzde 70 öngören analizlerin altında olmasına rağmen daha gerçekçi bulduğunu buna karşı özellikle “kademelendirme” ve Kur korumalı Mevduat (KKM) gibi konularda yanlış ve yanıltıcı tespitlerde bulunduğunu öne sürdü.
Kılıçdaroğlu YetkinReport’a yaptığı açıklamalarda Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i de göreve geldiğinde söz verdiği gibi şeffaflıkla uluslararası normlara uymak için öncelikle “128 milyar dolar nerede?” sorusunu yanıtını vermesini istedi.
Konunun ayrıntılarına geçmeden önce okura gazetecilik sorumluluğun gereği açıklamak istediğim ve önemsediğim bir konuyu aktarmak zorundayım.
Kılıçdaroğlu’yla görüşmek not bırakmıştım. Son birkaç günde CHP’yi ve genel olarak muhalefeti ilgilendiren pek çok gelişme hakkında sorular sormak istiyordum. Bunlar arasında CHP’nin Akbelen çıkartmasının sonuçlarından İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “yol haritası” diye yorumlanan çıkışına, “derin CHP’nin sesi” diye bilinen Önder Sav’ın görevden çekilmesi gerektiğini söylemesinden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ismini vermeden “seçmeni suçluyorsa emekli olmasını” isteyen sözlerine dek konular vardı. Aslında bunları dünkü yazımda tahlil etmiştim; Kılıçdaroğlu’nun görüşünü almak istiyordum.
Ancak Kılıçdaroğlu, bu konulardaki sorulara yanıt vermek istemediğini, artık parti içi sorunları kamuoyuna açık konuşmak istemediğini, Kurultay’ın zamanı gibi konulara CHP örgütünün karar vereceğini söyledi. Artık “Türkiye’nin önündeki sorunları konuşmak istediğini”, dolayısıyla yeni ekonomi yönetimi konusundaki sorularımı yanıtlayabileceğini söyledi. Ben de sordum. Şimdi ayrıntılarını okuyacağınız mülakat böyle ortaya çıktı.
– Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın iki politika faizi artırımından sonra geçen hafta açıkladığı raporla 2023 sonu enflasyon tahminini yüzde 22,3’ten yüzde 58’e yükseltmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
– “Öncelikle raporun iletişiminde “fiyat istikrarı” hususuna sürekli atıf yapılması, Merkez Bankasının bu asli görevinin sürekli hatırlatılması önemli. Merkez Bankası uzun bir zaman sonra nihayet asli görevini hatırlamış görünüyor.
Bu raporda enflasyon tahmini eskiye göre daha gerçekçi bir biçimde yapılmış ama 2023 için yüzde 58 olarak belirtilen tahmin, ekonomik analizin bugün gösterdiği yüzde 70’in altında. Ayrıca unutmamak gerekiyor ki, enflasyonda yukarı yönlü riskler yüksek.
– Faiz artırımının devam edeceği ve sıkı para politikası yönünde de işaretler verdi. Onları da düzelme yönünde adımlar olarak görüyor musunuz?
– “TCMB Başkanı teknik bir dil kullanmıştır ama bu teknik ifadeleri ve analizinin doğru olduğu anlamına gelmemektedir. Özellikle son haftalarda mevduat faizinin yüzde 30’e düşürülmesini sıkılaşma örneği olarak göstermesi özünde isabetli değil, yanlıştır. Hele bu yoldan politika faizi ve mevduat faizinin buluşması yönünde bir gelişme sağlandığını belirtmesi yine yanlış olmanın yanı sıra ciddi ölçüde yanlış sinyal de vermektedir.”
“Teknik ifade ve formülleri gerçek sorun karşısında isabetsiz kalmaktadır. Çünkü açıkladığı politika araçları içinde politika faizi artışı, var olan enflasyon sorununun boyutuna göre orantısız ölçüde sınırlı bir yer tutmaktadır.
Bunun gerekçesi olarak ortaya koyduğu birinci argüman “kademelendirmeye” ihtiyaç olduğudur. Resmî enflasyon beklentisinin bile yüzde 58 olduğu bir ekonomide böyle bir kademelendirmenin yanlış ve zararlı olduğu açıktır. Böyle bir kademelendirmenin en büyük zararlarından biri kuşkusuz enflasyon dinamiklerinin etkisini artırmaya ve zaten yüksek olan çekirdek enflasyonun tırmanmaya devam edecek olmasıdır. Bu etkiler ise, düşük gelirliler üzerindeki ek olumsuz etkisinin yanı sıra, enflasyonun kemikleşmesi anlamına gelmektedir.”
– Erkan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur” sözü sorulduğunda siyasi konularda konuşmayacağını söyledi? Bunu merkez bankası bağımsızlığı yönünde atılmış bir adım olarak mı, yoksa Cumhurbaşkanıyla ters düşmeme kaygısı olarak mı görüyorsunuz?
– “Başkan, “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur” görüşüne katılıyor musunuz?” sorusunu, siyasi bir soru olduğunu belirterek yanıtlamamıştır. Gerçekte bu soruyu yanıtlamamasının kanımca düşündürücü sayılması gerekir. Çünkü bu sorunun yanıtı bilimsel olarak bellidir. Bunu siyasi yapan ise bu bilimsel gerçeğin tüm yetkileri elinde toplamış kişi tarafından reddedilmesi ve konuya farklı bir boyut eklenmesidir. Demokratik bir ülkenin bağımsız Merkez Bankası Başkanının bu temel ekonomi politikası sorusuna yanıtının ekonomi bilimini yok saymaması beklenir.
Yeni Başkanın sunumunda en çok eleştirilecek husus ise özellikle Kur Korumalı mevduata ilişkin sorulara verdiği kaçamak cevaplardır. Merkez Bankasının en önemli sermayesi güvendir. Güveni sağlamak için şeffaflıktan ve hesap vermekten kaçmamak gerekir.”
– Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in görevi devralması üzerinden neredeyse iki ay geçti. Bu iki ayda özellikle Körfez bölgesinden kaynak arayışları öne çıktı. Temaslarının ve ekonomik programının ayrıntıları henüz bekleniyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz performansını?
– “Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek ilk göreve geldiğinde “Şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik ve uluslararası normlara uygunluk temel ilkelerimiz olacak” diye açıkça taahhütte bulunmuştu.
Şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik ve uluslararası normlara uyum taahhüdünün yerine getirilmesi için evvela “128 Milyar dolar nerede?” sorusuyla hafızalara kazınan, arka kapıdan satılan tüm dövizlerin hesabının millete verilmesi gerekir. Yine Kur Korumalı Mevduatın TCMB’ya toplam yükünün ne olduğu, Kur Korumalı Mevduatın bireyler ve şirketler kesimi arasındaki dağılım kamuoyuna mutlaka açıklanmalıdır.
“Öte yandan Sayın Bakanın Körfez ülkelerine yaptığı ziyaretin bir kaynak arayışı olduğunu biliyoruz. Ancak, kaynak için hangi değerlerimizin masaya konduğunu, nelerin karşılığında hangi değerlerimizin pazarlandığını da bilmiyoruz. Biz bilmiyoruz ama körfez ülkeleri biliyor…
Bir başka temel sorun alanımız daha var… Türkiye Varlık Fonu… Burası da bir kara kutu…
“MB Başkanının enflasyon raporu sunuşunda da esas olarak algı unsuru belirleyici olmuş, teknik ifade ve formüller çok büyük ölçüde yanlış ve yanıltıcı olarak para ve ekonomi politikası rasyonelleşiyor algısını güçlendirmek için kullanılmıştır. Bu aşamada kanımca durum net olarak budur ve bunun sürdürülemez olduğu açıktır. Kapsamlı ve rasyonel değişimler gerçekleştirilmeden de durum böyle kalacaktır.”
Daha önce İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bilge Yılmaz, eleştirilerini sıralasa ve yapılanları yeterli bulmasa da Merkez Bankası Başkanı Erkan’ın yaklaşımına “olumlu yönden başlayalım” diyerek belli bir avans verdiğini göstermişti.
Kılıçdaroğlu’nun da eleştirilerine rağmen Erkan’a da Şimşek’e de belli bir avans, bir uyum ve alışma süresi verdiği anlaşılıyor. Eleştirirken dahi kullandığı dil ve üslup da bunu gösteriyor. Kılıçdaroğlu’nun seçimlerden önce Şahap Kavcıoğlu döneminde Merkez Bankasına adeta baskın gibi gidişi ve kullandığı üsluptan çok farklı.
Bu pek alışık olmadığımız bir durum, izlemeye devam edelim.
Öte yandan okurların huzurunda söylemeliyim ki kendimi Kılıçdaroğlu’ndan dün yanıtlamadığı soruların yanıtları konusunda alacaklı hissediyorum. Sormaya da devam edeceğim, çünkü Türkiye’de demokrasinin adalet, hak ve özgürlüklerden yana işlemesi için ilkeli ve tutarlı muhalefet partilerinin güçlenmesi gerektiğine inanıyorum.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasını protesto etmek için düzenlenen mitingdeki…
Avrupa Komisyonu'nun üyeliğe aday ülkelerin son bir yıl içindeki gelişmelerini değerlendiren yıllık raporu, 30 Ekim…
Kıbrıs Rum Yönetimi Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides’in Beyaz Saray’da ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı görüşme,…
TBMM'de 2025 yılı bütçe kanun teklifi görüşmeleri başladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Plan ve…
CHP’nin kitlelere sert muhalefet sözü vermesi için başına saksı düşmesi gerekiyormuş demek ki; o saksı…
Kayyum virüsü İstanbul’a da sıçradı. AK Partili ya da MHP’li olmayan bütün belediyeleri tehdit altına…