Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş 4 Ağustos’ta Yalova Merkez Camii’nde “irat ettiği” Cuma hutbesinde “Cuma namazı konusunda hassas davranmayanların vebal altında” olduğunu öne sürerek şunları söyledi:
- “Çalışanlarımızın ve öğrenci kardeşlerimizin en önemli farz ibadetlerinden biri olan cuma namazını eda edebilmelerine yardımcı olalım. İş yerlerimizdeki mesai saatlerini, okullarımızdaki ders programlarını cuma namazının vaktine göre düzenleyelim.”
Bunlar tehlikeli sözler: yani şimdi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, okul ders saatlerinin fabrikalardaki, işyerlerindeki mesai saatlerinin müminlerin “camilere koşmasını” kolaylaştıracak şekilde ayarlamazsa vebal altında mı kalacak Diyanet İşleri Başkanımıza göre?
Diyeceksiniz ki, “Cuma namazı her hafta değişen saatlerde kılınıyor. Hem işyerlerinde, okullarda değil de camilere koşularak kılınacaksa bunun öncesi var, sonra dönüşü var. Nasıl ayarlanacak?” O zaman kolay, diyecekler; hafta tatilini “müminlerin bayram günü” olan Cuma günü yapalım tekrar, Hristiyanların tatil günü olan Pazar günü yerine. Nitekim Erbaş bu sözleri edince, Twitter’da bir süre TT listesine girdi #cumatatilolsun etiketi. Birazdan döneceğiz bu Cuma-Pazar konusuna, mevzu derin.
Günaydın Sayın Erbaş
Diyanet İşleri başkanı Erbaş birkaç gün önce yine gündemdeydi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığına bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, 7 Ağustos günü iki yıldır muallakta olan bir konuya açıklık getirdi, sağ olsun.
Erbaş’ın “Günaydın demek cahiliye dönemi adetidir” şeklinde bir açıklamasının olduğu iddiaları gerçek değildi”. Hatta bu iddianın 2021 yılında ortaya atılmasıyla Erbaş da “günaydın” kelimesini kullandığını belirtmişti.
Erbaş acaba “günaydın” kelimesini cümle içinde nasıl kullanıyordu? Örneğin bir sabah programına başlarken kamuya açık bir şekilde günaydın der miydi, Dezenformasyon merkezini yormak yerine?
Uğraştığımız konulara bakar mısınız lütfen? Ülkenin sorunları dağ gibi yığılmışken, hayat pahalılığı insanları bunaltmış, dış politikada bir yol ayrımına gelinmişken uğraştığımız konulara bakar mısınız lütfen?
Fatih Sultan Mehmet Konstantiniye surlarına dayanmışken Bizans ilahiyatçılarının meleklerin cinsiyetlerini tartıştığı hikayesini çağrıştırmıyor mu?
Erbaş Hoca millete israftan kaçınma talkı verirken itibardan tasarruf etmeyip kendisine lüks makam arabası aldırtmasıyla biliniyor. Ayasofya’nın yeniden Müslüman ibadetine açılış hutbesini elde kılıcıyla yapışı da tartışılmıştı.
Tatil Cuma olsun konusu
Erbaş, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin şu anda belki de en güçlü ismi; elbette Erdoğan’dan sonra ve onun sayesinde. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin uyarılarının dahi etkilemediği tek isim.
Çalışma ve okul saatlerini Cuma namazına göre ayarlanmasını istemişse, hafta tatilinin Pazar’dan Cuma’ya alınması tartışmasının iktidar çevrelerinde bir yerlerde tartışılmaya başladığını var saymak mümkün.
Bu öneri de sizden mi çıktı Sayın Erbaş?
Yalnız Sayın Erbaş, konu uhrevi ya da ideolojik olmaktan çok ekonomik kökenlidir.
Hafta tatilinin Atatürk döneminde, 1935’te Pazar günü ilan edilmesinin gerekçesine eminin bakmış ve uluslararası ticarete uyum amacıyla bu kararın alındığını saptamışsınızdır.
Suudi Arabistan’ın güçlü adamı Muhammed bin Selman’ın 2016’a uluslararası ticarete uyum ve memur maaşlarında 11 gün tasarruf için devletin resmi takvimini aydan güneşe, Hicrî’den Gregoryene çevirdiğini de elbette biliyorsunuzdur. Malum Çin, Japonya ve Hindistan gibi dev ekonomilerin büyük çoğunluğuHristiyan değil ama onlarda da hafta tatili Pazar.
Ama asıl konu nedir Sayın Erbaş? Böyle kıyısından köşesinden Anayasa’nın ikinci maddesindeki din ve devlet işlerinin ayrı tutulması ilkesini yıpratma manevraları yerine bir defada açıkça söyleseniz de herkes eteğindeki taşı dökse daha iyi olmaz mı, Cumhuriyetin ikinci 100 yılına giriyorken?