Hızla gelişmekte olan ekonomilerin önde gelen beş ülkesi Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın İngilizce isimlerinin baş harflerinden oluşan BRICS zirvesi ile Dünya’nın en büyük 20 ekonomisini bir araya getirdiği söylenen G-20’nin zirve toplantısı, bu sene iki hafta arayla Güney Afrika ve Hindistan’da yapıldı.
İlk toplantısını 2009 yılında yapan BRICS’in kuruluş felsefesinin temelinde ll. Dünya Savaşı ertesinde Breton Woods Anlaşmalarıyla şekillenen uluslararası ekonomik ve mali düzene bir alternatif arayışı yatıyor. Bu çerçevede BRICS’i oluşturan ülkeler doların uluslararası ticaretteki hegemonyasından ve bütünüyle ABD’nin kontrolünde bulunan SWIFT ödeme sisteminden kurtulmak istiyorlar. Ancak ortak yakınmalar, ortak çözümler üretmeye yetmiyor. Bugüne kadar BRICS, ortaya koyduğu hedeflere ulaşabilmek için bir arpa boyu yol kat edebilmiş değil. Tek yapabildiği, kalkınma projelerini finanse etmek üzere kurduğu Yeni Kalkınma Bankası. O da tahsis edilen 32 milyar dolarlık cüzi bir fonla fazla bir işe yaramıyor.
BRICS ülkelerinin farklı gündemleri
BRICS’i oluşturan ülkelerin gündemleri birbirlerinkinden çok farklı.
Grubun toplam milli hasılasının yüzde 70’ine sahip olan Çin, BRICS’i küresel düzeydeki jeopolitik etkinliğini artırmak için bir araç olarak değerlendiriyor.
Çin ile yıllardır süregelen sınır uyuşmazlığını hala çözememiş olan Hindistan, Dünya sahnesinde küresel güneyi kendisinin temsil etmesini arzu ediyor. BRICS’e üye olmakla birlikte bağımsız bir dış politika takip etmek peşinde. İki yıl önce mevcut uluslararası düzenin başat oyuncularından ABD, Japonya ve Avustralya ile dörtlü işbirliğine girmekte beis görmedi.
Rusya, BRICS’i Ukrayna savaşından sonra içerisine düştüğü yalnızlıktan kurtulmak için önemli bir vasıta olarak kullanmak istiyor.
Daha önceleri özel bir statü ile G-7 Zirvelerine katılan Güney Afrika, bu yılki zirveye davet edilmeyerek G-7’den tamamen dışlanmış durumda. Küresel ölçekte uğradığı prestij kaybını BRICS’i kullanarak Afrika ülkelerinin liderliğine oynamaya çalışıyor.
Johannesburg’taki BRICS zirvesi
BRICS’in son zirve toplantısı, “BRICS ve Afrika: Karşılıklı hızlandırılmış büyüme, sürdürülebilir kalkınma ve kapsayıcı çok taraflılık için ortaklık” temasıyla 22-24 Ağustos tarihlerinde Güney Afrika’nın ev sahipliğinde yapıldı.
Bu toplantıda tarihi olarak nitelenen bir kararla İran, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Etiyopya, Mısır ve Arjantin üyeliğe kabul edildi. Yeni üyelikler 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren geçerlilik kazanacak.
Johanesburg’taki son zirveyi “bağlantısızlık hareketinin” temellerinin atıldığı 1955 yılındaki Bandug konferansına benzetenler var.
BRICS’e katılmak için 40’a yakın ülkenin niyet beyanında bulunduğu biliniyor. Güney Afrika’da kabul edilen 6 ülkenin nasıl belirlendiği pek belli değil. Ancak genişlemede Çin’in tercihlerinin belirleyici olduğu görülüyor. Yeni üyelerin hepsi Çin ile çok yakın ilişkiler içerisinde.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) öğretim üyelerinden Prof. Dr. Daron Acemoğlu, BRICS’in son genişlemesinde büyük bir hata yapıldığını, ABD-Çin rekabetinin doruk yaptığı bir dönemde bu ülkelerin Çin’in yanında saf tutmasıyla tarihi bir fırsatın kaçırıldığını, Çinli girişimcilerin yatırım yapacakları ülkelerde yolsuzluk, hukuk devleti, insan hakları sicili gibi kriterleri dikkate almadığını öne sürüyor.
G-20 Zirvesi
İsmine aldanıp da G-20’nin bugün gerçekten dünyanın 20 büyük ekonomisini temsil ettiğini sanmayın. Mesela Türkiye’nin bu ülkeler arasında olup olmadığı şüpheli. Güney Afrika ve Arjantin artık ekonomik büyüklük sıralamasında ilk 25’e bile giremiyor. Buna karşılık İspanya, Hollanda ve İsviçre Afrika Birliği gibi neden G-20’ye alınmıyor izahı yok.
G-20’nin son zirve toplantısı 9-10 Eylül tarihlerinde ismini Bharat’a çevirmeye hazırlanan Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de “Tek dünya, tek aile, tek gelecek” temasıyla yapıldı. Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından hakkında tutuklama kararı bulunan Rusya Devlet Başkanı Putin yakalanma korkusundan Güney Afrika’dan sonra Hindistan’a da gidemedi. Çin ise nedendir bilinmez Yeni Delhi’ye devlet başkanı yerine başbakanını gönderdi. Tabii Rusyasız ve Çinsiz bir G-20 Zirvesinin tadı tuzu da olmadı.
G-20 zirvesinden en karlı çıkan herhalde 6 ay sonra genel seçimlere girecek olan Hindistan’ın aşırı milliyetçi başbakanı Modi olmalı. Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin yazımlardaki görüş ayrılıkları nedeniyle tehlikeye giren nihai bildiri, aksine zirvenin sonuçlanmasından 1 gün önce açıklandı. Batının verdiği bu hediyeyle seçimlerde Modi’nin eli güçlenmiş oldu.
Sonuç bildirisinde kazananlardan biri de Rusya oldu. Bildiride bir kınama olmaması Ukrayna’yı epey kızdırdı.
Uluslararası ilişkilerde değerlerin değil, çıkarların daha önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı.
Rusya-Ukrayna Savaşıyla alt üst olan Dünya güvenlik mimarisinden sonra şimdi de uluslararası ekonomik düzen sarsılmaya çalışılıyor. Bu amaçla BRICS, Şanghay İşbirliği Örgütü, Türkiye, Meksika, Kore, Endonezya ve Avustralya’nın oluşturduğu MIKTA gibi gruplaşmaların; tek kuşak tek yol, orta koridor, Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru gibi projelerin adlarını daha fazla duymaya başladık.
Türkiye’nin içerisinde bulunduğumuz bu belirsizliklerle dolu dönemde gelişmeleri yakından takip edip değerlendirmesinde, ani tercihlerde bulunmamasında yarar var.