Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderdiği mütalasında, Anayasa Mahkemesi’nin Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekilliğine seçilen Can Atalay’ın haklarının ihlal edildiği ve tahliye edilmesi gerektiği yönündeki kararına karşı çıktı.
Anayasa Mahkemesi’nin tahliye kararına direnen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin gönderdiği dosyayı inceleyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı mütaalasında, AYM’nin “yetkisini aştığı” yönünde görüş bildirdi.
Atalay’ın tutukluluğunun devam etmesi gerektiğini belirten Başsavcılık, “soruşturma ve kovuşturmaya milletvekili seçilmesinden önce başlandığı” gerekçesiyle Atalay’ın yasama dokunulmazlığından yararlanamayacağını savundu.
2023 Mayıs seçimlerinde Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay, Gezi Parkı davasında aldığı ceza sebebiyle halen tutuklu bulunuyor. Uygulamaya göre milletvekili seçilen bir tutuklunun tahliye olması ve hükümlü olması durumunda cezasını milletvekilliği bittikten sonra tamamlaması bekleniyor.
Milletvekili seçildikten sonra tahliyesi beklenen Atalay ile ilgili önce İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurulmuş, mahkeme tutukluluğunun devamına karar vermişti.
Bunun üzerine yerel mahkemenin kararı Anayasa Mahkemesi’ne taşındı.
AYM 27 Ekim’de verdiği kararda Atalay’ın seçilme hakkı ve kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlal edildiğine hükmetti ve tutukluluğuna karar veren yerel mahkemenin Atalay’ın tahliyesini işleme koyması gerektiğini belirtti.
AYM’nin kararını uygulaması gereken İstanbul 13. Ağır Ceza mahkemesi ise tahliye kararının kendi yetkisi çerçevesinde olmadığını belirterek dosyayı üst mahkeme olan Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi.
Tartışma yaratan karar sonrasında Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AYM kararını tartışmaya açmış, “Gerekçeli kararı gördükten sonra bir açıklama yapmak gerek. Anayasa Mahkemesi’nin bir hak ihlali kararı varsa, gerekçeli kararı bir okumamız lazım. Gerekçeli karar doğrultusunda elbette ki işlem yapılır” ifadelerini kullanmıştı.
Yargıtay Başsavcılığı, yerel mahkemenin AYM’nin kararına direnmesi gerektiği yönünde görüş bildirmiş oldu.
Can Atalay avukatı: “Anayasa maddelerini taşıma yetkisi AYM’ye aittir”
Kararı Medyascope‘a değerlendiren Can Atalay’ın avukatı Deniz Özen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın mütalaasında, Anayasa maddelerinin tartışıldığını söyleyerek, “Mütalaada uzun uzun Anayasa maddeleri tartışılmış. Burada tartışma yok. Anayasa maddelerini tartışma yetkisi AYM’ye aittir. AYM de bu yorumlamayı zaten yaptı, kararını verdi. Dolayısıyla Yargıtay Cumhuriyet Savcısı’nın ya da Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin AYM’nin yaptığı yoruma aykırı bir yorum yapma hakkı da yok, yetkisi de yok” dedi.
Mütalaanın kabul edilebilir ve hukuki olmadığının altını çizen Özen, “Bu yönde bir karar verilirse bu, AYM’nin fiilen kapatılması sonucunu doğurur. Ortada AYM kararı var. Burada kritik olan şu: Yargıtay eğer bir anayasa kararından bahsedecekse Anayasa’nın 153. Maddesi’ne bakacak, Anayasa 153 diyor ki, AYM kararları herkes için bağlayıcıdır. Bu uygulanacak mı, uygulanmayacak mı? Bence tartışma bu kadar basit” dedi.
Mütalaada, özetle şu ifadelere yer verildi:
“Can Atalay’ın 2013 yılında işlediği suç nedeniyle soruşturma ve kovuşturmaya milletvekili seçilmesinden çok önce başlandığı, mahkumiyetine esas sevk ve uygulama maddelerinin TCK’nın 312’nci maddesi kapsamında kalan suça ilişkin olduğu anlaşıldığında, seçimden önce bu madde kapsamında suç işleyen milletvekili, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2 maddesinde öngörülen yasama dokunulmazlığından yararlanmayacaktır.
Anayasa’nın 14’üncü maddesi kapsamına giren suçların tahdidi olarak sayılmaması kanun koyucunun bilinçli tercihidir. Hükümlünün mahkumiyetine konu suç ve eylemleri devlet güvenliğine karşı işlenen suçlardandır ve madde kapsamına girmeyeceğini düşünmek mümkün değildir.
Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin 28 Eylül 2023 tarihli kararı sonucu Can Atalay hakkında verdiği onama kararıyla hüküm kesinleşmiş ve infazı kabil hale gelmiştir. Sanık onama kararı sonrasında hükümlü statüsündedir ve Yüksek Daire de kararını TBMM’ye göndermiştir. Bu aşamada, Yüksek Daire temyiz incelemesi sırasında tahliye hususunda bir değerlendirme yapmış olmakla, tahliye talebinin reddi veya kabulü konusunda takdir Yüksek Daire’nindir.”
Adalet arayışı ayaklar altında: Can Atalay ve Gültan Kışanak örnekleri