Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ihtiyaçlarına uygun yeni bir Anayasa’da ısrarlı. CHP’nin yeni lideri Özgür Özel, “Sende Anayasayı değiştirecek sayı, bizde de Anayasayı hiçleştirecek göz yok” diye kestirdi attı. İYİ Parti lideri Meral Akşener ise “Öneriler ortaya konur, millet kabul ederse olur” diye kapıyı açmasa da araladı. Yeni Anayasa konusunda MHP lideri Devlet Bahçeli en rahatı: 100 maddelik Anayasa önerisini daha 2021’de ilan etmişti. Bu öneriyi Erdoğan ile müzakere etmek için önceden açıklamıştı Bahçeli; çünkü içinde Erdoğan’ın hiç hazzetmediği denetim ve güvenoyu maddeleri bulunuyordu.
Ama yeni Anayasa tartışması üzerine günün sürprizi HEDEP Eş Başkanı Tuncer Bakırhan’dan geldi. Bakırhan 14 Kasım’daki HEDEP Meclis Grubuna hitabında “Yeni bir anayasaya hazırız” dese de ekledi: “Fakat yine herkesi Türk sayan, tek tipçi erkeklerin çıkarına, cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren, sosyal devlet ve hukuk devleti ilkelerini mürekkepten ibaret gören bir anayasaya asla evet demeyeceğiz.”
HEDEP “Biz de oyundayız” demeye getiriyor. Hem AK Parti hem CHP’ye hitap ediyor. Çünkü Özel’in dediği gibi, sayılar ortada.
Öncelikle HEDEP’in de Meclis aritmetiğini iyi çalıştığı anlaşılıyor.
Anayasa’yı halkoylamasına gerek kalmadan, 600 sandalyeli TBMM’de değiştirmek için 400 oy, halk oylamasına götürmek içinse 360 oy gerekiyor.
Oysa Erdoğan’ın Bahçeli ile bir Anayasa metninde anlaşması durumunda elinde 264 AK Parti milletvekili ile 50 MHP milletvekili, toplam 314 oy bulunuyor; 46 açık var. Ola ki Erdoğan, Bahçeli’yi de 43 milletvekili olan Akşener’i de yeni Anayasa’ya ikna edebilirse açık 3 oya düşecek. Bu açığın Cumhur İttifakına dahil partilerden kapatma imkânı nispeten kolay olabilir; Yeniden Refah’ın 5, Hüda-Par’ın 4 ve DSP’nin 1 milletvekili bulunuyor.
HEDEP bu tablodaki MHP-İYİ Parti fay hattının farkında. Ayrıca doğu ve güneydoğuda kazanacağını tahmin ettiği belediyelerin AK Parti tarafından kayyum uygulamasıyla elinden alınmasını da istemiyor. O yüzden “Bizi dikkate alın” diyor.
Dahası Bakırhan “Hem bölgede, hem batıda halklarımızın yoğun olarak bulunduğu kentlerde, halklarımızın iradesinin yönetimlere yansıması için ittifaklara açık olduğumuzu belirtmek istiyorum” dedi. Aynı ifadeyi bir gün önce parti sözcüsü Ayşegül Doğan “kapsayıcı, Kürt’ü tanıyan, ayrımcı olmayan” diye tanımlamıştı.
Hem HEDEP hem AK Parti bir yandan da gazeteci Deniz Zeyrek’in bildirdiği AK Parti ile arka kapı diplomasisi iddiasını reddediyor.
Çünkü HEDEP temasın önceki yıllarda olduğu gibi kapalı kapılar ardından değil, açıktan olmasını istiyor; bunda da haksız sayılmaz. Zaten Ayşegül Doğan’ın Gazete Duvar’dan Ceren Bayar’a şu ifadesi bir şeyler anlatıyor: “Her nedense HEDEP dışındaki siyasi partiler arası diyalog olağan görülürken, partimiz söz konusu olduğunda şüpheli yaklaşılıyor.”
Nitekim AK Partinin önceki Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bir yandan “teröristlerin Meclis’teki uzantısı” saydıkları HDP’yi başörtüsü konusundaki Anayasa değişikliği oylarını almak üzere Meclis’te ziyaret etmişti. Keza, CHP’nin önceki lideri Kemal Kılıçdaroğlu, HDP’nin CHP ziyaretinde birlikte fotoğraf vermediği eleştirileri üzerine HDP’yi ziyaret edip destek istemişti.
Bahçeli’nin Anayasa değişikliğine HEDEP’in hem de AK Parti tarafından kamuoyu önünde talep edilmiş desteğini kabul etmektense “Bırak dağınık kalsın” demeyi tercih edeceği söylenebilir.
Bahçeli’nin şimdiye dek olmaz dediği başka nelere daha sonra “evet” dediği hafızalarda. Ama o “evet”in maliyeti her zaman yüksek olmuştur. Örneğin Erdoğan’ın partili cumhurbaşkanlığına kesinlikle karşı çıkarken kabul etmesinin bedeli, Erdoğan için yüzde 50+1 şartı ve dolayısıyla iktidarında MHP’ye mecburiyet olmuştur. Dolayısıyla Bahçeli’nin HEDEP desteğindense Anayasanın böyle kalmasını tercih edeceği söylenebilir.
Ama bu tabloyu tersine çevirebilecek bir senaryo da bulunuyor. İYİ Parti’de yaprak dökümü görüntüsü veren gelişmelerin sürmesi ve Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu’nun AK Parti’ye geçmesini takiben AK Parti ve MHP’ye milletvekili geçişleri olması durumunda manzara ne olur? Neticede her ikisi de Cumhur İttifakına gitmiş olacak, bu da Anayasa değişikliği için gerekli yekûnu sağlayamaz mı?
Bu birkaç etkene bağlı. İYİ Parti’de yaprak dökümü sürecek mi? Bütün milletvekillerinin AK Parti ya da MHP’ye geçmesi gibi siyasi hayatta sarsıntıya yol açacak gelişmeleri beklemek gerçekçi mi? Akşener’in eli bu süreçte armut mu toplayacak?
Az önce verdiğim Meclis’teki sandalye dağılımı bunun da kağıt üzerinde ihtimal olarak görünse de kolay olmadığını gösteriyor.
AK Parti eğer Anayasa değişikliğini gerçekten (Özel’in ifadesiyle) “Erdoğan için değil her doğan için” istiyorsa. O zaman bir tek CHP’nin kapısını çalmak kalıyor. Bunun anlamıysa başkanlık sisteminden vaz geçip, güçler ayrılığını kabullenmeyi göze alma karşılığında yüzde 50+1 prangasından kurtulmak. Hem AK Parti ve CHP’nin halihazırdaki milletvekili toplamları 394; 400’e yani sandığa ihtiyaç duymadan, Anayasa’yı Meclis’te değiştirmeye 6 oy yakınlığında.
Tabii Erdoğam’ın asıl derdi herkesi kucaklayan değil gücünü daha da artıran bir Anayasa, ayrıca ülkeyi sürekli seçim ortramında tutmak diyorsanız, haklı olabilirsiniz. Zaten yeni bir Anayasa şu anda halkın de ülkenin de ihtiyacı değil, Erdoğan’ın ihtiyacı.
Aksi halde, ister Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında baş gösteren yargı krizi olsun ister şu anda tahmin edemeyeceğimiz başka krizler, yeni Anayasa kolay bir süreç gibi görünmüyor. O durumda bırakacağız, dağınık kalsın.
Üç MHP milletvekilinin istifası haberi 20 Kasım akşam saatlerinde siyaset kulisine bomba gibi düştü. Beklenen…
Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Çayırhan Termik Santrali’nde yaklaşık 500 madenci özelleştirme kararına karşı kendilerini maden…
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın üç MHP milletvekilinin istifasının istendiğini, istifa…
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın beraberindeki heyet ile birlikte CHP Genel Merkezi'ne gitti,…
Almanya, Fransa, İtalya, İspanya ve İngiltere dışişleri bakanları Polonya Dışişleri Bakanının ev sahipliğinde 19 Kasım’da…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yeni bir nükleer doktrin imzalamasıyla ilgili…