Medeni Yasa’nın “evlenen kadının kocasının soyadını taşımasını” zorunlu kılan 187. Maddenin birinci ve ikinci cümlesi Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmişti.
Mahkeme’nin “kadın erkek eşitliğine uygun yeni bir düzenleme” yapılması için TBMM’ye verdiği dokuz aylık süre 28 Ocak’ta doldu.
EŞİK Platformu bu zorunluluğun kalkmasını takiben bir basın metni yayımladı.
28 Ocak itibariyle, kendi soyadıyla devam etmek isteyen evli ve evlenecek kadınlar için dava açma zorunluluğu kalktı. Evli kadınlar, Nüfus Müdürlüklerine başvurarak, evliliklerine evlilik öncesi soyadları ile devam edebilirler.
Evlenecek olan kadınlar bundan böyle evlilik öncesi soyadlarını kullanacaklarını beyan ederek hayatlarını kendi soyadları ile sürdürebilirler.
İktidar AYM’nin verdiği bu karardan memnun mu?
İktidar, gündemindeki 8. Yargı paketi ile Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararını yok sayarak kadının soyadı ile ilgili 187. maddeyi eskisi gibi aynen korumak, kadınlara erkek eşlerinin soyadını kullandırma dayatmasını sürdürmek niyetinde.
Eşik Platformu üyeleri kadının kimliğinin yanı sıra tüm hayatına el koymak isteyen bu cinsiyetçi dayatmayı reddederken, çocuğun soyadı ve nüfus kütüklerinde de eşitlik talebinde bulunuyor. Soyadı konusunun, tüm yönleriyle bir bütün olarak ele alınması gerektiğini vurguluyor.
Eşlerin sadece kendi soyadlarını taşımak; eşlerden birinin soyadını ya da yeni bir adı aile adı olarak seçmek hakkına sahip olabilmesini; annenin de çocuğa kendi soyadını verebilmesi gerektiğini düşünüyorlar. Yani, evli kadının erkeğin kütüğüne nakledilmesi, çocuğun da babanın kütüğüne yazılması uygulamasına son verilerek, evlilik durumunda aile için yeni kütük açılması gerektiğini savunuyorlar.
EŞİK’in, tüm kadınları mutlak kişilik hakları olan soyadına sahip çıkmaya; tüm kurumları ve erkekleri de bu hakka saygı duymaya çağırması ardından, EŞİK gönüllüsü kadınlardan nüfus müdürlüklerine başvurarak sadece evlilik öncesi soyadını içeren kimlik talep edenler oldu. Bunlardan biri de Süheyla Doğan.
Medeni Kanun, Soyadı, Kimlik mücadelesi
Süheyla Doğan, Ayvacık-Çanakkale Nüfus Müdürlüğüne başvurarak sadece evlilik öncesi soyadını içeren kimlik verilmesini talep etmiş ancak kimlik alamamış. Nüfus Müdürlüğü çalışanlarının zaten böyle bir uygulama ile ilgili bilgileri de yokmuş.
Bunun üzerine Ayvacık Kaymakamlığı’na bir dilekçe ile başvuruda bulunmuş.
Dilekçesinde, bir kadın olarak evlenme ve boşanma nedeniyle soyadı değişikliklerinden dolayı kamu kurumları, bankalar gibi kurumlarda, iş yaşamında ve sosyal yaşamında zorluk çektiğinden, mahremiyetinin ihlal edildiğinden ve ayrımcılığa uğradığından bahsetmiş.
Bu zorlukların yaşanmaması için, kadının evlilik ilişkisinden bağımsız olarak kendi soyadı ile kimlik taşıması gerektiğine inandığını, kadınların mücadeleleri ve açtıkları davalar sonucunda, Medeni Yasa’nın “evlenen kadının kocasının soyadını taşımasını” gerektiren 187. Maddesinin birinci ve ikinci fıkrasının Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildiğini, artık kimliğinde sadece evlilik öncesi soyadının yazılmasının önünde bir engel kalmadığını belirtmiş.
Anayasa’nın 153. Maddesi gereğince Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlamakta olduğunun da altını çizmiş.
Anayasa’nın eşitlik ve ayrımcılık yasağı getiren 10. ve ailede eşitliği düzenleyen 41. Maddesi, 90. Maddesi ve Türkiye’de de yürürlükte olan Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW)’ın16/g hükmü gereğince evli kadınların talep ettikleri takdirde artık sadece evlilik öncesi soyadını kullanabileceklerini de hatırlatmış.
Şimdi Süheyla Doğan, Ayvacık Kaymakamlığı’nın vereceği cevabı bekliyor.
Kadın örgütleri soyadı hakkına sahip çıkmaya kararlı ve önümüzdeki günlerde benzeri talepleri daha çok duyacağız.
Aynı zamanda, İktidarın Medeni Yasa’yı hedef alan “sil baştan” aile hukukunu yazma niyetine karşı kadın örgütlerinin örgütlü mücadelesine dair haberleri de çokça duyacağız.