Prof. Dr. Yeşim Arat, Türkiye’deki kadın haklarını tartıştığı bir makalesinde 17 Şubat 1926 tarihinde ilan edilen Medeni Kanun’u zamanın koşullarına göre “devrimci” olarak tanımlıyor. Arat, “her ne kadar kocaların ailenin reisi olduğu ataerkil önyargısını içerse de, Medeni Kanun devrimciydi. Yeni yasaya göre kadınlar, devletle vatandaş olarak ilişki kurma fırsatına sahip olacaklardı,” sözleriyle Cumhuriyetin kurulmasından yalnızca
Hepsini son birkaç gün içinde yaşadığımız Sezen Aksu, Sedef Kabaş, Gülşen (Bayraktar) gibi örnekler, artık bu tür saldırı ve itibarsızlaştırma kampanyalarının sadece hükümetin gündemi ekonominin kötü görünümünden saptırma çabasının ötesine geçtiğini gösteriyor.Gündemi saldırgan psikolojik harekât ve propaganda yöntemleriyle saptırma çabası var elbette, ama bu saldırılar artık can güvenliği, ifade özgürlüğünün baskılanmasından kadın düşmanlığına dek pek
Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden, iktidar partisi radikal bir tabanı ve bu tabanın ürettiği argümanları savunan muhafazakar bir kesimi memnun etmek istediği için çekildi. Kadınlara ve toplumun kırılgan kesimlerine yönelik şiddetin önlenmesi için taraf olunan uluslararası bir sözleşmeden çekilmek, iktidarın kadın erkek eşitliğini öngören yasalarda yapmak istediği tek değişiklik değil. Aslında İstanbul Sözleşmesi’nin iptaline sebep olanların, bununla
Kadın Voleybol Milli Takımımızın Tokyo Olimpiyatlarının açılış maçında son olimpiyat şampiyonu Çin’i set vermeden 3-0 yenmesine çok sevindim. Müthiş bir maçtı. Eda, Hande, Simge, Meliha, Zehra Cansu, Ebrar ve isimlerini sayamadığım takım arkadaşları harikaydılar. “Antrenörümüz Giovanni Guidetti’nin dediklerini yerine getirmeye çalıştık” alçak gönüllülüğü içindeydi takım kaptanı Eda Erdem Dündar maçtan sonra TRT Spor’a konuşurken. Futbolcuların
Önce biraz içeriden bilgi vereyim. KADEM, kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesinin kaldırılabileceği yolundaki o açıklamayı yapınca AK Parti bünyesinde sular durulmuş değil. Tam tersine, AK Parti bünyesindeki kadınlar arasında görüş ayrılıkları artmış durumda. KADEM yönetimine, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’a, kızı (ve KADEM yöneticisi) Sümeyye Erdoğan Bayraktar’a mektuplar gönderiliyor, görüşmek için randevular talep ediliyor,