Siyaset

“Darbeci Sisi”den “Sayın Sisi”ye dış politika: Mısır tek örnek değil

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı 2022’de Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile Katar Emiri Şeyh Temim barıştımıştı. Erdoğan’ı “Derbeci Sisi” söyleminden “Sayın Sisi” söylemine getiren ekonomik kriz mi oldu? Keskin diplomatik dönüşler Mısır’la sınırlı değil. (Foto: TCCB)

“Laiklik kesinlikle ateizm değildir. Ben Recep Tayyip Erdoğan olarak Müslümanım ama laik değilim. Fakat laik bir ülkenin başbakanıyım. Laik bir rejimde insanların dindar olma ya da olmama özgürlüğü vardır.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne dek laiklik konusunda söylediği bu en açık ve en ileri ifadesini 14 Eylül 2011 tarihinde Kahire’de Mısırlı gazeteci Mona Shazly ile mülakatında söylemişti. 12 Şubat 2024’teki kabine toplantısı sonrasında önce “Sayın Sisi” ile görüşmek üzere 14 Şubat’ta Kahire’ye gideceğini söylediğinde aklıma hem Erdoğan yönetiminde Türk dış politikasında yaşanan keskin dönüşler hem de o zaman manşet yaptığımız bu sözleri geldi.

Bir Mısır özeti

Türkiye Başbakanı 2011 Eylül ayında Arap Baharının patlamasından sonra çıktığı Mısır, Tunus, Libya seyahatinin ilk durağındaydı. Üç ülkede de yozlaşmış rejimler yıkılmıştı ve daha iyisinin kurulacağı ümidi vardı. Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) adayı Muhammed Mursi’nin kazanacağı Temmuz 2012 seçimlerine daha çok vardı. Ama Kasım ayındaki Parlamento seçimlerinde İhvan’ın yasal partisi olan ve ilhamını Adalet ve kalkınma Partisi isminden alan Özgürlük ve Adalet Partisi’nin çoğunluğu alıp Şeriat düzenini temel alan bir Anayasa getireceği tartışılıyordu.

Erdoğan aslında İhvan’a hitap ediyor, başınıza iş almayın, laik devlet düzeninde de yönetimi değiştirebilirsiniz demeye getiriyordu.

Doğrusu Mursi seçimi kazandıktan sonra da Erdoğan, Mursi’yi “sürat felakettir” konusunda defalarca, hatta 17-18 Kasım’da tebrik ziyaretine gittiğinde dahi uyardı. Mursi’nin acelesi vardı. 3 Temmuz 2013’te, “Dindar asker” diye güvenip Genelkurmay Başkanı yaptığı Abdül Fettah Sisi tarafından devrildi. Sisi’nin arkasında, İhvan’ı düşman sayan Suudi Arabistan vardı; ABD onaylıyordu.

Rabia katliamı, Suriye ve Filistin

Erdoğan’ın Sisi darbesine tepkisi çok sert oldu.

Bunun görünürdeki nedeni, darbeyi protesto gösterileri sırasında Rabia El Adeviyye camii meydanında toplanan kitleye ateş açılması oldu. 14 Ağustos günü başlayan olaylarda öldürülenlerin sayısı 3 bin 500’ü geçecekti. O katliamdan sonra İhvan’ın işareti olarak ortaya çıkan Rabia (Arapça dört) işaretini Erdoğan da “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” diye yeniden tanımlayarak AK Parti işareti olarak kullanmaya başlayacaktı.

Ama Türkiye’nin Mısır’la diplomatik ilişkilerini dondurmayı da içeren sert tepkisinin üç siyasi nedeni de vardı:

  • Temmuz 2013’te Haziran boyunca Türkiye’yi sarsan Gezi Protestolarının etkisi hâlâ sürüyordu. Mısır’daki darbe, Erdoğan’ın darbe endişesini arttırdı.
  • Mısır’da İhvan iktidarının çökmesiyle Suriye’deki İhvan çatısı dağıldı, daha radikal unsurlar El Kaide ve yeni kurulan IŞİD saflarına katıldı; Türkiye’nin etkisi azaldı.
  • Erdoğan’ın Kahire seyahatlerindeki bir amacı da Mısır’ın Refah kapısından geçerek, yani İsrail’e uğramadan Hamas kontrolündeki Gazze’ye ulaşmaktı.

Sisi darbesi, Erdoğan’ın yeni Orta Doğu açılımını da engellemişti.

Darbeci Sisi unutuldu

Kasım 2013’te Türkiye’nin Kahire, Mısır’ın Ankara büyükelçileri karşılıklı olarak “istenmeyen kişi –persona non grata” ilan edildi.

Erdoğan bu tarihten sonra sadece Sisi değil, Mısır rejimine karşı da açık tavır aldı. Özellikle İstanbul’da Mısır muhalefeti destekli radyo, televizyon, internet siteleri kuruldu.

Türkiye-Mısır ilişkileriyle birlikte Türkiye’nin Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’deki etkinliğini de olumsuz etkiledi.

Eylül 2014’te ABD Başkanı Donald Trump, BM Genel Kuruluna katılan liderlere Nev York’ta yemek veriyordu. Erdoğan, şeref masasında kendisiyle birlikte Sisi’ye de davet gittiğini görünce yemeğe katılmadı.

2019 yerel seçimleri öncesinde AK Parti adayı Binali Yıldırım’ın karşısındaki İstanbul’da CHP’nin belediye başkan adayı Ekrem İmamoğlu’nu kötülemek için “Ya Binali ya Sisi” sloganını çıkardı.

Türkiye’deki ekonomik krizin derinleşmeye başlamasıyla birlikte diplomatik hava da dönmeye başladı. Katar Emiri Şeyh İkinci Temim, Doha’da 2022 Dünya kupası töreninde Sisi ve Erdoğan’ı barıştırdı.

Cumhurbaşkanı düzeyindeki son ziyaret 30 Eylül’de Mursi tarafından Abdullah Gül’e yapıldığı ve sıra Türkiye’de olduğu için Erdoğan gidiyor Sisi’yi ziyarete.

Sadece Mısır değil ki

Bunun bir öncesinde Erdoğan’ın 20 Aralık’ta seçimleri üçüncü defa ve pek de demokratik görünüm arz etmeyen yüzde 90 (pardon yüzde 89,65) oyla kazanan Sisi’ye tebrik mesajı var.

Öncesinde Erdoğan’ın 7 Aralık Yunanistan ziyareti var. Hani ABD seyahatinde Türkiye’nin F-16 alma talebine karşı lobi yaptığı için “Benim için bitmiştir” dediği Yunanistan başbakanı Kiryakos Miçotakis’e “Bir gece ansızın gelebilirim” sözünü PKK’ya ettiğini söylediği seyahat. O seyahati tebrik için 14 Aralık’ta telefon açan ABD Başkanı Joe Biden “Ver İsveç’i, al F-16’ları” demişti. İsveç’in NATO üyeliği jet hızıyla TBMM’den çıkmış, Biden da F-16 kararını (Yunanistan’a F-35 kararı içine gizleyerek) Kongre’den geçirmişti.

Tabii bir de Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) örneği var. Erdoğan’ın bir ara 15 temmuz 2016 darbe girişimi dahil her melanetin arkasında BAE lideri Muhammed bin Zeyid’i artık komşu kapısı yaptı. BAE’nin krizdeki Türk ekonomisine yatırım karşılığı talep ettiği enerji imtiyazları Meclis’te oylanmayı bekliyor.

Ne değişti de Sayın Sisi dedi?

Türkiye-Mısır ilişkileriyle sınırlı kalmayan kaybolan yılların maliyetini sordu Ömer Önhon YetkinReport’ta. Ne değişti de Erdoğan bir “Asla” sözünü daha geri alıp Sisi ziyaretine karar verdi? Sisi yerinde duruyor. Türkiye’deki İhvan istasyonları kapatıldı, Mısır rejimi terli yerinde.

Mısır değişmedi. Yunanistan da. BAE de değişmedi.

Türkiye değişti.

Türkiye 2018’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yönetilmeye başladığından itibaren Erdoğan’ın “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur” sloganlı “Nas ekonomisi” altında ekonomik krize girdi. Kriz hala devam ediyor. Aynı yıl ABD ile S-400 krizinin de tırmanmaya başladığını hatırlatalım.

2023 seçiminden sonra Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile birlikte ekonomide çıkış için öfkeyle kalkıp zararla oturulan diplomasi anlayışı askıya alındı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve MİT Başkanı İbrahim Kalın da bu anlayışı destekledi. Son aşamada Milli Savuma Bakanı Yaşar Güler’in Eurofighter çıkışına gizlenmiş “Uçağa ihtiyacımız var ve artık lütfen Rus değil NATO silahı olsun” çıkışı da belirleyici önemdeydi.

“Darbeci Sisi” söyleminden “Sayın Sisi” söylemine böyle geldi Erdoğan. Bakalım “Katil Esed” söyleminden “Kardeşim Esad” söylemine de dönüş olacak mı?

Murat Yetkin

Gazeteci-Yazar

Recent Posts

Hamas lideri Haniye’den MİT Başkanı Kalın’a: top İsrail’in sahasında

Hamas siyasi lideri İsmail Haniye’nin 12 Mayıs’ta Katar’ın Başkenti Doha’da MİT Başkanı İbrahim Kalın ile…

2 saat ago

Erdoğan-Miçotakis: aman bir tatsızlık çıkmasın da…

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in 13 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın konuğu olarak Ankara’da ağırlanmasından beklenen en…

7 saat ago

Araştırma: Kürt seçmen Demirtaş etrafında birleşiyor

Rawest Araştırma’nın “Kürt Meselesi, Kürt Siyaseti ve Demirtaş” başlıklı araştırmasının sonuçlarına göre Kürtler 31 Mart…

11 saat ago

Yunanistan’ın Ege’de Deniz Parkı kurması tehlike çanıdır

Yunanistan kuruluşundan itibaren Ege Denizi’nde ve Doğu Akdeniz’de Anadolu’ya doğru genişleme emel ve niyetinde olagelmiştir.…

1 gün ago

Atatürk’ün ölünce gömülmek istediği Ankara tümülüsü: Yumurtatepe

  Ankara’da Tümülüsler Vardır! Duygu Asena’nın “Kadınlar Vardır!” kitabının yayınlandığı dönem ve halen devam eden…

1 gün ago

BM’den tarihi Filistin kararı: Bir zafer mi, sembolik bir adım mı?

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 10 Mayıs'ta Filistin'in uluslararası örgüte tam üyelik için gerekli şartları…

1 gün ago