“ODTÜ’de bugün de bir kez daha Devrim Stadyumu’nun adını söyleyemeyen Rektörlük, Bahar Şenliği’ni Devrim’den soyutlamak, ODTÜ kültürünün parçası olan elementleri tek tek yıkmak istiyor. Bu bizim ilk defa karşılaştığımız bir durum değil. Her sene türlü sebeplerler Devrim Stadyumu yasaklanmak isteniyor.”
ODTÜ Sosyoloji Bölümü’nden Yasemin Kılınç, ODTÜ’nün Rektörlük binası önünde öğrencilerin neden iki gündür nöbet tuttuğunu bu sözlerle anlatıyor. Evet iki gündür öğrenciler nöbette. Muhalefet partilerinin temsilcileri, belediye başkanları destek mesajları yayınlıyor. Sosyal medyada şenlik için mesajlar ardı ardına veriliyor. Üstelik ABD’nin Dünyanın önde gelen üniversitelerinde İsrail karşıtı protestolara yapılan polis müdahalelerinin ülkeyi sarstığı günlerle aynı günlerde. Paralellik de, açı farkı da sarsıcı.
Şenlik yasaklanıyor, öğrenciler ayakta
ODTÜ’de 35 yıldır, kesintileri saymazsak, Mayıs ayında, yine bir öğrenci topluluğı olan Uluslararası Gençlik Topluluğu tarafından Bahar Şenliği düzenlenir. Kampuste konserlerin, etkinliklerin, eğlencelerin tertip edildiği bu şenliğin bir mekanı da merdivenlerinde DEVRİM yazan yarı-stadyumdur. Bu stadyumda genelde öğrenci topluluklarının yürüyüşü ve gece konserleri düzenlenir. Yıllar içinde bu stadyumdan Moğollar, Yeni Türkü, Bulutsuzluk Özlemi gibi grupların, pop müzik sanatçılarının öğrencileri coşturduğu konserler geçti.
Ancak yıllardır bu konserler de Bahar Şenliklerinin öğrencileri bir araya getiren mekanları da Rektörlük tarafından çeşitli sebeplerle yasaklanmak isteniyor. Yasaklanma bahaneleri muhtelif: güvenlik, temizlik, alkol kullanımı… Rektörlük bu sorunların çözümü için ne topluluklarla ne de öğrenci temsilcileriyle görüşüyor. Üç gündür muhalefet partileri temsilcileri ardı ardına Rektörlük önüne geliyor. Çankaya Belediyesi’nin yeni başkanı Hüseyin Can Güler ODTÜ’de Rektörlüğün öne sürdüğü temizlik ve organizasyon gerekçelerini üstlenme sözü verdi.
Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, ODTÜ Rektörlüğü Önünde Açıklama Yapıyor – ANKARA / CANLI https://t.co/rWDVz3IHwV
— ANKA Haber Ajansı (@ankahabera) April 25, 2024
Öğrenciler şu anda topyekün bir duvar ile karşı karşıya, bir araya gelebildikleri bir mekanı savunmaya çalışıyorlar.
“Bugün burada rektörlüğün önünde türlü tehditlere ve göz korkutmalarına rağmen 42 saattir duruyoruz. Rektörlüğün bizim varlığımızı inkar edemeyeceğini ve bizi muhattap kabul etmese dahi onun işinin de gücünün de biz olduğumuzu göstermek amacıyla bulunuyoruz,” diyor Kılınç. “Devrim bizim olduğu kadar ODTÜ’nün her alanının bileşenler olarak özneleriyiz. Burada bulunmamızın yarattığı dayanışma ortamının da bir kazanım olduğuna inanıyoruz.”
Siyasi iklimin uzantısı
Eğer aklınızın bir köşesinden, “memleket nelerle uğraşıyor, bu çocuklar şenlik peşinde” gibi bir düşünce geçtiyse sizi bir an durdurmak isterim. Çünkü uğraştığımız şeylerin bir uzantısı bu “yasaklar.”
Sosyoloji Bölümü öğretim görevlisi Besim Can Zırh 2019 yılında ODTÜ bahar şenlikleri ile ilgili kaleme aldığı yazıda “enikonu toplumsal bir vakıa” diyor şenliklerin yasaklanmasına. Sorun şu: “memleketin siyasi ikliminde, yerelde gelenekselleşen ve hayatın doğal akışının parçası olarak yapılan birçok etkinliğin bugün neredeyse bir suçmuş gibi yaftalanıyor olması.”
Yani öğrencilerin kendi insiyatifleri ile düzenlediği, ortaya koyduğu, kuşaklardan kuşaklara bir deneyim olarak aktardığı şenliklerin türlü gerekçelerle yasaklanması, bu geleneğin ve deneyimin de bir suç haline gelmesidir. Öğrencilere tepeden inme bir sessizlikten başka hiçbirşeyi reva görmemektir. “Biz ne söylersek tekrar edin” cümlesidir.
Çünkü düşünün, bir etkinlik böylesi bir ısrarla yasaklanacak kadar nasıl bir tehdit içeriyor olabilir?
Bu tekrar kültürü ABD üniversitelerinde bir haftadır gündemi sarsan öğrenci olaylarına üniversitelerin ardı ardına verdikleri matbu “kınama” mesajından görülebilir.
ABD’de öğrenciler Gazze için protestoda
ABD şu sıralar üniversite öğrencilerinin Gazze’ye destek protestoları ve bu protestolara giderek artan polis müdahalesi sebebiyle çalkalanıyor. 1968 öğrenci olaylarına ve Vietnam karşıtı protestolara benzetilen olaylarda kampuslere polisler girdi, yüzlerce kişi gözaltına alındı. Önde gelen akademisyenlerin gözaltına alındığı görüntüler tüm Dünyada tartışmaya sebep oldu.
Ivy League olarak adlandırılan ve Dünya’nın en prestijli üniversiteleri olarak görülen ABD üniversitelerinde Kasım ayından bu yana Gazze’ye destek için ufak çaplı gösteriler ve protestolar yapılıyordu.
Columbia Üniversitesi’nde hafta başında ABD’nin ve ABD üniversitelerinin İsrail’e verdiği desteği protesto etmek ve Gazze’ye desteğini açıklamak isteyen öğrenciler büyük bir kamp alanı kurdu. Üniversite Rektörlüğünün kamp alanına polis girmesine müsade etmesi ve 100’den fazla eylemcinin gözaltına alındığı görüntülerin yayılması ile eylemler diğer üniversitelere sıçradı.
Harward, Yale, Emory, Georgetown, New York, Emerson gibi dünyanın önde gelen üniversitelerinde öğrenciler kamp alanları kurdu, eylemler düzenledi. Eylemlere yapılan müdahalelerde yüzlerce kişi gözaltına alındı, tutuklandı. 25 Nisan’da Emory Üniversitesi Felsefe Bölümü Başkanı Noelle McAffe’nin ters kelepçeyle gözaltına alındığı görüntüler tüm dünyada ses getirdi.
WATCH: Among those arrested today were Noelle McAfee, Chair of the Philosophy Department at Emory University.
I’ve asked for a comment from Emory on this arrest, no word yet.
This video provided to us by an #Emory PHD student. You can hear him in this video. @ATLNewsFirst pic.twitter.com/86aJgb7NUX
— Patrick Quinn (@PatrickQuinnTV) April 25, 2024
Türkiye’den ABD’ye kınama
Protestolar ABD’de İsrail politikasını kamuoyunun öncelikli maddesi haline getirirken Türkiye’den “kınama” mesajları gecikmedi.
Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Naci İnci, ingilizce yayımladığı mesajında “Emory Üniversitesi Felsefe Bölümü Başkanı’nın tutuklanmasından büyük üzüntü duyduk. Bu elim hadise yalnızca akademik özgürlüğün son durumu hakkında endişeleri arttırmıyor, aynı zamanda saygın akademik kurumların itibarına da gölge düşürüyor. Gazze’deki vahşete karşı barışçıl seslerini yükselten akademik camia ile dayanışma içindeyiz,” ifadelerini kullandı.
Sosyal medya üzerinden ise İnci’nin mesajına tepkiler ardı ardına geldi. Çünkü, İnci’nin tutuklanmasından “üzüntü duyduğunu” ifade ettiği McAffe, Boğaziçi Üniversitesi’nde yıllardır yaşanan baskılara karşı Boğaziçili Akademisyenlere desteğini sunmaktan çekinmeyen bir akademik figür.
Bunun yanında tüm üniversitelere ulaşan kınama mesajı ardı ardına üniversitelerin sosyal medya hesaplarından yayınlanmaya başladı.
Bu mesajı yayımlayan bir ünivesite de ODTÜ idi.
“6 ayı aşkın bir süredir Gazze’de yaşayan masum insanları adeta yok etmeye yönelik vahşeti barışçıl yöntemle protesto eden üniversite öğrencilerine yönelik şiddet uygulanıyor. Columbia Üniversitesi’nden Yale’e, New York Üniversitesi’nden Harvard’a birçok üniversitedeki protestocular üniversitelerinden, Gazze’de ateşkes çağrılarını desteklemelerini ve İsrail’le bağlantılı şirketlerle ilişkilerini kesmelerini talep ediyor. Eylemlerde öğrenciler gözaltına alınıyor, üniversiteler protestoları durdurmak için uzaktan eğitime geçiyor. Üniversite öğrencilerinin gösterdiği barışçıl tepkiye karşı gösterilen orantısız tepkiyi temel insan hakları ve akademik özgürlüğe vurulmuş bir darbe olarak kabul ediyor, derin bir üzüntü duyuyor ve şiddetle kınıyoruz.”
https://twitter.com/METU_ODTU/status/178374096834630466
Bu ifadelerin tam da öğrencilerin Rektörlük binası önünde iletişime kapalı ve yasaklamaya odaklı bir zihniyete karşı çıktığı saatlerde yayımlanmasına siz ne diyorsunuz?
Bugün ABD’de üniversite öğrencileri İsrail karşıtı protestolarıyla ülke gündemini sarsarken, ODTÜ öğrencileri geleneklerine sahip çıkmak için Rektörlük önünde direniyor. Öğrencilerin karşılaştıkları yasakların bir ortaklığı var: artan baskılara karşı ses çıkarma cesaretini ayakta tutmak.
Rektör Verşan Kök’ten açıklama*
Bu yazının yazılmasının ardından YetkinReport’a ulaşan Rektör Mustafa Verşan Kök, “Devrim Stadı’nın şenlik süresince açık olacağını, öğrencilerin Devrim Stadında her türlü etkinliği yapabileceklerini” söyleyerek, yalnızca konserler için “güvenlik riskini işaret ettiğini” ifade etti.
Kök, “Sadece öğrencilerimiz dışında, dışarıdan katılımlı ve kontrol dışı oluşacak 25000-30000 kişilik kalabalıklardaki güvenlik riskini işaret ediyorum,” dedi.
Çankaya Belediye Başkanı ve CHP Ankara İl Başkanı ile görüştüğünü belirten Rektör Kök, Öğrenci Dekanının defalarca öğrencilerle görüştüğünü, ancak öğrencilerin konsere odaklandığını belirtti.
Kök, tüm öğrenci ve personele aşağıdaki bilgilendirmeyi yaptıklarını iletti:
“ODTÜ Bahar Şenliği, Üniversitemiz için bir gelenek olmasının yanı sıra, resmi topluluklarımızın ve öğrencilerimizin kendilerini ifade etmelerine, ders ve sınavlardan kısa bir süreliğine de olsa uzaklaşmalarına ortam sağlamaktadır.
Bu yıl yapılması planlanan ODTÜ Bahar Şenliği’nin 15- 16-17 Mayıs 2024 tarihlerinde, kampüsümüzün ekosistemini, temizlik, güvenlik ve sürdürülebilirliğini korumak amacı ile ilk düzenlendiği yıllardaki formata daha yakın, ODTÜ ruhuna uygun olarak yaratıcılığımızı besleyen, kampüsümüzün olanaklarını ve altyapısını aşmayacak katılımcı sayısı ile, stadyum konserleri olmaksızın yapılmasını; insanlık ve doğa için dünyayı dönüştürmeyi amaçlayan ODTÜ vizyonuna uygun, küresel sorunları, doğayı, evrensel değerleri göz ardı etmeyecek şekilde, ODTÜ öğrenci ve personelinin katılabileceği, kampüsümüzün farklı alanlarında geleneksel topluluk sahneleri ve stantlarının kurulacağı, yemek ve diğer stantların öğrenci ve tüm mensuplarımızın el emeği ile hazırlanacağı bir şenlik olması için elimizden gelen desteği vereceğimizi öğrencilerimiz ve ODTÜ kamuoyuna duyururuz.”
* Bu yazı 27 Nisan saat 01:09’da güncellenmiştir