Fenerbahçe başkanlık seçimini medya neredeyse Cumhurbaşkanlığı seçimi kadar önemli hale getirdi. İki başkan adayının canlı yayında tartışacağı haberi televizyonları heyecanlandırdı. Önce NOW TV’de yapılacağı söylendi, sonra soru sorulmaması şartıyla Habertürk’e alındı. Ara sıra baktım, fazla maruz kalmamak için bıraktım; gerek olduğunu da düşünmedim zaten. Bana bir süredir futbol detoksu yapma kararımın doğruluğuna bir gerekçe daha verdiler.
Fenerbahçeli değilim, küçüklüğümden beri Beşiktaşlıyım ama benimki daha çok kültürel bir taraftarlık; Beşiktaş’la Cumhuriyeti bir tutarım. Ama bir süredir Beşiktaş’ın futbol maçlarını dahi izlemiyorum, aslında birkaç yıldır hiçbir futbol karşılaşmasını izlemiyorum. Evdeki televizyonda şifreli futbol kanalını kapattık; gözüm kaymasın yine kapılmayayım diye. Yanlış anlamayın, arkadaşlarımın aksine Avrupa futbolunu filan da izlemiyorum. Simon Kuper’in 1994’te yayınladığı bir kitap var “Futbol sadece futbol değildir” diye. Yıllarca bunun doğruluğuna inandıktan sonra bir adım öteye taşıdım: Futbol, futboldan başka her şeydir.
Gazeteci olarak hayatımda karşı olduğum her şeyin yansımasını futbolda görüyorum. Kendi çalışanlarına asgari ücreti çok gören kimi işverenlerin milyarları futbolcu transferlerine saçmasını, kimse kusura bakmasın masumane bir hobi olarak görmüyorum. Bazı futbol kulüplerinin gri ekonomiye paravan olmaktan vergi kaçırmaya, para aklamaya, yerel ya da merkezi iktidarlarla kolay iletişim kanalı açarak nüfuz ticaretine dek karşı olduğum çoğu yanlışı temsil etmelerini görmezden gelemiyorum.
Komünizmin kurucu Karl Marx, “Din kitlelerin afyonudur” demişti; yaşasaydı belki listesine futbolu da eklerdi. Portekiz diktatörü Antonio Salazar ülkeyi kırk yıl 3F ile yönettiğini söylemişti: Futbol, fado ve Fatima. Fatima, dindir; Portekiz’in Fatima kasabasında üç koyun çobanının Hazreti Meryem’in kendilerine göründüğü inancı kültürüdür. Fado’yu bizim arabesk müziği sayabilirsiniz. Futbol artık siyaseti sürdürmenin hem de şaibeli bir aracıdır.
Geçen yıl Türkiye Futbol Federasyonu Kupesinin Suudi Arabistan’da oynanma kararı üzerine yaşanan rezaleti hatırlıyorsunuz, değil mi? İsteyenler bu bağlantıdan hatırlayabilir.
Artık futbol izlemiyorum.
İzleyicilik ve taraftarlık palamarını attım futboldan.
Spor izlemek istediğimde voleybol, basketbol, atletizm izliyorum; gençliğimde kürek çektim yarışmaları veren kanal oldukça izlerim.
Spor yarışması izleme palamarımı futboldan çözme kararımı pekiştirdikleri için Ali Koç ve Aziz Yıldırım’a teşekkür ediyorum. Ama gri alandaki futbol endüstrisinin devamına (diğer kulüplerin yöneticileriyle birlikte) verdikleri katkı için teşekkür etmiyor, tepki duyuyor, üzülüyorum.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in yeni yönetim döneminde Türkiye'ye ilk ziyareti Suriye'de Esad…
Donald Trump’ın “Türkiye Suriye’ye çöktü” ifadesini Türk medyasındaki haberlerin pek çoğunda bulmanız mümkün değil. Trump’ın…
Asgari ücret yine gündemimizde. Bu kez temel tartışma konusu asgari ücret ve enflasyon ilişkisi. Asgari…
Suriye’de gelişmeler baş döndürücü bir hız kazandı. Beşar Esad’ın 7 Aralık akşamı Moskova’ya kaçmasından yalnızca…
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi dönemindeki Suriye politikası nedeniyle yeniden gündemde. Cumhurbaşkanı Tayyip…
Suriye'de Esad rejimini deviren harekatın hazırlığının bir yıldan fazla bir süredir yapıldığı, Türkiye’nin, ABD’nin ve…