Türkiye siyasetinin merkezine yerleşen Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesi ile ilgili dava Ankara Sincan Ceza İnfaz Kurumları’nda başladı.
Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada aralarında eski Ülkü Ocakları yöneticileri Tolgahan Demirbaş, Emre Yüksel ve Serdar Öktem’in de bulunduğu 22 tutuklu sanık ilk kez hakim karşısına çıkıyor.
Tetikçi Eray Özyağcı ve onu getiren Vedat Balkaya ve Suat Kurt hakkında “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan, silahlı saldırıyı organize ettiği iddia edilen Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş hakkında ise “suça azmettiren olarak tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
T24’ten Özgür Zeren ve Sibel Yükler ve DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın haberlerine göre, mahkemede ilk gün MHP’nin davaya katılma talebi reddedilirken savunmalar dinlenmeye başladı. Cinayetin tetikçisi olarak dava dosyasında bulunan Eray Özyağcı, öldürmek maksadının olmadığını, ifadesinin değiştirildiğini savundu. Azmettirici olarak suçlanan Doğukan Çep alacak davası olduğunu iddia ederek tek azmettiricinin kendisi olduğunu belirtti. Keşif yaptığı iddiasıyla suçlanan Suat Kurt ise cinayete yardım suçlamasını reddetti.
Davaya katılan CHP Lideri Özgür Özel ise duruşma arasında yaptığı açıklamada cinayetin “esas azmettiricileri ile bağının ortadan kaldırılmaya çalışıldığı” yorumunda bulundu.
MHP’nin talebi reddedildi
Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sabah saatlerinde başlayan ilk duruşmada Milliyetçi Hareket Partisi’nin davaya katılma talebi oy birliği ile reddedildi.
MHP’nin talebi önce tanıklara soruldu. Sanıklar MHP’nin davaya katılma talebini kabul etti. Savcı, suçtan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle MHP avukatlarının katılma taleplerinin reddedilmesini istedi. Mahkeme heyeti, oy birliği ile talebi reddetti.
CHP lideri Özgür Özel ve CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu duruşmaya katılarak Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in yanında oturdu.
İYİ Parti Genel Başkanı Musavat Dervişoğlu da duruşmada bulundu.
Duruşma nedeniyle Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nün etrafında yoğun güvenlik önlemleri alındı. Ayşe Ateş duruşmaya korumalar ile birlikte geldi. Ateş’in çelik yelek giydiği belirtildi.
Ayşe Ateş: “yarım bir mahkeme”
Duruşma öcesinde açıklama yapan Ateş, “eksik delillerin tamamlanması yeni tam bir iddianamenin hazırlanması ve hızlı bir şekilde şüphelilerin ifadelerinin alınmasını istiyoruz. Bu eksik yarım bir mahkeme” dedi.
Ateş, “Bazı çevreler farklı şekilde yorumladı ama ben katılmıyorum sayın cumhurbaşkanının sözünü tutacağına inanıyorum. Ortada bir tane cinayet var iki ayrı dosya olması akıl ve mantık dışı. Bu cinayetin emniyet ve yargı ayağı vardır hiç şüphem yok. Emniyet ve yargının aynı zamanda MHP ve Ülkü Ocaklarının içine sızmış suç örgütü vardır. Zaten bu dosya üzerindeki karanlık el bunlar bir sac ayağının parçaları,” dedi.
Ateş, “Bugün Mersin olayı ile birlikte değerlendirmesini isteyeceğim. Hepsinin kaynağı aynı hepsi aynı merkezden talimatı alıp bu suikastı gerçekleştirdiler. MHP’nin avukatları burada ne sıfatla bulunuyorlar. Bizim yanımızda olmadıkları aşikar. Bu boşluğu aziz milletimiz doldursun. Umarım sanıklar serbest kalmaz,” ifadelerini kullandı
Özyagcı, “söylemediğim şeyler ifadeye yazıldı”
Cinayeti planlayan ve organize eden sıfatıyla yargılanan Doğukan Çep, salona getirildiği sırada “Bay Kemal nerede” diye bağırdı. Bunun üzerine jandarma eşliğinde salondan çıkarılan Çep, daha sonra mahkeme başkanının talimatıyla yeniden salona getirildi.
T24’ün haberine göre cinayetin tetikçisi olarak dosyada yer alan sanık Eray Özyağcı, ifade vermeye başladı.
Özyağcı, Doğukan Çep’in anlaşmazlık nedeniyle kendisini Sinan Ateş’i vurmak için Ankara’ya gönderdiğini, kendisini de olay yerine Vedat Balkaya’nın götürdüğünü söyleyerek, “Aradım aradım ulaşamadım, bir dosya için bana söz vermişti, sözünü tutmadı. Bir para göndermiştim” dedi.
“Ben senin için Sinan Ateş’i gider ayaklarından vururum’ dediğini söyleyen Özyağcı, “Sonra Suat Abi’yi (Kurt) aradım, ‘Kalacak yer lazım’ dedik. Doğukan Abi ile beraber otoparka gittik. Otururken bana ‘Her şeyi ayarladım, Ankara’ya gitmem kaldı’ dedi” ifadelerini kullandı.
Mahkeme başkanı Özyağcılar’a, ifadesi ile savunması arasındaki çelişkileri sordu. Sanık Özyağcılar, söylemediği şeylerin ifadeye yazıldığını öne sürdü.
Özel: “Azmettiricilerle bağ koparılıyor”
Duruşmayı Ayşe Ateş’in yanında izleyen CHP lideri Özel, mahkeme arasında yaptığı açıklamada Özyağcı’nın ifadesini yorumladı.
Özel, “Ettiği telefonları hatırlamayan, aldığı talimatları hatırlamayan, verilen konumları hatırlamayan, görüştüğü kişileri hatırlamayan ama birilerinin bağlantısını ortadan kaldırmak için yeni şeyler hatırlayan bir tetikçi ve azmettirici gördük. Esas azmettiricilerle bağı ortadan kaldırmak için üst düzey bir çaba gördük” dedi.
Özel, “İddianamede adı geçmesi gereken eski milletvekilleri hali hazırdaki çeşitli yöneticiler, bir siyasi partinin cinayetten önce sonra telefon irtibatı kurulan yöneticilerinin adı dahi geçmiyor. Bütün arabaların plakaları var bir arabanın yok, o aracın içinden hangi genel başkan iniyor o aracı ona kim tahsis etmiş bütün Türkiye biliyor. Biz bu sisin inmesine, bu cinayetin alelade bir cinayetmiş gibi bir cinayetmiş gibi üstünün örtülmesine seyirci kalmayacağız” dedi.
Özel, dava sonuçlanana kadar olayın takipçisi olacaklarını belirterek, “Türkiye’yi sise boğmaya çalışıyorlar, bundan sonrası için gözdağı vermeye çalışıyorlar, buna sessiz kalınmayacak! Herkes bundan emin olsun” ifadelerini kullandı.
Doğukan Çep: Azmettirici benim
Cinayeti organize etmek ve azmettirmekle suçlanan Doğukan Çep, savunmasında suçlamaları kabul etti ve “ben azmettirdim” dedi.
Çep, “Her şeyi ben ayarladım” dedi.
Savumasına Hasan Fırat Gedik ve Cebrail Günebakan’ı öldürdüğünü belirterek başlayan Çep, bir süre Gezi Parkı protestolarında yer alan kişilerle ilgili konuştu. Mahkeme heyetinin uyarısı üzerine savunmasına dönen Çep, Sinan Ateş ile bir camide karşılaştığını ve hakkındaki dava dosyası ile ilgili Ateş’ten yardım istediğini iddia etti. Bu yardımın karşılığında Ateş’in kendisinden para istediğini belirten Çep, Ankara’ya Ateş’in ofisinin önüne gittiğini ve ona bir miktar para verdiğini, daha sonra Ateş’in telefonlara çıkmadığını, bu sebeple tekrar Ankara’ya gitmeye karar verdiğini anlattı.
Çep, Sinan Ateş’i öldürmek maksadı olmadığını belirterek, tetikçi olarak suçlanan Özyağcı’ya “bunu ayaklarından vuracağım” dediğini, bunun üzerine Özyağcı’nın “ben hallederim” dediğini savundu.
Bunun üzerine Suat Kurt’u aradığını belirten Çep şöyle konuştu: “Cinayet olsa telefonlarını açmazlar. Ben öldürmeye gönderseydim, öldürmeye gönderdim derdim. Ölmesini de istemezdim, nasıl öldüğünü de bilmiyorum. Nasıl öldü bilmiyorum, şok oldum, Suat abi şok oldu. Dünyam başıma yıkıldı, bütün film bitti. Dört gün sonra yakalandım.”
Çep, mermiler ile ilgili şaibe olduğunu, Ateş’i öldüren merminin Özyağcı’nın silahından çıkan mermi olmadığını iddia ederek konunun araştırılmasını talep etti.
Doğukan Çep müşteki avukatının “Sinan Ateş’in Mersin-İzmir Limanı kokain ticaretini belgelerle kamuoyuna açıklayacağı şeklinde kulağınıza gelen bir şey var mı?” sorusuna “Benim haberim yoktu” şeklinde yanıt verdi.
Suat Kurt: Cinayet suçlamasını kabul etmiyorum
Olay yerinde keşif yaparak Doğukan Çep’e bildirmekle suçlanan Suat Kurt, suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
Çep’in “bir alacak meselesi” ile ilgili kendisini aradığını ve Ankara’ya gitmesini istediğini belirten Kurt, “Doğukan Çep aradı, ‘Bir alacak verecek davasından bir kardeşimle ilgili sıkıntı var, Ankara’ya gider misin abi. Sana adres vericem, bu adreste şahıs kaçta gidiyor, kaçta geliyor bilgi istiyorum’ dedi. Eray’ı karşılayan, Zekeriya ile evi ayarlayan benim,” dedi.
Mahkeme heyetinin sorusu üzerine Kurt “Bana ‘dövülecek, en fazla ayaklarından vurulacak’ denildi Doğukan Abi tarafından. Ben MHP ile Ülkü Ocakları’yla bağlantım yok. Vurulacak biriymiş, bilmem” dedi.
Kurt, avukatın “Siyasi bir kimliği olduğunu biliyor muydun?” sorusuna, “Yok nereden bileyim, bilmiyorum. Cezaevinden pandemi izninde çıkmışım, bir daha niye böyle bir şeyin içine gireyim. Yandı infazım, mağdur olduk. Ben silah falan görmedim hiçbir yerde” cevabı verdi.
Kurt şöyle konuştu:
“Olay günü Eray’ın Vedat’ın orada olduğundan haberim yok. Cuma günü böyle bir olay olacağını kestiremedim. Eray’ı karşılayan, Sinan’ın adres bilgilerini atan benim. Evi ayarlayan benim. Ben cezaevinden izindeyim. Doğukan’ın hatırı var. Eray’ın vuracağını Eray evde telefonla konuşurken duydum. Sinan Ateş’in girişini çıkışının hepsini Doğukan’a tarif ettim. Cezaevine girdim çıktım. Çıktıktan sonra yeniden Çukurambar’a gittim. Cinayet ile ilgim olsa, kendi kimlik bilgilerimle otelde mi kalırım, otobüsle mi geri dönerim?”
Suat Kurt avukatların sorgusu üzerine, “Taksiye binerken çok silah sesi duydum, 10-15 tane silah sesi duydum” iddiasında bulundu.
Tolgahan Demirbaş: “FETÖ algı operasyonu yapıyor”
Eski Ülkü Ocakları yöneticisi ve cinayeti Doğukan Çep ile birlikte azmettirmekle yargılanan Tolgahan Demirbaş savunmasında hakkındaki suçlamaları reddetti ve “FETÖ iltisaklı algı operasyonu yapıldığını” iddia etti.
Demirbaş, “Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Maktulle hiçbir husumetim yoktur. Kendisiyle bağım yoktu. Tesadüfen denk gelmişliğim yoktur. Sanıkları tanımam, onlar beni tanımaz, ayrı şehirlerde yaşayan insanlarız. Sizlere saygım üzerine, kutsal saydığım tüm inançlar üzerine yemin ederim ki böyle bir olay olacağından haberim yoktu. Olay olduktan sonra öğreniş bulunmaktayım.
Gizli kalması gereken bilgiler cımbızla çekilmiş, sistemli şekilde verilmiş, FETÖ iltisaklı basın mensuplarına ve sahte hesaplara servis edilmiş, bir algı operasyonu yürütülmüştür. Azmettiren sıfatı taşıyan birine sorulacak sorular sorgumda sorulmamıştır” dedi.
Demirbaş, bilirkişi raporunda Sinan Ateş’e ilişkin “İpi çekilmiştir” yazışmasının sorulması üzerine “İpi çekilmiş demekten kastım, teşkilatla camia ile ilgisi kalmadı, aforoz edildi anlamındadır” yanıtı verdi.
Bilirkişi raporlarında Demirbaş’ın Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’a tahsisli olduğu öğrenilen Audi Marka çakarlı bir araçla tetikçiyi aldığı ve Bolu’ya götürdüğü belirtiliyordu.
Audi marka araçla ilgili konuşan Demirbaş, “Audi marka araç kamuya ait. Arabayı Emre’ye (Yüksel) sorun. Benim bildiğim kadarıyla o araç, işi olan herkesin kullanabileceği bir araç,” dedi.
Sinan Ateş Aralık 2022’de Ankara Çukurambar’da uğradığı silahlı saldırı sonrasında hayatını kaybetti.
Cinayetin ardından geçen 1,5 yıl içinde dava açılamadı, iddianame ancak Mayıs ayında tamamlanabildi.
Soruşturma sırasında ismi geçen polis memurları, MHP ile ilişkili kişiler ve Ayşe Ateş’in ifadesinin iddianamede yer almaması, Tolgahan Demirbaş’a talimatın kimden geldiğinin belirtilmemesi dava ile ilgili siyasi tartışmaları körükledi.
Özellikle MHP ile AK Parti arasındaki iletişimin merkezinde yer alan dava Ankara’da yakından takip ediliyor.
Bahçeli hasta hasta Beştepe’ye çıkıyor: Cumhur’da 1 Temmuz gerilimi