İsrail’in hem Hizbullah hem Hamas hem de Ramallah’daki Filistin yönetimine saldırıları aralıksız devam ediyor. Son olarak İsrail askerlerinin El Cezire televizyonunun Ramallah’taki bürosunu canlı yayın sırasında basarak -dört ay önce Kudüs bürosunu kapattığı gibi kapattığı haberi geldi. The Wall Street Journal gazetesi, Gazze’de ateşkesin ABD Başkanı Joe Biden döneminde mümkün görünmediğini söyleyen bir rapor yayınladı geçenlerde. Başlıktaki söz ise ABD başta olmak üzere Batı’nın İsrail ne yaparsa yapsın durdurmak için laftan öteye gitmemesindeki açmazı tanımlamak için söylendi. “Soykırıma uğramış millet soykırım yaparsa ne olur?”
Sözün sahibi Dışişleri bakanı Hakan Fidan. Wall Street Journal gazetesinin o raporu yayınladığı 20 Eylül günü hükümet çizgisindeki düşünce kuruluşu SETA’nın bir etkinliğindeki konuşmasında söyledi. Batı’da karar yapıcıların “zihinlerini tutsak alan” ve hiç sorulmamış bir soru olarak gündeme getirdi: “Soykırıma uğramış millet soykırım yaparsa ne olur?”
Fidan, Almanya’daki Nazi döneminde soykırım girişimine maruz kalmış, milyonlarcası vahşice katledilmiş İsrailoğullarının şimdi Filistin’de kendi “ötekilerine” aynı zulmü sergilemesinden ve İkinci Dünya Savaşından kalan bu yükle Batı’nın İsrail’in her türlü saldırganlığını “kendini koruma hakkı” olarak destek olmasına atıfta bulunuyordu.
İşin bir dikkat çekici yanı da SETA’nın Fidan’ın konuşmasını özetlerken bu sözlerine yer vermemesi oldu. Almanya ve Orta Avrupa Yahudiliğinin maruz kaldığı soykırım girişimini İran’daki mollalar rejimi gibi inkâr etme anlayışından kaynaklanmıyorsa dalgınlıktandır diyelim. İsteyenler, eğer kaldırmazlarsa YouTube yayınının 44-45’inci dakikalarına bakabilir.
Fidan aynı konuşmada İsrail’in şu anda ABD ve dolayısıyla müttefik yönetimlerinin desteğiyle kendisini çok güvende ve dokunulmaz hisseden İsrail’in, eğer bir siyaset değişikliğine gitmezse hem bölge hem dünya halklarını kendine düşman etmeye devam edeceğini de söyledi.
ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya dışişleri bakanı BM genel kurulu öncesinde toplanarak hem Gazze hem Ukrayna konusunda atacakları adımları göden geçirdiler. İsrail’e lafta kalmayan bir engelleme gelmedikçe BM Genel Kurul toplantılarından da bir sonuç çıkma beklentisi yok zaten.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da BM Genel Kurulu öncesinde İsrail’in amacının Gazze’yi, olabiliyorsa Ramallah’ı ilhak etmek ve Lübnan’ı kontrolüne almak olduğunu ifade etti. Erdoğan Türkiye’nin en önemli mesajının Filistin topraklarına tamamen el koymadan İsrail üzerindeki uluslararası baskının artırılması gerektiği olacağını da söyledi.
Ama ABD’nin İsrail’e desteği devam ettikçe BM tartışmalarından da somut sonuç çıkması çok zor.
ABD Filistin konusunda İsrail’e dokunacak her şeyi veto ediyor, Rusya’da Ukrayna’yla ilgili her şeyi; savaşı başlatan zaten kendisi. BM Güvenlik konseyindeki veto dengesi dünya siyasetini İsrail ve Ukrayna etrafında kilitlemiş durumda.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in yeni yönetim döneminde Türkiye'ye ilk ziyareti Suriye'de Esad…
Donald Trump’ın “Türkiye Suriye’ye çöktü” ifadesini Türk medyasındaki haberlerin pek çoğunda bulmanız mümkün değil. Trump’ın…
Asgari ücret yine gündemimizde. Bu kez temel tartışma konusu asgari ücret ve enflasyon ilişkisi. Asgari…
Suriye’de gelişmeler baş döndürücü bir hız kazandı. Beşar Esad’ın 7 Aralık akşamı Moskova’ya kaçmasından yalnızca…
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi dönemindeki Suriye politikası nedeniyle yeniden gündemde. Cumhurbaşkanı Tayyip…
Suriye'de Esad rejimini deviren harekatın hazırlığının bir yıldan fazla bir süredir yapıldığı, Türkiye’nin, ABD’nin ve…