Geçen hafta sonu gazeteci Nevşin Mengü aleyhine bir mülakatı nedeniyle soruşturma açıldı; gözaltına alındı, adli kontrol ve yurtdışına çıkma yasağıyla bırakıldı. Bu hafta sonu gazeteci Özlem Gürses’e canlı yayında, dil sürçmesi olduğu bir ifadesi nedeniyle soruşturma açıldı; gözaltı, kelepçe, ev hapsi, yurtdışı yasağı. Üstüne T-24’e soruşturma haberi geldi. Bu endişe verici gelişmelerin bir ortak paydasının Suriye’deki gelişmeler olduğunu rahatlıkla saptayabiliriz ki bu durum dün Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Golani’nin kravatıyla öne çıkan Şam ziyareti ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in Suriye’ye harekât hazırlık toplantısıyla daha da öne çıktı.
Güler’in kuvvet komutanlarını Suriye sınırında Kıilis’te toplayıp bölgedeki bütün komutanlarla video konferans yaptığı 22 Aralık günü, Fidan da Şam’da Esad rejiminin devrilmesine vesile olan HTŞ lideri Ahmed “Golani” el-Şara ile görüştü. Dışişleri Bakanlığı kanalıyla gelen fotoğraflarda ilk göze çarpan ise Golani’nin kravatı oldu.
1 Aralık’ta HTİ İdlib’ten Halep’e hücuma geçtiğinde sarık, cübbe ve kaba sakalıyla Selefi mücahit lider görünümünde olan Golani, 8 Aralık’ta Beşar Esad Rusya’ya kaçtıktan sonra kameralar karşısına sarık ve cübbeyi atmış, rütbesiz üniforması ve adeta hipster usulü düzenlenmiş sakalıyla, neredeyse bir plaza beyaz yakalısı gibi çıktı. 12 Aralık’ta Emevi Camii’nde namaza duran MİT Başkanı Kalın’ı Şam sokaklarında gezdirirken takım elbise giymişti ama kravatı yoktu. 22 Aralık’ta ise Şam’da Fidan’ı kravatıyla karşıladı. Kucaklaştılar. Büyükelçi Burhan Köroğlu’nu bizzat takdim etti.
Bir gün önce, ABD Dışişleri heyetinin kendisini Şam’da ziyareti sonrasında, ABD’nin terörist olarak başına koyduğu 10 milyon dolarlık ödülü kaldırmıştı. Golani’nin yazılı bir açıklamayla ABD’den en büyük isteğinin Suriye’ye yaptırımları kaldırması olduğunu söyledi. İsrail’in askerlerini Şam’ın burnunun dibinden çekmesini istemesi yerine ekonominin canlandırılması için yaptırımların kaldırılmasını istemesi, mücahitten çok seçmen desteği almak isteyen politikacı kalıbına uyuyor.
Golani’nin söylemini birkaç hafta içinde Suriye’de katıksız Şeriat düzeni uygulayacaklarından uluslararası toplumun saygın üyesi Suriye’ye yumuşattıkça kılık kıyafeti de Beşar Esad’dan farksız olmaya başladı. Kılık kıyafet de bir gösterge elbette, tıpkı söylem gibi ama esas eyleme, eylediği ve eyleyeceği işe bakmak gerekiyor.
Golani’nin Fidan’ı kravatıyla karşılamasının uluslararası medyaya yansıdığı sıralarda Milli Savunma Bakanı Güler, Suriye sınırında Kilis’te komutanlarıyla Suriye’ye muhtemel harekât planları üzerine konuşuyordu. Verdiği mesaj, Şam’da Fidan’ın verdiği mesajdan faklı değildi: Türkiye, Şam’daki yeni yönetimle işbirliğine hazırdı, bunun için de tek şartı vardı: PKK/YPG’nin sınırdan uzaklaştırılması.
Doğrusu Golani’nin Türkiye’nin Suriye topraklarındaki PKK/YPG hedeflerine harekâtını önleyecek bir gücü bulunmuyor. Elbette âdet yerini bulsun diye bir şeyler söyleyecektir ama egemenliğini kurmak istediği ülkesinde ABD kontrolündeki eğitimli ve son model silahlarla donatılmış bir ordunun varlığından memnun olacağını düşünmek eşyanın tabiatına aykırı.
Türkiye’yi bunu yapmaktan alıkoymaya çalışacak tek güç olarak Türkiye’nin NATO müttefiki ABD görülüyor. NATO ise Türkiye’ye asıl Suriye’de değil, Rusya-Ukrayna savaşında ihtiyacı var. ABD Savunma Bakanlığı seçimi kazanan ve 20 Ocak’ta Başkanlığı devralacak Donald Trump’a inat asker sayısını 900’den 2000’e çıkardığını ve çekilme planlarının bulunmadığını söylüyor. Böylece Ayn el-Arab (Kobani) hizasında sınır duvar panellerinin kaldırılmasıyla “askerden arındırılmış bölge” çağrısına çark eden SGD’yi teskin etmek istiyor belki de. Muhtemelen Suriye’de Türkiye’nin hedef alacağı her araç ve her binaya ABD bayrağı takıp korumaya almaya çalışacaklardır, eğer henüz başlamasılarsa.
Oysa Güler de Fidan da “önceliğimiz PKK/YPG’nin “tasfiyesi” diyor. Bu da artık herkes tarafından ciddiye alınan bir tehdit.
Türkiye’nin Trump iktidarı almadan önce PKK/YPG’ye askerî harekât başlatma ihtimali ve işi Trump dönemine bırakmama ihtimali bulunuyor. ABD’nin bunu fiziki güç kullanarak durdurmaya çalışmasının -sadece Suriye değil- geniş bölgede yol açacağı sorunlar, neyin feda edilebileceği konusunda bir fikir veriyor.
Golani’nin yakında Erdoğan’ı Şam’da konuk edeceği anlaşılıyor. Erdoğan’ın Esad’ın gidişiyle Emevi Camii’nde namaz kılma hedefi gerçek olacak. Eğer Cuma namazı kılmak istiyorsa, 2024’ün son cuması 27 Aralık.
Suriye ve Suriye’deki PKK/YPG’ye karşı yürütülen ve yürütülecek bütün ameliyatlara dair her haber, her söz, Ankara’da iç ve dış kamuoyunda gedik açacağı yolunda, Ankara’da zaman zaman paranoya algısına yol açan tedirginlik duvarına çarpıyor. Meslektaşlarımızın o amaçla yapmadığı haberler gözaltına alınmalı soruşturmalara konu oluyor; birileri vur deyince diğerleri öldürmeye kalkıyor.
Kritik günlerden geçiyoruz.
Şam Ravda Meydanı, 15 Aralık 2024, Türkiye’nin Şam Büyükelçiline 12 yıl aradan sonra, ay yıldızlı…
Mehmet Öğütçü ve Rainer Geiger Ortadoğu, yıllardır süregelen siyasi istikrarsızlık ve ekonomik çalkantıların izlerini taşıyan…
Yeni yıla girmemize sayılı gün kala, Milli Eğitim Bakanlığı sayesinde çocuklarımızı ve gençlerimizi maazallah kazara…
ABD ordusu bir kez daha Donald Trump’a Suriye resti çekiyor. Başkanlık görevini 20 Ocak’ta devralacak…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD'nin Gazprombank için uyguladığı yaptırımlardan Türkiye'yi muaf tutacağını…
Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller'ın Suriye'de Türkiye destekli Suriye Milli…