

BAYKAR ve Leonardo yönetim kurulu başkanları Selçuk Bayraktar ve Roberto Cingolani ortaklık anlaşması sonrası Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve İtalya Başbakanı Giorgia Meloni gözetiminde tokalaşırken. (Foto: Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 29 Nisan’daki İtalya ziyaretinde Başbakan Giorgia Meloni ile görüşmelerinde iki ülke arasında stratejik işbirliği çerçevesinde 12 anlaşma ve mutabakat zaptı imzalandı. Bunlar arasında İtalyan savunma devi Leonardo ile Türkiye’nin insansız hava teknolojilerinde uluslararası aktör konumuna büyüyen BAYKAR arasında imzalanan stratejik ortaklık ve ortak üretim anlaşması da bulunuyordu.
Bu anlaşma Avrupa savunma sanayisinde de Türk savunma sanayisinde de yeni bir dönem başlatabilir. Ancak bu gelişme, BAYKAR için ihracat ve teknolojik sıçrama anlamına gelirken, ASELSAN gibi yerli alt sistem üreticileri için ciddi bir uyarı niteliği de taşıyor.
BAYKAR, ASELSAN ve diğerleri
İtalyan Leonardo dünyanın en büyük 10. savunma sanayi şirketidir. Agusta Westland, Oto Melara ve bir dizi köklü şirketlerin birleşmesiyle kurulan Leonardo aynı zamanda Thales Alenia, Hensoldt, Eurofighter ve MBDA gibi küresel devlerin en büyük ortakları arasındadır. Bu bağlamda Leonardo esasında ASELSAN’ın da küresel ölçekteki en büyük rakiplerinden birisidir.
Leonardo ASELSAN’ın ürettiği her ürünün muadilini ya doğrudan ya da ortak projeler çatısı altında üretirken; pazarlama portföyünde -ne yazık ki- ASELSAN’dan çok daha fazla ürüne de sahiptir. BAYKAR platformlarında Leonardo alt sistemlerinin kullanılması, ASELSAN’ın Avrupa pazarındaki potansiyeline ulaşamamasına neden olabilir.
ASELSAN gibi gelişmiş ve yüksek katma değerli alt sistem üreticilerinin ihracat ve satış başarıları ancak ana platform üreticilerinin bu alt sistemlerle pazarlama faaliyetleri yürütmesiyle mümkün olabilir. Yani TUSAŞ, BAYKAR, STM, DEARSAN, OTOKAR, BMC, FNSS ve diğer ana platform üreticilerinin hava, deniz ve kara platformlarında kullandıkları alt sistemler de ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN, MKEK, TEI, KALE gibi firmaların üretimi olursa toplam ihracat gelirinin tamamının Türk ekonomisine kazandırıldığını söyleyebiliriz. Aksi halde önemli bir kâr marjının ithalat yoluyla başka ülkelere bırakılma riski yüksektir. Üstelik alt sistemlerdeki kâr marjı ana platform ürünlerindeki kar marjlarına göre genellikle daha fazladır.
Leonardo işbirliğinin etkileri
BAYKAR’ın sensör ve optik sistemler gibi faydalı yükler için kendi platformlarında Leonardo aviyoniklerini kullanmaya başlamasıyla; BAYKAR’ın satışları ciddi miktarda artacaktır. Hatta Piaggio alımıyla birlikte üretim hatlarının İtalya’da büyütülmesi de söz konusu olacaktır. BAYKAR’ın Akıncı platformu özelinde Leonardo alt sistemlerinin kullanılmasını İtalyan hükümeti de hem finansal hem de diplomatik araçlarıyla destekleyecektir. İtalyan bankalarının uygun faizli ve belki de faizsiz kredilerinin yanı sıra İtalyan hükümetinin politik desteğini garantilemek potansiyel müşteriler için çok büyük motivasyon kaynağı olacaktır.
Bu Türk savunma sanayiinin Avrupa’daki ağırlığını artıracaktır. Öte yandan BAYKAR’ın ASELSAN teçhizatıyla Avrupa’da alabileceği sipariş miktarı Leonardo teçhizatıyla alabileceğinden daha az olma ihtimali bugünden görülebilir. Bu da düzenleyici bir anlaşma yapılmadığı sürece BAYKAR dış pazarlara erişim ve satış potansiyelini arttırırken ASELSAN’ın rekabet gücünü zayıflatacaktır.
TB-2 üzerinden somut örnek
Somut örnek vermek gerekirse; bir BAYKAR TB-2’nin TSK ve bağlılarına satış fiyatı 2,5 milyon dolardır; bu miktar ihracat fiyatının yarısından azdır. Bu fiyattaki en büyük maliyet kalemi elektro-optik gözetleme ve işaretleme sistemleridir; bu sistemlerin ortalama birim fiyatları yaklaşık 1 milyon dolardır.
Bu tür S/İHA’ların kullandıkları motorlar ise sadece 25.000 avrodur. Yazılım, servolar, görev sistemleri ve gövde maliyeti elektro-optik sistemlere göre oldukça düşüktür. BAYKAR’ın kendi kar marjı dışında üretebileceği en büyük kar marjı ise ASELSAN’ın da önemli bir üretici olarak faaliyet gösterdiği elektro-optik sistemler üzerinden olacaktır. ASELFLIR 500 katalog bilgisine göre 52 kg ağırlığındadır ve ihracat değeri 20.000USD+/1 kg’dır. Ancak BAYKAR’ın Leonardo ortaklığı, ASELSAN’ı koruyucu düzenleme yapılmadıkça bu alt sistemlerdeki kâr marjının İtalya’da kalmasına neden olabilir.
Türkiye’nin ihracat zorlukları
Türkiye, yüksek katma değerli ve yüksek kâr marjlı savunma sanayisi alt sistemlerini ihraç etmede bazı temel zorluklarla karşı karşıyadır. Öncelikle, bu alt sistemleri kendi ana platformlarında kullanmak isteyen yabancı üreticiler bulmakta zorlanmaktadır. Ayrıca, yaşanan ekonomik kriz nedeniyle bu ihracatları finanse edebilecek yerli ya da dost finans kuruluşlarının yeterli sermayeye sahip olmaması da önemli bir engeldir. Bunlarla birlikte, Türkiye’nin rakip ülkelere kıyasla daha sınırlı bir siyasi nüfuza sahip olması, özellikle Avrupa gibi büyük pazarlarda rekabet gücünü zayıflatmaktadır.
Bu olumsuzluklara ek olarak, Türkiye’nin kendi ana platform üreticileri dahi yabancı alt sistemleri tercih etmeye başladığında, ASELSAN’ın potansiyel pazarlardaki rekabet gücü daha da zayıflayabilir. Nitelikli personel ve kritik yetenek kayıpları, yarım kalan üretim hatları gibi stratejik risklerle karşı karşıya kalınabilir.
Destekleyici olmak da mümkün
BAYKAR-Leonardo ortak üretim anlaşması Türk savunma sanayii açısından bir sıçrama niteliğindedir. Bu sıçrama, özellikle kamu kuruluşu niteliğindeki ASELSAN ve benzeri yapıların pazar erişimi ve gelişimine engel değil, destek olma yönünde kullanılmalıdır.
Aksi halde yeterli siparişle dolmayan alt sistem üretim hatlarının sürekliliğinin sağlanması da bir problem haline gelebilir. Eğer bu süreklilik sağlanmazsa hem kazanılması çok büyük fedakarlıklarla mümkün olmuş yeteneklerimizi kaybedebilir hem de bu alanda çalışan nitelikli insan kaynağımız başka sektörlere hatta başka ülkelere geçebilirler. Kaybedilen bir yeteneği yerine koymak da sıfırdan başlamaktan daha kolay olmayacaktır.