Gazeteci Bildirici’nin yayınladığı metin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçağındaki medya temsilcilerine, hangi soruların önceden, kimin tarafından ve nasıl sorulacağının bildirildiğini gösteriyor. Açıklama gerekiyor. (Foto: İletişim Başkanlığı)
Kıdemli gazeteci Faruk Bildirici, uzunca bir süredir Medya Ombudsmanı sıfatıyla habercilik dünyasındaki çelişkiler, tutarsızlıklar, yanlışlar üzerinde çalışıyor. Bunları hem internet sitesinde hem de sosyal medya hesaplarında yayınlıyor. Bu yazı ve eleştirileri bazı yayın kuruluşlarınca (*) aynen yayınlanıyor.
Bildirici, 26 Eylül 2025 saat 14.19’da X hesabında “Bunun bir açıklaması var mı?” girişiyle bir yayın yaptı. Buna göre, 25 Eylül gecesi, saat 22.10’da telefonuna bir mesaj gelmişti. O saatte Vaşington’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump’ın Beyaz Saray’daki görüşmesi bitmiş, Türk heyeti havaalanı yoluna koyulmak üzereydi. Bildirici, kendisine gelen mesajda, biraz sonra uçak havalandığında, uçağa çağırılan habercilerden kimlerin, Cumhurbaşkanına hangi sırayla, neyi ve nasıl soracağının bildirildiğini yazıyordu. Medya Ombudsmanı, kendisine gönderilen belgeyi de yayınlamıştı; isteyenler bu bağlantıdan inceleyebilir.
Medya ombudsmanı Bildirici’yle konuştum. Önce bu durumu nasıl işleyeceğini düşünmüştü. “O saatte açık noter bulsam, notere onaylatmak isterdim” dedi. O da bunun yerine, saat 23.00 gibi güvendiği bir gazeteci arkadaşına, yayınlamaması ama tanık olarak tutması için göndermişti. Sabah erken saatte bir gazeteciyle daha aynı koşullarla paylaşmıştı.
Peki neden öğle saatlerine dek beklemişti? Çünkü Cumhurbaşkanlığınca uçağa kabul edilen gazetecilerin hepsinin, Cumhurbaşkanının uçakta söylediklerini aynı anda, öğle saatlerinde, genellikle de 13.00’te yayınlayacakları artık yazılı olmayan kural haline gelmişti.
Nitekim 26 Eylül öğle saatlerinde, Erdoğan’ın 25 Eylül’de Türkiye’ye dönerken yolda söyledikleri, uçaktaki gazetecilerin tamamı tarafından aynı anda yayınlandı. Habercilikteki “haber atlatmak” kuralı yerine çoktandır, haber atlatmama, sürüden ayrılmama kuralı gelmişti. Sadece uçaktaki gazetecilerin kuruluşları değil, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı da “Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı” başlığı altında sorular ve yanıtları yayınlamıştı; belki de bizim gazeteci milletinin artık şakaya vurduğu şekliyle “yanıtlara soruları” demek gerekiyor.
Faruk Bildirici de acaba kendisine gönderilen metin bir aldatmaca, bir dezenformasyon olabilir endişesiyle yayınlanan soruları görmek istemişti.
Ortaya çıkan manzara hem kendisine gönderilen metnin doğru olduğunu hem de Türkiye’de ana akım medya kuruluşlarının ve haberci ve haber yöneticilerinin içinde bulunduğu durumu gösteriyordu.
Cumhurbaşkanınca uçağa alınan medya temsilcileri, Bildirici’nin eline bir gece önce ulaşan soruları, aynı sırayla, sözcüklerini bile değiştirmeden, aynı şekilde sormuşlar veya daha doğrusu, soruyor gibi yapmışlardı.
Bunu en net şekilde, uçakta Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan Coşkun tarafından temsil edilen Hürriyet gazetesi, soruları tam metni ve sırasıyla birlikte yayınlamıştı. İsteyenler, az önce aktardığım, Bildirici’nin eline ulaşan metinle karşılaştırabilir.
Sorulması gereken sorular
Halihazırda medya kuruluşlarının yönetim kademelerinde bulunan habercilerin hiçbirinin aklına şu soruların gelmediğini düşünmek mümkün mü?
• Gazze ve İsrail’in soykırım politikalarını uluslararası medya önünde neden açmadınız?
• F-35 konusu çözüldü mü, S-400’ler ne olacak? F-16’lar geliyor mu?
• CHP lideri Özgür Özel’in iddia ettiği Boeing alımı yapılıyor mu?
• Trump medya önünde size “Seçim hilelerini bilir” dedi. Neden yanıt vermediniz?
• Türkiye dönüşünde Rum Ortodoks Patriği Bartolomeo ile görüşeceğinizi, üzerinize düşeni yapacağınızı söylediniz. Heybeliada Ruhban Okulu açılacak mı?
• Halkbank konusunu neden açtınız?
• Trump’ın Müslüman nüfuslu ülke liderleriyle toplantısında Endonezya Cumhurbaşkanının savaş sonrası Gazze güvenliği için 20 bin asker sözü verdiği açıklandı. Türkiye de asker gönderecek mi?
• Trump, yapabileceğiniz en iyi şeyin Rusya ile petrol ve gaz ticaretini kesmeniz olacağını söyledi. ABD ile doğal gaz anlaşması Rusya’dan alımın azaltılacağı anlamına mı geliyor?
• ABD ile nükleer işbirliği anlaşmasıyla Sinop ya da İğneada santralini ABD mi inşa edecek?
Sizin aklınıza başka sorular gelebilir. Bu sorular sorulmamıştır.
Bildirici’nin bu yayınına, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının Dezenformasyonla Mücadele Merkezinden henüz bir yalanlama gelmedi. İletişim Başkanı Burhanettin Duran da bir açıklama yapmadı. Uçağa alınan gazetecilerden de bir ses henüz çıkmadı.
Şöyle bir işleyiş olduğu ortaya çıkıyor:
• Uçağa alınacak gazeteciler Beştepe’de belirlenip Erdoğan’ın onayına sunuluyor
• Bu gazetecilerden sormak istedikleri soruları vermeleri isteniyor.
• Sorular, süzgeçten geçirilip Cumhurbaşkanına sormaya uygun hale getiriliyor.
Şimdiye dek duyduğumuz buydu. Kimin hangi soruyu, hangi sırayla sormasının da dikte edildiği örneğiyle medya Ombudsmanı Bildirici’nin kendisine gönderildiğini açıkladığı metin sayesinde karşılaştık. Devam ediyoruz:
• Sorular Cumhurbaşkanına soruluyor. Cumhurbaşkanı yanıtlıyor.
• Ama bu da yeterli değil, uçaktaki haberciler Cumhurbaşkanının ağzından çıkan her şeyi haber verme özgürlüğüne de sahip değil. Cumhurbaşkanının yanıtları, iddialara göre, İletişim Başkanlığının kontrolünden geçiyor. Tek metin haline getirilip medya kuruluşlarına gönderiliyor.
Bu sonuncusu, daha önce Fahrettin Altun döneminde yaşanan bir kaç yol kazasıyla, Cumhurbaşkanının söylediklerinin de sansürlendiğinin anlaşılmasıyla ortaya çıkmıştı. Bir örneğini bu bağlantıdan okuyabilirsiniz.
Açıklama gerekiyor yani. Hem İletişim başkanlığı hem de soru sorma, haber verme özgürlüğü uçak daveti nedeniyle kısıtlanan habercilerden.
(*) ANKA, BirGün, Gazete Pencere, 9.Köy, 12Punto, T24, Muhalif, Elips Haber, 24 Saat
TBMM Komisyonunun 4 Aralık toplantısı AK Parti-MHP ittifakının “Terörsüz Türkiye” sürecinin 2026 yılının ilk yarısındaki…
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya-Ukrayna savaşının giderek daha geniş bir coğrafyaya yayıldığını, bunun “çok korkutucu…
İçişleri Bakanlığı 2 Aralık gecesi 22.15te Irak Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani’nin 29…
Dün, 1 Aralık, Ankara’da “Ortak Geleceğe Birlikte Bakmak” başlıklı bir çalıştay vardı. Diyarbakır merkezli araştırma…
Barışın kaderi çoğu zaman masadaki teknik maddelerle, güç dengeleriyle ve takvimlerle açıklanır. Oysa eksik olan…
Avrupa’nın kuraklık haritası artık yalnızca meteoroloji raporlarında değil, uyduların yerçekimi ölçümlerinde de görünür durumda. Yirmi…