HDP önceki Eş Başkanı Figen Yüksekdağ: CHP operasyonları süreci etkiliyor. Yüksekdağ 2016’dan beri hapiste, halen Kandıra Cezaevinde. (Foto: MLSA)
Cumhurbaşkanı Hukuk Başdanışmanı Mehmet Uçum’un TBMM heyetinin İmralı’ya giderek PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmesinin “müzakere” ya da “devletin teröristin ayağına gitmek” sayılmayacağını yazdığı 6 Ekim günü yıllardır cezaevinde tutulan HDP’nin önceki el genel başkanlarından Figen Yüksekdağ’ın Bianet’te mülakatı yayınlandı. Gazeteci Evrim Kepenek’in sorularını mektupla, Kandıra Cezaevinden yanıtlayan Yüksekdağ, CHP operasyonları Terörsüz Türkiye sürecini olumsuz etkilediğini söylüyordu.
Hem devlet hem de muhalefet cenahından gelen iki saptama da aynı şeyi söylüyor aslında: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AK Parti yönetim kadroları Terörsüz Türkiye sürecinin sorunsuz ilerlediğini söylese de istendiği hızda ilerlemiyor.
Bunun tek nedeni TBMM’deki Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun aylardır ortada dolaşan laflara rağmen İmralı’ya heyet göndermemesi değil. Bunun tek nedeni CHP yönetimini yargı üzerinden devirme operasyonları da değil. En büyük sorun o olsa da tek neden PKK’nın silah bırakma sürecinin Suriye’deki gelişmelere kilitlenmesi de değil. Bunların tamamı.
Ancak bunların tamamını sorundan saymama, bazılarının, örneğin Suriye etkisini veya CHP operasyonları etkisini yok sayma süreci hem yoruyor hem kanlı bir dönemin nihayet sone ereceği ümitlerinden yiyor.
Eğri oturup doğru konuşalım: TBMM Komisyonuna CHP katılmasaydı, CHP hasar alırdı, doğru da olmazdı. Ama CHP, adında “Demokrasi” olması koşuluyla katılmasaydı, Komisyonun bugüne dek kaydettiği ilerlemeyi kaydetmesi de mümkün olmayabilirdi.
Türkiye’de Kürt sorununu bir demokrasi sorunu olarak görmüyorsanız ya da demokrasi sorununa Kürt sorununa demokratik zeminde çözümü katmıyorsanız, ikisini birbirinden ayrı düşünüyorsanız, sorun sizdedir.
Uçum daha bir hafta önce TBMM’nin 1 Ekim açılışı sonrasında en önemli sorununun Terörsüz Türkiye olduğunu yazmış bir de geçiş süreci yol haritası önermişti. Bunun merkezine de yine daha önce önerdiği bir geçici yasayı koymuştu; bir mantığı vardır.
Ancak CHP lideri Özgür Özel’in “Bir yıldır saldırı altındayız” diyerek 1 Ekim Meclis oturumunu protesto edeceği o hesapta yoktu. Akşamki davette ortaya çıkan CHP’ye karşı birleşik cephe görüntüsü, Özel’in “geçen yıl diyalog vardı, ayakta karşılamıştık, bir hafta sonra saldırı başladı” serzenişi siyasi denklemde ister istemez değişikliklere yol açtı.
Uçum son yazısı, tam olarak öyle demese de sanki Meclis heyeti İmralı’ya gitse ve hiç soru sormadan Öcalan’ı dinleyip not alsa en büyük engelin ortadan kalkacağı algısına yol açıyor.
En büyük engelin Suriye’de olduğu kanımı tekrarlayarak, Bianet mülakatıyla Yüksekdağ’ın, “CHP operasyonları sürece zarar veriyor” diyerek AK Parti’ye görmek istemediğini hatırlattığını düşünüyorum.
Teşhis tam olmayınca, tedavi de yarım kalıyor.
TBMM Komisyonunun 4 Aralık toplantısı AK Parti-MHP ittifakının “Terörsüz Türkiye” sürecinin 2026 yılının ilk yarısındaki…
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya-Ukrayna savaşının giderek daha geniş bir coğrafyaya yayıldığını, bunun “çok korkutucu…
İçişleri Bakanlığı 2 Aralık gecesi 22.15te Irak Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani’nin 29…
Dün, 1 Aralık, Ankara’da “Ortak Geleceğe Birlikte Bakmak” başlıklı bir çalıştay vardı. Diyarbakır merkezli araştırma…
Barışın kaderi çoğu zaman masadaki teknik maddelerle, güç dengeleriyle ve takvimlerle açıklanır. Oysa eksik olan…
Avrupa’nın kuraklık haritası artık yalnızca meteoroloji raporlarında değil, uyduların yerçekimi ölçümlerinde de görünür durumda. Yirmi…