KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimini açık farkla kazanan muhalefetteki CTP adayı Tufan Erhürman, eşi Nilden Bektaş Erhürman ile birlikte görülüyor. Resmin solunda önceki KKTC Cumhurbaşkanı ve CTP liderlerinden Mehmet Ali Talat var.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetindeki (KKTC) Cumhurbaşkanlığı seçimini muhalefetteki Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman açık farkla kazandı. Kesin olmayan sonuçlara göre Erhürman, yüzde 65 katılımla yapılan 19 Ekim seçimlerinde oyların yüzde 62,8’ini alırken, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yüzde 35,8’de kaldı. Şimdiye dek KKTC seçimlerindeki en açık fark sayılan bu sonuç Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Tatar’a açık desteğine karşı, muhalefetin zaferi sayılıyor.
Erhürman, seçimi kazandığı belli olduktan sonra yaptığı ilk açıklamada şunları Söyledi:
• “Kıbrıs Türk halkı olarak hep birlikte kazandık.
• “Dış politikadaki tüm meseleler elbette Türkiye Cumhuriyeti’yle istişare içerisinde ele alınacak, yürütülecek
• “Bundan kimsenin kuşkusu, endişesi olmasın. Bu konularla ilgili son zamanlarda maalesef çok yayınlar yapıldı.”
Erhürman bu sözleriyle, son zamanlarda Türkiye’de AK Parti yanlısı medyada Erhürman kazanırsa, iki devletli çözüm yerine federasyonu, hatta Kıbrıs Rum tezlerini savunacağını iddia eden yayınlarına atıfta bulunuyor.
Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz aracılığıyla KKTC seçimlerinde Tatar’ın kazanmasını destekledi. Hatta bir noktada, KKTC’yi ziyaret eden futbol yıldızı Mesut Özil, Erdoğan’ın sesinden “KKTC’deki seçimleri mutlaka kazanmalıyız” sözlerini halka dinletti.
Oysa Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Erhürman, iki devletli çözümü reddetmiyor, ama Tatar döneminin Rumlarla müzakeresiz geçen tek dönem olduğuna işaretle müzakerelere dönüleceğini, bunun da Türkiye ile istişare ile yapılacağını şöyle söylüyordu:
• “Ben hayatımda Türkiye ile kavga etmedim. Sayın Erdoğan’ın ‘diklenmeden dik durmak’ sözünü bilirsiniz.
• “Ama diklenmemek kendi görüşünüzü aktarmamak, kendi dosyanıza hâkim olmamak, kendi düşüncelerinizi paylaşmamak anlamına gelen bir tavır değil.”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan seçim sonuçları üzerişne yaptığı açıklamada Erhürman’ı kutladı ve “Türkiye olarak, KKTC’nin nin egemenlik haklarını ve çıkarlarını Kıbrıs Türkü kardeşlerimizle birlikte her türlü platformda savunmaya devam edeceğiz” dedi. (*)
Dışişleri Bakanlığının açıklamasında da “Anavatan ve Garantör Türkiye, tarihi, hukuki ve insani sorumlulukları çerçevesinde ve Ada’nın gerçeklerine uygun biçimde, Kıbrıs Türk halkının huzur, refah ve kalkınmasına yönelik gayretlere katkıda bulunmaya devam edecektir” dendi.
Seçim sonuçları üzerine en aykırı açıklama MHP lideri Devlet Bahçeli’den geldi. Bahçeli, seçimlerin “düşük katılımla” gerçekleştiği için geçerli sayılmaması gerektiğini, bu nedenle KKTC Parlamentosunun acilen toplanarak “Türkiye’ye katılma” kararı alması gerektiğini söyledi. 2020’de Tatar’ın kazandığı seçimde katılım oranı Erhgürman’ın kazandığı seçimdeki katılım orabnından sadece 2 puan yüksek, yüzde 67 olarak gerçekleşmişti. Buna karşın Tatar kazandığında 67 bin küsur oy almıştı; Erhürman ise 87 bin küsur oy toplandı.
Erhürman, CHP’nin CTP’yi “Kardeş Parti” ilan etmesine rağmen, Türkiye’deki siyasi çekişmenin KKTC’ye yansımasının ters tepeceği düşüncesiyle CHP’nin aktif tutum almasını istememişti.
CHP lideri Özgür Özel, seçimi kazanması ardından yayınladığı Erhürman’ı kutlama mesajında, “Kıbrıs Türk halkının Erhürmanı seçmekle kalmayıp KKTC demokrasisi ve milli iradeye “kendi çıkarları için dışarıdan müdahale eden, tuttuğu tarafın propagandasını yapmak adına adaya adeta çıkarma yapan zihniyete de cevabını vermiştir” dedi. Özel, Erhürman’ın, devletimiz ile ilişkiler noktasında ortaya koyduğu “serin kanlı, yapıcı dili önemsediğini” de söyledi.
Ortaya çıkan sonuçla Erdoğan, seçimi kazanan Erhürman’la, o da Erdoğan’ın iki devlet siyasetini benimseyen bir Meclis ile çalışmak zorunda.
Kıbrıs politikası uzmanı gazeteci Yusuf Kanlı, seçim öncesinde Erhürman’ın kazanması halinde, bu manzara yönünden “KKTC kurumlarının özerklik sınırlarını ciddi biçimde test edeceği” yorumunda bulunmuştu.
Erhürman’ın Türkiye ile koordinasyon sağlamadan yeni müzakereye başlama şansı olmadığını öne süren Kanlı, yeni KKTC Cumhurbaşkanının kısa sürede somut ilerleme sağlayıp ekonomik-sosyal fayda üretebilirse iç politikada elini güçlendireceğini, ancak tersi durumda, iktidar cephesinin onu “naif” ya da “dış güçlerin etkisinde” olmakla suçlayarak yıpratmaya çalışacağı yorumunda bulunuyor.
Bu manzara, KKTC’de Cumhurbaşkanı ve Meclis’in uyum içinde çalışıp çalışmayacağını sınayacak bir erken seçim ihtimalini de gündeme taşıyor.
(*) 19 Ekim, 22.46’da güncellenmiştir.
Türkiye, 5 Aralık 1934’te kadınların verdiği mücadelenin sonucunda kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanıdı. Fransa’dan…
TBMM Komisyonunun 4 Aralık toplantısı AK Parti-MHP ittifakının “Terörsüz Türkiye” sürecinin 2026 yılının ilk yarısındaki…
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya-Ukrayna savaşının giderek daha geniş bir coğrafyaya yayıldığını, bunun “çok korkutucu…
İçişleri Bakanlığı 2 Aralık gecesi 22.15te Irak Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani’nin 29…
Dün, 1 Aralık, Ankara’da “Ortak Geleceğe Birlikte Bakmak” başlıklı bir çalıştay vardı. Diyarbakır merkezli araştırma…
Barışın kaderi çoğu zaman masadaki teknik maddelerle, güç dengeleriyle ve takvimlerle açıklanır. Oysa eksik olan…