Hayır, İngiltere Başbakanı olmak isteyen Dışişleri Bakanı Liz Tuss’un göçmenleri Türkiye’ye gönderme vaadinden söz etmeyeceğim. O zaman İngiliz ırkçıları gibi göçmenleri de insan değil çöp gibi görmüş olurum. Belki İngiliz ırkçı sağcılığının Türkiye algısının sığ ve küstah bir görünümüdür. Malum ülkemiz ne yazık ki İngiltere’nin de Avrupa’nın da bir numaralı çöp atma alanına dönmüş durumda. Brezilya’nın ıskartaya çıkarttığı uçak gemisini 600 ton asbest yüküyle Belediye’nin itirazına rağmen İzmir’de söküm izni veren hükümetin Türkiye’yi artık küresel çöplüğe çevirdiğine geleceğim. Ama önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın -son olarak 15 Temmuz Saraçhane mitinginde görüldüğü üzere alıştığı kitlelere hasret kalmasından bahsedeceğim. Çünkü sadece anketlerde değil, meydanlarda da kitlesi Erdoğan’a küsüyor, görünen o.
İmamoğlu’nun golü
Erdoğan’ın mitinglerini hava fotoğraflarıyla gösteren hükümet yanlısı gazetelerin hiçbirinin 16 Temmuz manşetlerinde Erdoğan’ın muhteşem bir kitle topladığı haberi yoktu. Belki haber yapılacak kitle yoktu, o yüzden.
Nitekim Hürriyet, Milliyet’in birinci sayfalarında haberi bile görmemişti. Sabah, gayet yakın plan fotoğraf kullanmış, manşeti CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz mesajına sosyal medya tepkilerine ayırmıştı. Adeta bugünün Sabah okurlarından da aklı CHP’ye kayacak olan varsa onları vazgeçirmek ister gibi. Yeni Şafak, birinci sayfa eteğinde flu bir fotoğrafla vermişti. En gerçekçi fotoğrafı kullanan Akit olmuştu ama Erdoğan’ın küçük bir Anadolu şehrinde cezbetmeye alıştığı kitleye 15 Temmuz gibi bir günde İstanbul Saraçhane meydanında “hıncahınç” demek başka bir alemin işi, bu dünyanın değil.
Saraçhane meydanının diğer ucunda, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun attığı golü anmamak olmaz. Twitter’da paylaştığı videoda danışmanı Murat Ongun’a “Ben Saraçhane deyince buraya [İBB Başkanlık binasına] kadar gelir vatandaş diye düşündüm” diyordu; “Parktan pek taşmamış. Neyse biz hizmeti verelim de.”
AK Parti’den sonra Erdoğan kitlesi de mi?
MetroPoll araştırma şirketinin Haziran sonu itibarıyla açıkladığı sonuçlara göre AK Parti’ye olan destekle [kararsızlar dağıtılmış halde yüzde 29,5) her koşulda Erdoğan’a oy verecekler arasındaki (rakip adaya bağlı olarak yüzde 35,6 ile yüzde 39,8) ciddi boyutta.
Ancak Erdoğan, son bir yılda kendi kitlesinde beğeni erozyonuna uğrayan tek lider.
Süleyman Demirel’in 1970’lerde Bülent Ecevit baştayken yağmur altında yapılan hıncahınç Trabzon mitinginde boş tencerelerine kaşıkla tempo tutan kadın seçmeni göründe “Bu iş bitti. Boş tencerenin yıkamayacağı hükümet yoktur” demesi geliyor akla. Ama Erdoğan’ın AK Parti hükümetini iktidardaki 20 yıldan sonra yıkmak, Ecevit’in kırılgan koalisyonunu yıkmak kadar kolay olmayabilir.
Ekonomik kriz birinci etken Erdoğan’ın cazibe kaybında ama sadece o değil. Hükümet sağlıkta şiddet konusundan hazine arazilerinin yağmasına, yandaş bürokratlara 3-5 maaş ulufe dağıtımına, millette tasarruf talkı verirken sergilenen makam debdebesi ve şatafatın artık eksi hanesine yazdığının ya farkında değil ya da artık umursamıyor bile.
Asbestli Brezilya gemisi tartışması
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer 16 Temmuz’da asbestli Brezilya gemisine söküm izni veren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı izninin iptali için bütün yasal girişimleri kullanacağını duyurdu. Konu şuydu…
Brezilya, 2017 yılında Fransa’dan alıp 21 yıl kullandığı uçak gemisi Sao Poulo’yu ıskartaya çıkardı. Eski teknolojiyle, akciğer kanseri dahil çeşitli solunum hastalıklarına yol açması nedeniyle yıllar önce yasaklanan eski, asbestli üretim teknolojisiyle yapıldığı için gemi gövdesinde 600 ton kadar asbest var. Dünyada pek talip olan çıkmayınca İzmir, Aliağa’da kurulu Sök Denizcilik şirketi 1,92 milyon dolara almış. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum da 30 Mayıs’ta, Asbestli Söküm Uzmanları Derneğinin dahi tehlikeli bulup karşı çıktığı projeye onay vermiş. Güya buraya getirildikten sonra yapılan ölçümlere göre geri gönderilebilirmiş. Bakanın aklına o ölçümleri hurda gemi yola çıkmadan önce, yerinde yapmak gelmemiş mi?
Şimdi baştaki soruna, Türkiye’nin maalesef çöplüğe çevrildiği sorununa geliyoruz.
Çöplüğe çevrilen Türkiye ve “Sıfır Atık” kampanyası
Cumhurbaşkanının eşi Emine Erdoğan’ın “Sıfır atık” kampanyası fena fikir değil, geçenlerde bir BM kuruluşundan “şampiyonluk” ödülü de aldı ama AK Parti döneminde Türkiye’nin dünya çapında bir çöplüğe çevrildiği gerçeğiyle çelişiyor.
Greenpeace Mayıs ayında bir çevre raporu yayınladı. Buna göre Türkiye, Avrupa’nın en büyük katı atık çöplüğüne dönüştü. Rapora göre AB ülkelerinin 2021’deki toplam 33 milyon ton katı atığından 14,7 milyon tonu Türkiye’ye gönderiliyor.
Aşağıdaki grafiklerden ilki Türkiye’nin çöp ithalatının AK Parti döneminde nereden nereye geldiğini, ikincisi ise dünyada en çok çöp ithal eden ülkeleri gösteriyor.
Adana, Çevre Bakanlığının izniyle, güya geri dönüşümle ekonomiye kazandırılması, istihdam yaratılması gerekirken, ama genellikle açık alana dökülüp denetlenmeden çürümeye bırakılan çöplerin başlıca duraklarından CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut sorunu TBMM dahil her platforma taşıyor, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar üstüne kalan yükten kendisinin değil Çevre Bakanlığının sorumlu olduğunu anlatmaya çalışıyor.
Türkiye dünyanın çöplüğü haline geldikçe Erdoğan’ın cezbedebildiği kitleler azalıyor.