Gazeteci Ali Duran Topuz, Gazete Duvar’daki köşe yazısında Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi kararının Danıştay tarafından alınmasını ve kararın hukukiliğini ve tarihsel gelişimini tartıştı.
“Peki kilise iken cami yapılan, sonra cami iken müze yapılan Ayasofya yeniden cami olabilir mi? Elbette. Bal gibi. Fakat bunu yapmak için yürünecek yol hukukun yolu değil, siyasetin yoludur. Hukuki yol tamamen kapalıyken siyasi yol sonuna kadar açıktır. Tıpkı II. Mehmet gibi, tıpkı Mustafa Kemal gibi, şimdiki devletin başkanı Recep Tayyip Erdoğan da bu yolu istediği zaman kullanabilir. Fakat kullanmadı. Bunun yerine Danıştay’ın gölge oyunu gösterisi tercih edildi” diye yazan Topuz, bunun için iki temel neden ortaya koydu.
Topuz, “Cumhuriyet, Osmanlı’dan toptan bir kopuş değildi elbette, hem hukuki hem siyasi birçok devamlılık kabulü vardı, yani miras külliyen reddedilmemişti. Fakat egemenlik ilkesindeki kopuş kesindi, bunun en önemli göstergesi de padişahlığa ve hanedan aileye ilişkin kararlardı. O kadar kesin bir kopuştu ki sadece Mustafa Kemal’in değil, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı da ancak bu kopuşla mümkündü” dediği yazısında Medeni Kanun’un pek çok hükmünün de hedefte olduğu uyarısında bulundu.