CHP Kadın Kolları Başkanı Aylin Nazlıaka ve tüm illerin CHP kadın kolları başkanlarına, Türkiye’nin kadına karşı şiddetin önlenmesi için izleme grubu GREVIO’daki temsilcisi, AKP eski milletvekili ve Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Aşkın Asan ve Demokrasi Platformu Başkanı kıdemli avukat Kezban Hatemi’ye karşı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusu yapıldı. Adı geçen kadınlar, kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin önlenip cezalandırılması için, AKP iktidarı sırasında Türkiye tarafından Avrupa Konseyi’ne sunulup, 2014’te yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi’nin feshini isteyenlere karşı çıkmış, sözleşmeyi savunmuşlardı.
Ne olmuştu?
Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, Yüksek İstişare Kurulu’nda yer aldığı ve kendilerini “Ümmetin buluşma noktası” olarak adlandıran Türkiye Düşünce Platformu’yla beraber İstanbul Sözleşmesi feshini talep etmişti. Kadın derneklerini ve sivil toplum kuruluşlarını ayağa kaldıran bu talebe karşı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olduğu Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) ilk başta sert tepki göstermemişti. Ancak Yeni Akit’te yayınlanan yazısında Dilipak, Sözleşmeye karşı çıkmayan AKP’li kadınlara ve KADEM’e de hakaret etti. Bunun üzerine AKP Kadın Kolları da Dilipak hakkında 81 ilde suç duyurusunda bulunmuşlardı.
Kadınlara şiddetin önlenmesi için İstanbul Sözleşmesi aleyhtarı Adem Çevik’in suç duyurusu
Bunun üzerine İstanbul Sözleşmesine karşı çıkanları temsilen Adem Çevik bir karşı suç duyurusunda bulundu. Aylin Nazlıaka’nın 12 Ağustos 2020 tarihinde bir CHP toplantısında “İstanbul Sözleşmesi’nden eşine, sevgilisine ya da hiç tanımadığı bir kadına şiddet uygulan, katleden, tacizci, tecavüzcü erkekler rahatsız” şeklindeki sözlerini, Aşkın Asan’ın “İstanbul Sözleşmesi’ne karşı gelenler FETÖ örgütüne bağlı. Twitlerini Panama’dan atıyorlar,” Kezban Hatemi’nin ise “dünyayı erkekler mahvediyor, savaşları çıkaran erkekler, öldüren erkekler” demelerini gerekçe gösterdi.
İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkanlar
Açıklamasında İstanbul Sözleşmesinin insanı ve aileyi ifsat etmeye dayalı bir sözleşme olup, eşinselliği teşvik ettiğini iddia eden Çevik, “toplumsal cinsiyet eşitliği maskesiyle (…) cinsel tercihi insan hakkı olarak görmemizi dayatmakta” olduğunu da yazdı.
“Aileyi ifsat projesi” olarak suçladığı İstanbul Sözleşmesi üzerinden ABD, Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası (EBRD) Koç Grubu ve aynı zamanda AKP’nin Gaziantep Belediye Başkanı olan Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Fatma Şahin’in “feminist terör örgütlerine” fon aktarmasını da suçladı. Çevik, bundan maddi- manevi zarar gördüğünü de öne sürdü.
Kadınlara şiddetin önlenmesi için İstanbul Sözleşmesi aleyhtarı Çevik, Nazlıaka, Asan ve Hatemi ile, ayrıca “inceleme araştırmayla bulunacak diğer şüphelilerin” hakkında, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik, iftira, hakaret ve nefret suçu, suçların basın yoluyla işlenmesi, inanç ve düşünce hürriyetini engelleme, birden fazla kişiye karşı işlenen suçlar, birlikte işlenen suçlar, insanlığa karşı işlenen suçlar ve Cumhurbaşkanına hakaret suçundan” işlem yapılmasını talep ediyor. Çevik, 2011’de dönemin Başbakanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk imzası atılan Avrupa Konseyi’nin kadınlara şiddetin önlenmesi sözleşmesini kendi ifadesiyle (imla hataları dahil) “Feminizm ve LBTİQ+ (Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Transeksüel, intersex, Quer, pedofoli, zeofoli, nekrefoli, ensest) sapık düşüncelerinin ideolojik kavramsallaştırmasıyla yapılandırılmış bir dayatma metni)” olduğunu ileri sürüyor.