Gündemin fast food gibi çarçabuk tüketildiği sosyal medya çağındayız. Sabah bir gündem maddesine uyanıyor, üzerinde dünyanın son günüymüş gibi tepiniyor, ertesi sabah bir gün önce ne konuştuğumuzu bile unutuyoruz. CHP’nin başını çektiği muhalefet de genellikle bu akışa kapılıp gidiyor, daha doğrusu yakın zamana dek gidiyordu. Ama Merkez Bankası rezervlerinden eksilen 128 milyar dolar tartışmasında böyle olmadı. CHP ısrarcı bir tavır takındı, bu ısrarcı tavır da aslına bakarsanız iktidarı bocalattı.
Her kafadan bir ses çıktı tartışma çerçevesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, aslında 128 milyar dolar diye bir rakam yok dedi, iş oraya bağlandı. (Avrupa Yakası jenerasyonu hatırlar; “Ben aslında yoğum” misali)
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu konuyu önce Meclis’te gündeme getirdi. Sonra “128 milyar dolar nerede?” yazılı pankartlar, afişler parti binalarına, belediye billboardlarına asıldı. İktidar bir hışımla bunları toplattı, ama yasaklayarak mesele yatışmadı, daha da harlandı.
Mutfakta biri mi var?
Ardından kampanya sosyal medyaya taşındı. CHP’liler profil fotoğraflarını “128” ile değiştirdiler. Kılıçdaroğlu insta story’de eğlenceli bir 128 milyar dolar anketi yaptı, soruları doğru yanıtlayanlara konfetiler yağdı. Twittera viral videolar salındı. Kılıçdaroğlu’nun evinin mutfağında çay içerken çekip yayınladığı video 2 milyondan fazla izlendi. İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun Ege’de yaşamını yitiren Suriye göçmeni Aylan Bebek paylaşımlı yol kazası sayılmazsa CHP bu kampanyayı şimdiye dek başarıyla götürdü.
Peki, bu durum nasıl ortaya çıktı? CHP’nin kafasına taş mı düştü, ya da birisi mi düştü? Düşen olup olmadığını araştırdım. Düşen yok. Ancak CHP’liler şunu diyorlar: egolarının sıfatlarını bir yana bırakıp direksiyonu gençlere vermişler; işin sırrı buymuş.
Kılıçdaroğlu’nun dijital iletişim konusunda çalıştığı bir ajans var. Ajans beyaz yaka kökenli, gencecik bir CHP’linin. Çok havalı bir holdingdeki işini bırakıp kendini bu işlere vermiş. Yerel seçimlerde de pek çok ilin dijital kampanyasını bu genç yürütmüş.
Öte yandan Onursal Adıgüzel’in başında olduğu Bilgi Teknolojileri ve Sosyal medya ekibi var. Z kuşağından bir danışma kurulu kurmuşlar.
Gençler üretiyor; parti uyguluyor
Mesela kampanya çerçevesinde, 128 milyar dolar ile neler alınabileceğini hesap eden bir sayfa sosyal medyada çok dolaştı. Millet sanal olarak otoyollar, kovit aşıları alarak 128 milyar doları harcamaya çalıştı. Bu fikir İstanbul İl Gençlik Kollarından gelmiş. Gençler fikri geliştirmişler, parti gençlere yürüyün demiş.
Pandemiden sonra partiye Z kuşağından gençler alınacakmış. Gençler CHP ile yakınlaşsın, CHP’yi benimsesin, partiye de enerji versin diyorlar.
Partililer, Kemal Kılıçdaroğlu’nun 5-6 ay öncesinde yaptığı bütçe konuşması ile başlayan yeni bir süreç diyorlar. CHP’nin daha aktif olduğu, anlaşılan Yunus Emre’nin “Kılıçdaroğlu doktrini” diye de tarif ettiği bir politikanın uzantısı olan bir süreç.
Kökleri yerel seçim kampanyasında
Benim gözlemim ise, CHP’deki bu sosyal medya ilgisinin 2019 yerel seçimlerinde başladığı. Yerel seçim kampanyasında, sahada çalışma yapan adayların arkasında ve etrafında vızır vızır çalışan gençler vardı. Zaten yerel seçimde başarı gösteren dijital kampanyalar şimdi merkeze taşınmış görünüyor.
Kampanyayı başarılı kılan genç enerjisi Türkiye’nin en eski partisi CHP’nin genç enerjisi ile canlanabildiğini gördük. Kampanyayı ileriye taşıyan bir başka unsur da ısrar elbette; bunu atlamamak lazım. Muhalefetin muhalefette bir zahmet ısrarcı olması gerekiyor. Adalet yürüyüşünün devamı aynı ısrarla getirilseydi, belki şimdi başka bir Türkiye’de yaşıyorduk.