G20 Zirvesi’nin tamamlanması ardından yaptığı basın toplantısında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Afganistan ile ilgili soruya cevap verirken, Türkiye’nin Taliban’ın ülkede kucaklayıcı bir yapıyı nasıl oluşturacağını zaman içinde göreceğini söyledi. Gelişmelere göre adım atılacak konular arasında Taliban’ın kadınların eğitimi anlayışının nasıl gelişeceğini de özellikle saydı. Daha önce Erdoğan’ın daha çok Taliban ile benzerlikleri vurgularken şimdi bu konuyu öne çıkarmasında Afganistanlı kadınların seslerini uluslararası planda duyurmaya başlamasının payı vardı.
21 Ekim 2021’de, UN Women (BM Kadınları), Birleşik Krallık BM Misyonu, Katar Devleti BM Daimi Temsilciliği, Kanada BM Daimi Temsilciliği, ve Georgetown Kadın, Barış ve Güvenlik Enstitüsü tarafından bir etkinlik düzenlendi. Afganistanlı kadınlardan oluşan bir heyetin New York’taki BM Genel Merkezi’nde üst düzey toplantıda konuşma yapmasına olanak sağlandı. Heyette milletvekilleri, kadın hakları savunucuları, gazeteciler, sivil toplum liderleri ve araştırmacılar yer aldı.
Afganistanlı kadın temsilcilerin ortak mesajı: “Bize de masada yer açın” idi. Kast ettikleri Taliban yönetimindeki Afganistan’da kadınların toplum hayatından silinmesi girişimlerine karşı uluslararası toplumun dikkatini çekmekti.
Afganistanlı kadınların ülkelerinde yaşananlara dair anlattıkları yürekleri yakıyor. Bazı örnekleri aktarmak istiyorum.
Fevziye Kûfi konuşuyor
Fevziye Kûfi önceki Afgan Parlamentosunun ilk kadın başkan yardımcısı; anlatıyor:
“Afganistanlı kadınları dinlediğiniz için teşekkür ederim- hakkında çok fazla konuşulan ama dinlenmeyen Afgan kadınlar adına konuşacağım. Bir gün bu güzel, prestijli binaya Afganistan’ın Devlet Başkanı olarak gelip konuşacağımı hayal etmiştim. Benimle birlikte, Afganistan’daki milyonlarca kız ve kadın, artık asla gerçekleşmeyeceğini düşündükleri bir rüyayı gördüler. Gün be gün görünmez olduk, seslerimiz silindi.
“Taliban ne demişti? Bütün Afganlılar güvende olacak. Ama gerçekte farklı oldu. Kadınlar ve dini azınlıklar felaketle karşı karşıya. Kadınlar kamu ve sosyal hayattan silindi. Ülkemde, hayatlarını barışı inşa etmeye, hukukun üstünlüğünü, adaleti ve eşitliği geliştirmeye adayan kadınlar ve erkekler… saklanıyorlar. Bazıları aranıyor, bazıları zaten yakalandı.
“Size soruyorum: neden ülkemde bunlar oluyor? Eğer Afganistan güvenli olsaydı bizler yurtdışında vatandaşlık peşinde koşar mıydık? Biz ülkemizi seviyoruz. Kültürümüzle gurur duyuyoruz. Hepinizin de istediği gibi bizler de çocuklarımızı güven içinde yetiştirmek istiyoruz. Sizler çocuklarınız için böyle bir gelecek ister misiniz? Kesinlikle hayır.
“Taliban sizler tarafından tanınmak istiyor. Taliban sizden sabır istiyor, ancak uluslararası toplum olarak siz de onlardan somut adımlar atmasını istemelisiniz. Haklara saygı gösterilmesini, herkesin oy kullanma hakkına sahip olması için anayasal düzeni sağlamasını isteyin. Yaşları, cinsiyetleri, etnik kökenleri ne olursa olsun neden insanların evlerinin arandığını ve tehdit edildiklerini sorun. Taliban’dan kültürümüze saygı duymalarını isteyin. Şimdi harekete geçecek misiniz? Haydi milyonlarca Afgana umut verin.”
Nahid Ferid konuşuyor
Nahid Ferid 27 yaşında, 2010’da milletvekili seçilmiş insan hakları savunucusu bir kadın. Şunları söylüyor:
“Taliban kız çocuklarının eğitimi ile ilgili bir problem olmadığını, kapsayıcı bir hükümet kuracaklarını söyledi. Genel af sözü verdiler. Çok akıllıydılar. Çünkü uluslararası camianın onları izlediğini biliyorlardı. Ne yazık ki, bütün sözlerinden caydılar ve taahhütleri uygulamalarına yansımadı.
“Bugün Afgan kızlarının ortaokula gitmelerinin yasaklandığı 34. Gün.
“Yargısız infazlar, halka açık idamlar, etnik temizlik, tacizler, özgürlüklerin, konuşma özgürlüğünün kısıtlanması, medya mensuplarının tutuklanması ile karşı karşıyayız. Ekonomik çöküş aşikâr ve bu bir insan hakları meselesi çünkü eğer olursa Afganistanlı kadınların omuzlarında çökecek.
“Afganistan, uluslararası toplum tarafından acil ve somut eyleme ihtiyaç duyan insani bir felakettir. Sivil toplumun ve insani yardım aktörlerinin ihtiyaç sahiplerine yardım edebileceği güvenilir bir koridorun bir an önce kurulmasını istiyoruz.
“Taliban’ın tamamı erkek, tamamı… Hepsi Taliban olmayan, kapsayıcı bir hükümet kurmalı… Kadınlar karar alma süreçlerinin bir parçası değilse, siyasi alanın bir parçası değilse, elde ettiğimiz tüm başarılar yok olur.”
Asila Vardak konuşuyor
Aslia Vardak, Taliban öncesinde Dışişleri Bakanlığı’nın İnsan Hakları ve Uluslararası Kadın İlişkileri genel Müdürü ve Başbakanlık Danışmanı idi. Anlatıyor:
“Afganistanlı kadın liderlerin hepsinin Afganistan’ı terk etmediğini vurgulamak önemli… Pek çok Afgan, hakları ve özgürlükleri için günlük mücadelelerini sürdürüyor. Taliban tarafından durdurulsalar bile nerede olurlarsa olsunlar çalışmalarına devam ediyorlar: Kabil bölgesi, iller, mahalleler, her yerde.
“Bizler sadece kadın ve insan hakları konusunu duyurmakla kalmıyoruz ayrıca açlık çığlığı da atıyoruz. Ülkemizin korkunç bir insani krizle karşı karşıya olduğunu da dile getiriyoruz.
“18 milyon Afgan açlıkla karşı karşıya, günde üç öğün yemek yerine Afganlar günde bir öğün yemek yiyor. Ekonomimiz neredeyse çöktü. Kış geliyor. Bizler Afganistan’dan güvenliğimiz ve kalanlara yardım edebilmek için ayrıldık. Afgan kadınları doğrudan Taliban’la konuşmak istiyor. BM ve çoğu kuruluş Taliban ile görüşüyor. Bu görüşmelerde benim hakkımda siz konuşmayın, bize masada yer verilmesini sağlayın.
“Kadın liderliği, etkili insani yardım için kritik öneme sahip. İnsani yardımın tasarımını yönlendirmek için sesimize ve liderliğimize acilen ihtiyaç var. Eşi görülmemiş ölçekte insani ihtiyaçları karşılamanın tek yolu budur.
“Bizi yolumuza devam ettiren şeylerden biri, dünyanın dört bir yanındaki kadın liderlerden aldığımız dayanışma ve teşviktir. Dayanışmada görünmez bir güç var… Dünyanın her köşesinden kadınların, Afgan kadınlarını desteklemesi gerekiyor.”
Enise Şahid konuşuyor
Enise Şahid gazeteci. Anlatıyor:
“Yasama, yürütme ve yargıyı sorumlu tutmak için basına ve basın özgürlüğüne ihtiyacınız var. Şu anda basın özgürlüğü yok.
“Uluslararası toplum, basın özgürlüğünü elde etmek için son 20 yılda çok çalıştı. 20 yıl boyunca yatırım yaptılar ve çok çalıştılar, bu da iki ayda bozuldu. Medya kuruluşlarının çoğu kapandı, kadınlar evde kaldı, çocuklar eğitimden mahrum bırakıldı.
“Basın görevini yapmaya ve haber yapmaya gittiğinde Taliban’ın şiddetine maruz kalıyor ve bazı durumlarda hapse atılıyor ve dövülüyor. Protesto eden kadınlar, çoğu şiddete maruz kaldı, bir kısmı da hapse atıldı.”
Meryem Sâfi konuşuyor
Sâfi bir uluslararası ilişkiler uzmanı. Anlatıyor:
“Uluslararası toplum insani müdahaleyi koordine etmeli… Bunu yapmazsak, ekonomik desteğin nereye harcandığını, insani yardımın nereye harcandığını göremeyiz, yardımları en çok ihtiyacı olanların ellerine teslim edin.
“Afgan kadınları eğitime erişim istiyor, işlerine geri dönmek istiyorlar. Kadınlar Afgan toplumunun bir parçası olmak istiyor, ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmek istemiyorlar. Kadın haklarına saygı esastır.
“Kabil düştüğünde, bir süreliğine hiç umut yoktu. Sokaklarda protesto yapan Afgan kadınlarının televizyonda ilk gördüğüm görseli sonrası artık umudum vardı… Bu neslin kolay kolay susturulacağını düşünmüyorum.”
Sâfi’nin boğazı düğümlenerek ve ağlamaklı olarak söylediği , tüm dünya liderlerinin duyması ve Taliban ile ilişkilerinde kulaklarında çınlaması gereken cümlelerle yazımı sonlandırmak isterim:
“Bugün burada evim olmadan, ülkem olmadan oturuyorum ve milyonlarca Afgan’ın uğruna hayatlarını feda ettiği hayallerinin sona erdiğini görüyorum… Eğer uluslararası toplum, Taliban ile standartları belirlemezse…Afganlar kargaşa ve güvensizlikle karşı karşıya kalmaya devam edecek.”