CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 7 Kasım akşamı bir ev videosu daha yayınlayarak bu defa Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı iktidardan indirirlerse kadın hakları için ne yapacaklarını duyurdu. Yaklaşık altı dakikalık videoda kadınların yeni dönemdeki kazançlarının ne olacağını “6 ayda 6 kolaylık” başlığı altında saydı. Bu video aynı gün geleneksel İstanbul Maratonuna katılıp yukarıdaki fotoğrafı çektirmesinden sonra yayınlandı.
Kılıçdaroğlu’nun kadınlar için vaatleri, belli ki üzerinde çalışılmış maddelerden oluşuyor. Şimdi geleceğiz. Ama önce şu fotoğrafa bakalım. Göğüs numaralarını Nevşin Mengü deşifre etti zaten dün. Ekrem İmamoğlu 34, İstanbul’da kalıyor mu demek acaba? Kılıçdaroğlu 1923, Cumhuriyetin kuruluşu, geçmiş. Akşener 2023, yüzüncü yıl, gelecek.
Ben bu noktada başka açıdan bakayım. CHP’nin İstanbul İl Örgütü bir kadına emanet; Canan Kaftancıoğlu kendisine 1919 göğüs numarası almış, Kurtuluş Savaşının başlangıç tarihi. Dilek İmamoğlu 1934: Mustafa Kemal Atatürk o tarihte kadınlara seçme ve seçilme hakkına öncülük etti. CHP’nin Kadın Kollarının başındaki Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka da orada. Akşener, Kaftancıoğlu, Nazlıaka…
Muhalefet vitrininde kadınların öne çıkışı
Muhalefet Kremlinolojisine kaymadan sadede gelelim.
Bu fotoğrafta erkekten çok kadın siyasetçi var.
Tempolu adımlarla yürürken adeta düşman çatlatmak ister gibiler.
Muhalefet vitrininde kadınların öne çıkışı dikkat çekiyor.
Son dönemde İYİ partinin oylarında belirgin artış görülen tek parti olmasında Akşener’in kadınların haklarını savunan söylemi ilk sırada pay sahibi. Bingöl’de kendisine tepki gösteren bir seçmene gayet maço, eril tavır ve hakaretle karşılık veren Genel Başkan Yardımcısı Lütfü Türkkan’ı görevinden istifa ettirmesi bunun sön örneği. Daha önce MHP lideri Bahçeli’nin “Fosforlu Cevriye”, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Gelin Hanım” küçümsemelerine hiç altta kalmadan anında yanıt vermişti. Bu tepkilerinin kadınların sempatisini kazandığına kendi sosyal çevremden de tanığım.
Kılıçdaroğlu’nun kadınlar için altı vaadini Akşener ile Millet İttifakı içinde bir rekabet olarak görmek de mümkün; öyleyse bu kadınların kazanımları adına yapıcı bir rekabet sayılmalı.
Bir gün önce Cumhuriyet gazetesindeki yazısında gençlere vaatlerini -genişleterek- sıralamıştı Kılıçdaroğlu. Kadın siyasetçilerin ön safta yürüdüğü İstanbul Maratonu sonrasında kadınlar için vaatlerini kamuoyuna duyurdu.
İlk haftada İstanbul Sözleşmesine dönüş
CHP liderinin ilk sıradaki vaadi, iktidarı alırlarsa ilk hafta içinde kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesine dönmek için başvuruda bulunmak.
Hatırlanacağı gibi Sözleşmeye ilk imza atan lider olan Erdoğan, bazı İslami cemaatlerden gelen ve oy şantajına varan baskı karşısında Türkiye adına imzasını geri çekmişti. Kılıçdaroğlu’nun bu vaadine İstanbul Sözleşmesinden çekilme yanlısı olan Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu’nun nasıl tepki vereceğini bilmiyoruz henüz. Ama Kılıçdaroğlu’nun bu tepkiyi göze aldığı -ve iyi de ettiği- anlaşılıyor.
Bu çerçevede kadına şiddet davalarının ele alınacağı özel mahkemeler kurulması, Yargıtay’da bu davalara bakacak bir daire kurulması, savcı, hâkim ve polislere aile içi şiddet konusunda eğitim verilmesi yargıda düzenlemeler öngörüyor. Kadına şiddet olaylarında ceza indirimine gidilmeyeceği vaadi de erkek şiddet için caydırıcı olabilir. İşyerlerinde kadınlar üzerindeki yıldırma, taciz, ayrımcılık ve benzeri psikolojik baskının da psikolojik şiddet sayılması gibi işin kökenine inen önlem vaatleri bulunuyor.
“Kadınlar adaleti sosyal medyada aramayacak” güzel bir hedef bence.
Yönetimde kadınlara en az yüzde 35 zorunluluğu
Diğer maddeler arasında kadın örgütlerinin uzun süredir mücadelesini verdiği maddeler bulunuyor.
Yönetim kademelerinde kadınlara en az yüzde 35 oranında yer verilmesi vaadi devlet yönetimi bakımından da önemli bir adım. Feminist örgütler neden İskandinav ülkelerinde olduğu gibi yüzde 50 diyebilir ama öğretmen kadrosunun yarısının kadın olmasına rağmen Millî Eğitim Bakanlığında siyasi atamayla gelen bir bakan yardımcısı hariç, üst düzey yönetimin neredeyse tamamen erkek olduğu bir Türkiye’de yaşıyoruz.
Aile Sigortası üzerinden ev kadınlarına emeklilik hakkından eşinden boşanan kadınların “kimseye muhtaç olmadan yeni bir hayata başlaması” için belediyelerde eğitim ve istihdam imkânı vaadi, doğum izni ardından çalışmaya ara verip işe dönmek isteyen kadınlar için teşvik mekanizması gibi düzenlemelere gidileceği vaadi topluma iyi duyurulursa etkili olabilir.
Kadın sağlığı için önleyici önlemlerin artırılması amacıyla da bir dizi vaatte bulundu Kılıçdaroğlu. Rahim ağzı kanseri testleri dahil önleyici sağlık hizmetlerinin ücretsiz olacağını söyledi. Kadın sağlığı, bakımı ve hijyeninin korunmasında devletin en büyük güvence olacağını söyledi.
İktidar cephesi ne yapıyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan kadınların durumuyle ilgili son olarak Afganistan’da kadınların eğitimine önem verilmesi hakkında konuştu. Acaba bu sözlerine Doğu ve Güneydoğuda AK Partiye blok oy veren bazı aşiretlerin resileri alınmış mıdır?
Türkiye’deki kadınların durumuyla ilgili olaraksa en son iki haberle gündeme geldi iktidar cephesi.
Biri Diyanet İşleri Başkanlığının “baldız ile zina halinde nikah düşmez” fetvası üzerine çıkan tartışma. Diğeri de AK Parti döneminin gözde din âlimlerinden sayılan Hayrettin Karaman’ın “Alevi’ye kız verilmez” fetvasını tepkiler üzerine silmek zorunda kalması.
Sonra AKP Şanlıurfa Milletvekili Zemzem Gülender Açanal’ın “Kadına seçilme hakkını Erdoğan verdi” sözü de var. Benzeri bir ifadeyi 2020 yılında AK Parti Genel Başkan yardımcısı Özlem Zengin, TBMM Grup Başkanı olduğu dönemde kullanmıştı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ise, hatırlanacağı gibi İstanbul Sözleşmesinden çıkılmasına, iktidar çizgisindeki Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) yöneticisi olarak destek verdikten sonra kabineye alınmıştı.
Muhalefetin kadınların kalplerini ve beyinlerini kazanma atağı iktidarı acaba ne tür adımlar atmaya zorlayacak? Bakalım “kadının yeri evidir, beyinin sözünü dinlesin, çocuklarına ve aile büyüklerine baksın, biz de ona harçlık verelim” anlayışı AK Parti-MHP Cumhur İttifakına daha çok oy getirecek mi?