Birleştirilen Gezi Parkı, 15 Temmuz ve casusluk davasında mahkeme, 4 yılı aşkın bir süredir tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verdi.
Aralarında Osman Kavala ve Henri Barkey’in de bulunduğu 52 kişinin “hükümeti ortadan kaldırmaya teşşebbüs” ile suçlandığı davanın ikinci duruşmasında mahkeme oy çokluğuyla Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verdi. Dava, 17 Ocak 2022’ye ertelendi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın tek tutuklu sanığı olan ve 1486 gündür tutulu bulunan Kavala, casusluk ve finansörlük iddialarıyla iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanıyor.
Daha önce tahliye ile sonuçlanan Gezi Parkı ve 15 Temmuz davaları Yargıtay ve İstinaf Mahkemeleri tarafından bozulduktan sonra Temmuz 2021’de birleştirilerek yeniden açıldı. Daha önce bu davalardan hakkında tahliye verilmesine karşın dosya değiştirilerek birleştirilen davalar ile yeniden yargılanan Kavala, 8 Ekim’de görülen ilk duruşmada tutukluluğunun devamına karar verilmesinin ardından yargı sürecini eleştirerek 26 Kasım’da İstanbul’da görülen duruşmaya katılmadı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Kavala’nın tutukluluğu ile ilgili hak ihlali olduğuna karar vermiş, ancak Kavala hakkındaki tutuklama devam etmişti. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 16 Eylül’de yaptığı açıklamada ihlal kararının uygulanması için Türkiye’ye uyarıda bulunarak 30 Kasım’da gerçekleştirilecek toplantısına kadar süre vermişti.
Bakanlar Komitesinin uyarısının ardından 10 ülke büyükelçisi Kavala’nın tahliye edilmesi talebini içeren bir bildiri yayımlamış, bildiri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bu büyükelçileri “istenmeyen kişi” ilan ettiğini açıklaması ile krize dönüşmüştü. Büyükelçilerin açıklamaları sonrasında diplomatik kriz yatışmıştı.
2017’de tutuklandı, tahliye edildi, tekrar tutuklandı
T24’ten Gökçer Tahincioğlu’nun detaylarıyla anlattığı dava süreci, Osman Kavala’nın 1 Kasım 2017’de 2013 Gezi Parkı Protestoları ve 15 Temmuz darbe girişiminde sorumluluğu olduğu iddiasıyla “hükümeti devirmek veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs” ve “cebir ve şiddet kullanarak anayasal düzeni devirmeye teşebbüs suçlamalarıyla tutuklanmasıyla başladı.
2019’da 15 Temmuz dosyasından tahliyesine karar verildi ancak Gezi davasında tutukluluğu devam etti. Aynı yıl AİHM Türkiye’nin Kavalanın tutukluluğunda hak ihlali tespit etti ancak mahkeme AİHM kararına rağmen tahliye talebini reddetti.
Şubat 2020’de tahliyesine karar verildi, cezaevinden çıktı, ancak 15 Temmuz darbe girişimi soruşturması gerekçe gösterilerek tekrar tutuklandı. Bu soruşturmadan Mart 2020’de yeniden hakim karşısına çıktı. Casusluk suçlaması ile yeniden tutuklandı.
Eylül ayında ise AİHM kararının ardından Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuru değerlendirileceği sırada hakkında yeniden dava açıldı. 18 Aralık 2020’de bu davanın ilk duruşması yapıldı ve tutukluluğunun devamına karar verildi. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nun tüm bu gelişmelerden sonra 29 Aralık 2020’de Kavala’nın haklarının ihlal edilmediğine karar verdi.
Gezi Davası beraati bozuldu, torba yasanın önü açıldı
Ocak 2021’de istinaf mahkemesi Gezi davasında verilen beraat kararını bozdu ve İstanbul Savcılığı tarafından açılan casusluk suçlaması ile Gezi, 15 temmuz ve Çarşı davalarının birleştirilmesinin önü açıldı.
Çarşı davası Yargıtay tarafından bozuldu, ve Gezi ile çarşı davası birleştirildi. Kavala hakkındaki casusluk davası da Çarşı ve Gezi davasıyla birleştirildi ve torba dava doğdu. Bu davanın ilk duruşması 8 Ekim 2021’de görüldü.
İhlal Prosedürü
AİHM kararlarının uyguanmasını denetlemekle yükümlü olan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 16 Eylül’de yaptığı açıklamada, 30 Kasım – 2 Aralık 2021 tarihleri arasında gerçekleşecek toplantıdan önce AİHM kararlarının uygulanmasını, Osman Kavala’nın serbest bırakılmasını talep etmişti. Komite, aksi takdirde ihlal prosedürünün başlatılacağı uyarısında bulunmuştu. İhlal prosedürü başlatılırsa AİHM’nin yaptırım kararı alma hakkı bulunuyor.