Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2022’de geçerli olacak asgari ücret üzerinde çalışmalarına devam ediyor. On altı yaşını dolduranlar için şu anda geçerli olan brüt asgari ücret 3577.5, net asgari ücret ise 2825,9 lira.
Bu değerler 2021 yılbaşından bu yana geçerli olan değerler. Asgari ücretin ne düzeyde belirleneceği çok önemli. Bu durumda ilk soru şu: Asgari ücret alan bir çalışanın tükettiği mal sepetinin fiyatı bir yılda ne kadar arttı?
Bu fiyat artışının yüzde 30’a yakın olduğunu kabul edelim. 2021 yılında GSYH’nin yüzde 11 civarında artması bekleniyor. GSYH hepimizin gelirlerinin bir toplamı olduğuna göre, bu artışın refah payı olarak asgari ücrete yansıyacağını varsayalım. Böyle bakıldığında net asgari ücretin en az 4000 liraya yükseltilmesi gerekiyor.
Ücretlilerin milli gelirden aldığı pay giderek düşüyor
Refah payı olarak geçen yılın büyüme oranının asgari ücrete aynen yansıtılacağını varsaydım. Oysa son birkaç yıldır böyle olmadı. Ücretli kesimin (sadece asgari ücret alanların değil) GSYH’den aldıkları pay, sermayenin GSYH’den aldığı paya kıyasla giderek düştü.
Grafik 1’de, çeyrekler itibariyle, ücretli kesimin gelirinin son bir yılın toplam GSYH’ye oranı yer alıyor. Payın en yüksek olduğu tarih 2016’nın son çeyreği: %32. İçinde bulunduğumuz yılın üçüncü çeyreğinde (elimizdeki son veri) bu pay %28’e düşmüş. Dört puan azalma var.
Elbette bu çok kaba bir hesap. Mesela, geçen yılın asgari ücretini temel alıyor. Belki o ‘olması gereken’den düşüktü. Aslında Grafik 1, ‘belki’ olmadığını ima ediyor; o dönemde de işgücünün GSYH’den aldığı payda düşüş olduğunu gösteriyor. Kaba bir hesap olmasının bir başka nedeni de şu: İşçi sendikalarının ‘yoksulluk sınırı’ hesaplamaları var. Bu basit hesap onu da dikkate almıyor. Ek olarak da benim uzmanlık alanım değil; o nedenle de ‘kaba’ bir hesap bu.
Satın alma gücü
Asgari ücretin düzeyi kadar önemli olan bir konu daha var. Şu: Asgari ücretlinin satın alma gücü yıl içinde nasıl bir seyir izleyecek? Enflasyon yüksek olduğunda, ne yazık ki yılın başında yapılan artışla yükselen ücretin aylar içinde satın alma gücü giderek eriyor.
Grafik 2’de net asgari ücretin enflasyondan arındırılmış halinin (reel halinin) Ocak 2020 – Kasım 2021 dönemindeki seyri yer alıyor. Yatay eksende aylar var. Reel net asgari ücretin Ocak 2018’deki değerini 100 olarak aldım. Yatay eksende, dolayısıyla, Ocak 2018 reel asgari ücreti 100 olduğunda, 2020 ve 2021 aylık reel asgari ücret değerlerinin ne olduğu gösteriliyor. Birkaç dikkat çekici noktaya değineyim.
Yıl içinde satın alma gücünde erime
Birincisi, yıl içinde asgari ücretin satın alma gücü önemli ölçüde eriyor. Mesela Kasım 2021’deki alım gücü yılın başındaki değerinden %15,1 oranında daha düşük. Üstelik bu hesaplama tüketici enflasyonunu dikkate alıyor. Oysa asgari ücret kazanan çalışan, tüketici mal sepetindeki malların bir kısmını kullanmıyor. Mesela otomobil satın almıyor, otel harcamasında bulunmuyor. Tüketici enflasyonu yerine gıda enflasyonunu kullansaydım, aşınma daha belirginleşecekti.
İkincisi, hem 2020 hem de 2021’de yılın sonuna doğru reel asgari ücret 2018’in başındaki değerinin altına düşmüş (100’ün altındalar). Farklı bir ifadeyle, neredeyse yılın son üçte birini 2018’in başındaki alım gücünün altında geçirmişler.
Üçüncüsü, Kasım 2021 reel asgari ücreti bir yıl öncesinin Kasım ayındaki değerine düşmüş vaziyette. Çok muhtemelen Aralık ayında geçen yılın sonundaki alım gücünün de altına düşecek.
Enflasyon düşürülemedikçe
Sonuç çok açık: Enflasyonla mücadele önemli. Hangi ekonomik model uygulanıyorsa uygulansın, ‘fiyat istikrarı’nı küçümsemeye gelmez. Yoksa bir bakarsınız yeni yıl için yüksek bir asgari ücret belirleseniz de birkaç ay sonra zaten bir yıl öncesinin alım gücüne düşmüş o ücret. Ki o bir yıl önceki alım gücü de zaten çok muhtemelen ondan önceki yılın altına inmiştir.