MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 12 Nisan’da TBMM parti grubuna hitabında yine esti gürledi. Ama sonunu pek alışık olmadığımız bir şekilde getirdi. Kürsüden inerken “Mahallenin uşaklarını” MHP’ye çağırdı, adeta neşe içinde.
Gazeteciler birbirine baktı, “mahallenin uşakları” da ne demekti? Bahçeli kimleri kastediyor, demek, nereye varmak istiyordu?
Buradaki “uşak” kelimesinin birilerine uşaklık edenler anlamında kullanılmadığı belliydi ki onları MHP’ye çağırıyordu. Bahçeli, “uşak” daha çok Karadeniz’de evin çocukları, gençleri için kullanıldığı belliydi.
Acaba Meral Akşener’in İYİ Parti yönetiminde yaptığı son değişikliklerden etkilenen iki eski MHP’li Koray Aydın ve Yavuz Ağıralioğlu’nu mu kast ediyordu? İkisi de Trabzonluydu. Şimdiye dek parti çizgisiyle milim çelişen herkese güle güle dediğini bir süre önce Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, geçenlerde de pahalılıktan şikâyet eden Kayseri Milletvekili Baki Ersoy vakalarında gösteren Bahçeli, Akşener ile birlikte MHP’ye rakip olup İYİ Parti’nin kuruluşunda yer alan Aydın, Ağıralioğlu ve benzer durumdakileri yeniden “Ocağa” mı davet ediyordu?
Mahallenin uşakları ile kast edilenler
Grup toplantısının bitiminde Bahçeli TBMM’den ayrılmak üzereyken yanına gidip sordum:
– Mahallenin uşakları derken kimleri kast ettiniz?
– Mahallenin kelimesi neyi anlatıyorsa onu siz bulun.
– Acaba son zamanlarda İYİ Parti yönetiminde görevlerini kaybeden eski arkadaşlarınızı mı kast ettiniz?
– (Gülerek) İsim vermem. Mahallenin derken ne demek istediğimiz açık. (Bu söz üzerine Bahçeli’nin yanındaki MHP yöneticilerinden de hafif gülüşmeler duyuldu.)
– Şifreyi vermem diyorsunuz yani?
– Vermem.
Bahçeli de gerçi reddetmiyor ama MHP kulisinde en kast ettiğinin Aydın ve Ağıralioğlu durumundaki eski MHP’lilerin yuvaya dönmesi olduğu yorumu yaygın.
Bir nokta daha var “Uşak” sözcüğü sadece Karadeniz’de değil, Güneyde, Bahçeli’nin memleketi Osmaniye dahil, Hatay, Adana, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa civarındaki Türkmen aşiretlerinde de “Evin oğlu, çocuk, genç” anlamında kullanılıyor.
Bahçeli seçime 13 ay kadar zaman kalmışken iddialı olduğu iki coğrafyada seçmen tabanını bir “Ocağa dönüş” operasyonuyla tahkim etmek mi istiyor?
Anketeler kızmak yetmiyor
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Bahçeli’nin aylar süren görüşmelerden sonra yüzde 10’dan 7’ye düşürdüğü seçim barajını rahatlıkla geçmek amacıyla önleyici atış olabilir mi bu çağrı? Bahçeli’nin son konuşmalarında MHP oylarının düştüğünü gösteren anketlere çok kızdığı, yalancılıkla suçladığı biliniyor.
Bahçeli’nin konuşmasında ilk kez muhalefetin seçim kazanma ihtimalinden “ülkeyi uçuruma çekecektir” karamsarlığıyla söz etmesi bu bakımdan dikkat çekiciydi.
Yoksa bu çağrı doğrudan İYİ Parti’yi huzursuz etmeye yönelik bir taktik mi? Gerçi Koray Aydın artık İYİ Parti Teşkilat Başkanı değil ama Siyasi İşler Başkanı. Akşener Teşkilatı da ondan alıp başkasına vermedi, kendisine bağladı. Ağıralioğlu ise Akşener ile görüşmesi ardından istifa etmeyeceğini söyledi.
Ama hem siyaset sadece verilen sözlerle sınırlanmayacak kadar karmaşık bir alan hem de Cumhur İttifakının 2019 yerel seçim yenilgisi ardından en büyük derdinin Millet İttifakı içine nifak sokmak olduğu biliniyor. Bahçeli “Zillet İttifakı” diyor, CHP ve İYİ Parti dışında 6’lı ittifakı da kast ederek.
Kılıçdaroğlu, Bahçeli ve Ekmeleddin İhsanoğlu
Bahçeli aynı konuşmada “Zillet İttifakı çürük adayını bir an önce çıkarsın da boyunun ölçüsünü alsın” dedi.
6’lı ittifakın sırf Bahçeli dedi diye aday açıklayacağını hiç sanmıyorum.
Bahçeli’nin zamlar ve hayat pahalılığının “gelip geçer” şeyler “Müslüman’a karamsarlık haram” sözlerineyse CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’dan CHP Grup toplantısında kinayeli bir yanıt geldi. “Neyin haram olduğunu çok iyi bilir aslında” dedi; “İnşallah bir gün yüzlerine söyleme cesaretine de kavuşur.”
CHP ile MHP 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde -kulis bilgisine göre Bahçeli’nin önerisiyle- Erdoğan’a karşı ortak aday çıkardılar: seçilemedikten sonra MHP Milletvekili olan Ekmeleddin İhsanoğlu. Kılıçdaroğlu her halde o günlere atıfta bulunuyor.
Ancak o günlere başka atıfta bulunanlar da var. Örneğin Millet İttifakından Demokrat Parti’nin Genel Başkanı Gültekin Uysal da “Türkiye bir İhsanoğlu vakası daha istemiyor” diyor; bu sözün muhatabı Kılıçdaroğlu.
Şimdi “Demokrat Parti’nin eti ne, budu ne?” diyenleriniz olabilir. Ama yanılırlar. Siyasette işler öyle yürümüyor; dedik ya hayli karmaşık, özellikle de seçim yaklaştıkça.