Belli ki katılan muhalefet liderleri “Altılı Masa” söyleminden rahatsız olmuş ki 27 Mayıs’ı 28 Mayıs’a bağlayan gece yarısı aynı anda yayınladıkları Tweet mesajıyla kendilerine “Türkiye Masası” denmesini istediler. Türkiye Masasının 29 Mayıs toplantısına Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu yapacak. Bu toplantının hemen öncesindeyse, Millet ittifakının iki ana kurucusu CHP ve İYİ Parti arasında beklenmedik bir konuda rahatsızlık ortaya çıktı. İYİ Parti temel konularda CHP ile koordinasyon ve söz birliği içinde olmak istiyor. Rahatsızlığın beklenmedik konusu ise NATO tartışması.
İsveç ve Finlandiya’nın Ukrayna’yı istila eden Rusya’nın korkusuyla Batı askerî ittifakı NATO’ya üye olmak istemesi bu iki kuzey ülkesini, kararların oy birliğiyle alındığı örgüte giriş onayı için Türkiye’nin kapısına gelmesine yol açtı. Türkiye ise aynı güvenlik çatısına girecekseniz savunma ihtiyaçlarımızı kabul edeceksiniz diyerek PKK ve türevlerine yardımı kesmeleri için somut adım atmalarını ve Suriye’de PKK’yı hedef alan askerî operasyonlar nedeniyle Türkiye’ye uyguladıkları silah satış yasağını kaldırmalarını istedi.
NATO tartışması
Hükümetin bu tutumuna muhalefetin (belki HDP dışında) itirazı yok; son olarak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun dış politika danışmanı Ünal Çeviköz’ün Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “terörle mücadelenin stratejik konseptte yer almasını istiyoruz” sözlerine destek mesajıyla bu tutum netleşti. İYİ Parti lideri Meral Akşener daha önce destek verirken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bu tutumu ne kadar sürdüreceğin sorgulamıştı.
O arada AK Parti hükümetinin stratejik destekçisi MHP lideri Devlet Bahçeli “NATO’dan çıkmak gündeme alınmalı” çıkışını yaptı. Böyle bir şeyin olacağı yoktu. Türkiye’nin dış politikasında NATO üyeliği, özellikle Rusya orada dururken Batıyla ilişkilerin köprüsü sayılan, kilit konumda bir garanti görülüyordu. Erdoğan halihazırda bütün söylemini Türkiye’nin NATO’daki veto hakkı üzerine kurmuştu ve bu çıkışıyla (son Metropoll araştırmasına göre) seçmen desteğini artırmıştı. Bahçeli popülizm yapıyordu. Ama Kılıçdaroğlu bunu muhtemelen AK Parti ve MHP arasında sorun çıkarma fırsatı gördü. 26 Mayıs akşamı “Meclis’e getirin destek verelim” mesajı yayınladı.
İYİ Parti’de beklenmedik rahatsızlığa bu mesaj yol açacaktı.
Söz birliği arayışı
Kılıçdaroğlu’nun mesajı şöyleydi:
• “Bahçeli de NATO’dan çıkmayı önermiş. NATO, Türkiye için gereklidir ancak iktidar olarak ne kadar samimiler görmek isterim. ABD Yunanistan’ı üslerle doldurdu. Hedefleri net. Türkiye’deki ABD askeri tesislerini kapamayı getirsinler Meclis’e, Kuvayi Milliye ruhuyla destekleyeceğiz.”
İYİ Parti yönetim kademelerinde bu mesajın birkaç boyutuyla tartışıldığı anlaşılıyor. Evet, Kılıçdaroğlu açıkça “NATO Türkiye için gereklidir” diyordu, NATO’dan çıkma ihtimali karşısında Yunanistan’ın ABD ve NATO’nun tam desteğiyle Türkiye’nin karşısında olacağına da işaret ediyordu. Ola ki MHP bu konuyu TBMM’ye taşısa CHP gerçekten destek verecek miydi? Bu en stratejik konuda CHP ile İYİ Parti arasında bir temas olmamıştı. Bu ittifak ruhunu zedeleyebilirdi. Konuştuğum İYİ Parti kaynakları bu konuda CHP içinde de bir koordinasyon ve söz birliği olduğundan emin olmadıklarını söylediler ama neticede söz liderin ağzından çıkmıştı.
Özetle, İYİ Parti yönetimi Altılı, ya da “Türkiye Masası zemininden önce Millet İttifakı zemininde temel stratejik konularda koordinasyon ve söz birliği arayışına girmiş bulunuyor.
“Az Kaldı” kampanyası
Son yapılan anketlerde yükselişte görünmesi ve Akşener’in “Az Kaldı” sloganıyla açtığı kampanyanın İYİ Parti’ye getirdiği özgüvenin de bu talepte payı var. Akşener bu kampanya ile (Abdülhamid tartışmasına da yol açan) “Kahrolsun istibdat, yaşasın Hürriyet” sloganıyla başlattığı, yakınmadan çok hedef gösterip ümit verme çizgisini de vurgulamak istiyor.
Öte yandan Kılıçdaroğlu’nun son zamanlarda “Kararı Masa verecek” söyleminden sapmasa da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan karşısında kendi adaylığını öne çıkaran tutumuna da içten içe tepki gösteriyor; temel konularda söz birliğine varmak istediğini söylüyor vücut diliyle. DEVA Partisi lideri, Ali Babacan’ın geçenlerde (CHP’yi rahatsız eden) “Masadan ortak aday çıkmazsa ben olurum” çıkışı da aslında temel konularda ortak karar gereğini vurguluyordu.
Akşener İYİ Parti’deki bu rahatsızlık ve söz birliği arayışını 29 Mayıs’taki “Türkiye Masası” toplantısında açıkça gündeme getirir mi? Bunu iki gün içinde göreceğiz. Ancak Masa liderlerinin Erdoğan’ı yenmek istiyorlarsa eşgüdüm ve söz birliği için, adaylık konusu dahil daha çok çaba harcamaları gerektiği ortada.