Siyaset

Bu devlet hastanelerde asayişi sağlamaktan aciz mi?

Adana Çukurova Devlet Hastanesi Acil Servisi, 10 Temmuz akşamı yaklaşık 50 kişilik bir grup tarafından çalışamaz hale getirildi. Hekimler Birliği, yaptığı açıklamada servisin “can güvenliği sağlanana ve yazılı beyanı tebliğ edilinceye kadar hizmeten çekildiğini” belirtti. (Foto: Hekimler Birliği/Twitter)

Sağlıkta şiddet giderek yükselen bir sarmalda. En son bayram günü Çukurova Devlet Hastanesi Acil Servisinin bir güruh tarafından darmadağın edilmesiyle işler çığrından çıktı.

Sağlıkta şiddet bu noktaya adım adım geldi. Evet çok katmanlı bir sorun. Evet, toplumdaki genel şiddet ortamından besleniyor. Evet “sağlıkta dönüşüm” denen Dünya Bankası-AKP patentli özelleştirme, ticarileştirme modeli yüzünden sağlık çalışanlarıyla vatandaşlar sürdürülemez bir sistemin içinde birbirlerine hasım haline getirildiler. Evet bunların çözümü bugünden yarına olmayacak, bu modelin değişmesi, onun zehirli etkilerinin temizlenmesi zaman alacak. Bunların farkındayız daha önce de yazdık. Ama bugün gelinen nokta, bu uzun dönemli çözümler için beklemeyi imkansız kılıyor.

Hastaneler savaş alanı gibi

Şu anda hastaneler savaş alanı gibiler. Önüne gelen mafya, çete, kabile grubu basıyor, istediği gibi kırıyor, döküyor, darp ediyor, öldürüyor. Sonra da hiç bir şey yapmamış gibi hastasını alıp bir başka hastaneye sevk edilebiliyor. Giderken de geri dönüp öldüreceği tehdidini yapmakta bir engel görmüyor. Hiç bir gözaltı olmuyor, kimse ciddi bir ceza almıyor.

İş orada kalmıyor, yandaş medya kalemşörlerinden, Cumhurbaşkanı danışmanlarına (!), ağzından çıkanı kulağı duymayan imamlara, sayıları, ne hikmetse 7-8 Temmuzda pıtrak gibi artan Doktor ünvanlı troll hesaplara, 8 Temmuz’da kurulup yalnızca tek bir haber yayınlanmış sahte Konya Haberleri sitelerine, bir yalan haber ve nefret yayma ordusu hekimlere saldırıyor. Hadi bunlar gri alandaki münferit insanlar diyelim. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı çıkıp doğru olmadığını bile bile “doktorlar yoğun bakımlarda hastalarını bırakıp” eylem yapamaz diyor. Bugüne kadar doktor eylemlerinin hiç birinde ne yoğun bakımlarda, ne acillerde hastalar bırakılmadı. Bu birimler çalıştı. Bu ülkenin hekimleri, şükür ki sorumluluklarını siyasetçilerden çok daha iyi biliyorlar.

Gelinen noktada işler sağlık çalışanlarının, huzur içinde ve can güvenliği ile çalışma hakkının ortadan kaldırılmasının yanında, vatandaşın ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetini huzur ve can güvenliği içinde alma hakkının da ihlali noktasına ulaştı. Bayram günü Çukurova Devlet Hastanesi Acil Servisine siz ya da ben kalp krizi ile başvurmuş olabilirdik. Bu eşkiya sürüsünün saldırısı yüzünden o kritik anda ihtiyaç duyduğumuz hizmeti alamayıp ölebilirdik. Kısacası sağlık kurumları güvenli ve hizmetin sürdürülebilir olduğu mekanlar olmaktan çıktılar.

“Cumhurbaşkanı hekimlerden özür dilemelidir”

Saadet Partisi Genel Başkanı sayın Temel Karamollaoğlu bayrama giderken, bu ülkenin en üst düzeydeki kamu yöneticisi olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir çağrıda bulundu. Sağlık hizmetlerindeki durumu yatıştırmak için, hatasını kabul etmesini, ortamın gerilmesine önemli katkıda bulunduğunu düşündüğü “giderlerse, gitsinler” gibi beyanları geri alıp özür dilemesini temenni etti. Kendisine tamamen katılıyorum.

Sağlık hizmetleri bu haliyle sürdürülemez. Bu küstah saldırganlık, X-ray cihazlarıyla, güvenlik görevlisi sayısı arttırılarak vb engellenemez. Bu noktaya siyasi tutumlar yüzünden geldik, geri dönmek için de siyasi tutumun değişmesi gerekli ilk adımdır. Bu ülkede devletin en üst düzey yetkilisi ve dolayısıyla da sorumlusu olan Cumhurbaşkanı çıkıp açıkça, saldırganları kınamalı, devletin kamu malına ve kamu çalışanına yönelen bu hadsizliği tolere etmeyeceğini kararlı bir dille açıklamalıdır. AKP yetkilileri, Cumhurbaşkanı danışmanları, ve malum medyanın kalemşörleri de sorumluluklarını hatırlamalı ve bin düşünüp bir söylemeli, yalan yanlış haberler yayıp, mantıksız iddialar ileri sürmekten vazgeçmelidirler. Ortalığa salınan sahte doktor hesaplı troller de geri çekilmelidir. Ortamı bir an önce sakinleştirmeleri kendileri dahil, hepimizin yararınadır.

Hepimizin sağlık hizmetine ihtiyacı var ve kamu sağlık kuruluşları gemi azıya almış sosyopatların özgürce kırıp dökecekleri yerler olamazlar.

Nuriye Ortaylı

Doktor, halk sağlığı uzmanı

Recent Posts

Suriye yaptırımları üzerine dörtlü toplantı: Erdoğan çevrimiçi katıldı

Suriye’ye uygulanan ekonomik yaptırımların kaldırılması için Suriye, Türkiye, ABD ve Suudi Arabistan’ın katılımıyla dörtlü bir…

1 saat ago

Yeni bir dönemin eşiğinde: Barış, sadece silahların susması değildir

Barış, silahların susmasıyla başlar ama orada sona ermez. Gerçek barış, zihinlerdeki hendekleri ve kalplerdeki mayınları…

3 saat ago

Bir zamanlar Hacettepe Üniversitesi: sessiz direniş ve hafıza

“Azıcık bir gelenek oluşturmak bile, bitimsiz bir tarih birikimini gerektirir.” Henry James’in bu sözü, üniversitelerin…

4 saat ago

Rusya-Ukrayna: 15 Mayıs İstanbul hala kesinleşmedi. Putin ne yapacak?

Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, alışılmadık biçimde 11 Mayıs sabaha karşı düzenlediği basın toplantısında Ukrayna’yı “İstanbul’da…

1 gün ago

PKK’nın fesih kararı ve hükümetin yanıtlaması gereken sorular

PKK’nın 12 Mayıs’ta silahlı mücadeleyi bırakma ve kendisini fesih kararı Türkiye’de yaygın siyasi şiddet döneminin…

2 gün ago

Toplum Terörsüz Türkiye sürecinden habersiz: Araştırma

PKK’nın, MHP lideri Bahçeli’nin önerisi ve kurucusu Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine topladığı silah bırakma ve…

2 gün ago