Türkiye’de Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde bulunan daimî kar sınırının üzerindeki dağlarda buzullar yer alır. Genellikle vadi buzulu ve buzyalağı buzulu tipinde olan buzulların yanı sıra, Türkiye’nin tek doruk buzulu Ağrı Dağı’ndadır. Yaklaşık 10 kilometrekarelik alanıyla da ülkedeki en büyük buzuldur. Türkiye’nin en büyük vadi buzulu ise ülke içindeki buzulların üçte ikisini bulunduran Güneydoğu Toroslardaki 4 kilometre uzunluğu ve 8 kilometrekare alanıyla Uludoruk Buzulu’dur; Cilo Dağlarında yer alır. Ne yazık ki, Türkiye’de bulunan buzulların, 20. yüzyılın başından beri eriyerek geriledikleri gözlenmekte.
Küresel ısınmanın neden olduğu iklim değişikliği nedeniyle, Hakkari-Yüksekova sınırında bulunan 20 bin yıllık, yani Dünya’da son buzul maksimumu döneminden kalan Cilo Buzulları giderek küçülüyor. Bölgede gözlem yapan araştırmacılar 2009 yılından bu yana buzullarda önemli miktarda küçülme meydana geldiğini, buzulların 1 kilometreye kadar düştüğünü gözlemlediler. Bu erime böyle devam ederse, bölgedeki buzulların 20 ila 30 yıl içinde tamamen ortadan kalkacağı ise bir gerçek.
Son yüz yıllık yüzey sıcaklık verilerine baktığımızda Dünya’nın ısındığı yadsınmaz bir gerçek. Son 30 yıldır yapılan çalışmalar neticesinde de, Hakkari bölgesindeki buzulların yüzde 48’i erimiş durumda. Erimeden arta kalan buzullar ise güneş görmeyen ya da az gören yerlerdeki buzullar. Yani, ülkemiz önemli ölçüde bir buzul kaybıyla karşı karşıya. Nedeni de yüzey sıcaklıklarındaki artış.
Dünya’daki su hacminin yüzde 1 ila 2’sini tatlı su kaynakları oluşturur. Yani, tatlı su oldukça sınırlı bir kaynak olarak kabul edilir. Tatlı su kaynaklarının çok azı yüzey üzerindedir. Esasen yer altı su kaynakları tatlı su için çok önemlidir. Bu nedenle de buzullar oldukça önemli kaynaklardır ve bu nedenle de sürdürülebilirliği çok önemlidir. Kışların kısa sürmesi ve kış aylarına ait ortalama yüzey sıcaklıklarındaki yükselme buzulların onarımını da imkansız hale getirmektedir.
Bugün Dünya’nın farklı yerlerinde buzul kayıpları küresel ısınmaya bağlı olarak devam etmekte. Bu kayıplar nedeniyle buzulların bulunduğu yaşam ortamlarında ekolojik yapı değişmekte. Soğuk seven türler buzulların sağladığı ortamları bulabilmek için dağılımlarını değiştirmek isterken, sıcak seven türler de buzullardan arta kalan alanlara giriş yapmakta. Sonuç tür dağılımlarındaki değişimlere bağlı olarak ekosistem yapısındaki değişimler olarak karşımıza çıkmakta. Sırf bu nedenle son 30 yıl içinde Güney Amerika’nın And Dağları bölgesinde en az 5 kuş türü ortadan kalkmış durumda.
İnsanın olmadığı bir ortamda yok oluş hızının milyon yılda 1 ila 10 tür olduğunu düşünürseniz, bu, kısa zamanda çok büyük bir tahribat. Türkiye’de bu anlamda durum nedir? Bilmiyoruz! Detaylı çalışmalara acil ihtiyacımız var.
Bugün içinde olduğumuz dönemi karakterize eden iklim krizi, bir sonraki pandeminin kuraklık olabileceğini gösteriyor. Buzulların erimesi, tatlı su depolarının geri dönüşümsüz yok olduğunun bir göstergesi. Türkiye kuraklığı farklı şekillerde deneyimliyor, fakat Dünya’daki buzullar gündeme gelirken kendi coğrafyamızda ne olup bittiğinin farkında değiliz. Buzullarımızı kaybediyoruz ki, bu tatlı su kaynaklarımızı da süratle yok ettiğimizi gösteriyor. En kısa vadede odaklanmamız gereken bir konu.
Yetkili kişilere duyurulur!
Mehmet Öğütçü ve Rainer Geiger Ortadoğu, yıllardır süregelen siyasi istikrarsızlık ve ekonomik çalkantıların izlerini taşıyan…
Yeni yıla girmemize sayılı gün kala, Milli Eğitim Bakanlığı sayesinde çocuklarımızı ve gençlerimizi maazallah kazara…
ABD ordusu bir kez daha Donald Trump’a Suriye resti çekiyor. Başkanlık görevini 20 Ocak’ta devralacak…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD'nin Gazprombank için uyguladığı yaptırımlardan Türkiye'yi muaf tutacağını…
Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller'ın Suriye'de Türkiye destekli Suriye Milli…
Esad gitti ama bence Suriye için en çetin meydan okuma yeni başlıyor. İsrail, ülkenin tüm…