HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın partisinin 7 Ocak’taki Kars il kongresinde HDP’nin kendi cumhurbaşkanı adayını açıklayacağını ilan etmesi 2023 seçimlerine iki değil üç adayla gidileceğini gösterdi. Buldan “Ne Cumhur İttifakı’yla ne Millet İttifakı’yla herhangi bir ortaklığımız yok” diye konuştu; “Ancak ilkesel yaklaşımlarımızı zamanı geldiğinde oturup konuşabiliriz, zamanı geldiğinde müzakere edebiliriz, zamanı geldiğinde diyalog içinde olabiliriz. Ama HDP’nin şu anki kararı kendi adayıyla seçimlere gitmektir.”
Bu gelişme aynı zamanda 2023 cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda bitmesinin daha da zora gitmesi anlamına geliyor. Anketlere göre ne Cumhur İttifakının adayı olması beklenen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ne de Altılı Masa’nın müstakbel adayı ilk turda yüzde 50’den fazla oy alabilecek gibi görünüyor.
İlk bakışta HDP’nin taktiğinin ikinci tura kalacak adaylarla müzakereye oturmak olduğu anlaşılabilir. Oysa HDP’nin kendi adayını çıkarması, ya da çıkaracağını açıklaması, hem AK Parti-MHP ortaklığıyla hem de Altılı Masa ortaklığıyla seçimden önce konuşup anlaşma ihtimalini de sunuyor. Zaten Buldan’ın “şu anki kararımız” demesi, siyasi pazarlık kapısını erkenden açma niyetini de gösteriyor.
Hangi partiyi, nasıl etkiler?
HDP’nin kararı, öncelikle Altılı Masayı, özellikle de CHP’yi hedef alan “Yedinci üye HDP” şeklindeki Cumhur İttifakı çevrelerinden kaynaklanan propagandayı büyük ölçüde boşa çıkarabilir. Öte yandan, en azından bir kısım HDP seçmeninin ilk turda muhtemel Cumhur İttifakı adayını destekleme ihtimali de büyük ölçüde ortadan kalkar. HDP’nin adayını çıkarmasının kendi kitlesi üzerinde toparlayıcı etki yapacağı açık.
Buldan’ın bu açıklamasıyla Cumhur İttifakı içindeki AK Parti-MHP dengeleri de etkilenecektir. AK Parti’nin bu durumda başörtüsü konulu Anayasa değişikliği için yeni tur görüşmelerde HDP’nin kapısına gidip gitmeyeceği merak konusu.
Peki, Erdoğan seçimi 18 Haziran’dan erkene almak ister, bunu da Meclis’te 360 oyla çıkarmak isterse AK Parti HDP’nin kapısına gider mi?
Erdoğan’ın Cumhur müttefiki MHP lideri Devlet Bahçeli, HDP’nin Anayasa Mahkemesince kapatılmasını istiyor; hatta bir ara HDP’yi kapatmıyorsa AYM’nin kapatılmasından dahi söz etmişti.
HDP’nin kendi adayını çıkarması durumunda AK Parti erken seçim için HDP’ye başvurmak istemezse, geriye sadece Cumhurbaşkanının TBMM’yi feshederek ülkeyi seçime götürmesi seçeneği kalıyor.
“Masa” adayını Şubat’ta belirler
Altılı Masa oyun planını 5 Ocak toplantısında ilan etti, geriye adayın ismi kaldı. Bu konu 26 Ocak’ta İYİ Parti lideri Meral Akşener’in ev sahipliğinde yapılacak toplantıda görüşülmeye başlanacak gibi. Ancak sonucun 30 Ocak’ta Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş Yol haritası ve muhalefet seçimi kazanırsa kurulacak hükümetin programı yerine geçecek Ortak İlkeler Metnine dek tamamlanıp o gün açıklanması beklenmiyor.
Her halükârda Altılı Masa’nın Erdoğan’ın karşısına çıkaracağı cumhurbaşkanı adayını Şubat’ta belli etmesini bekleyebiliriz. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na çıkarılan hukuki engeller sonrası masada ibre CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na kaymış görünüyor. Ama hiçbir şey kesin değil. Hatta, HDP’li Meral Danış Beştaş’ın “Mansur Yavaş’a vermeyiz” diyerek masa üzerinde oluşturmak istediği baskı dahi Buldan’ın açıklamasıyla geçersiz kalmış olabilir.
Altılı Masanın adayını 30 Ocak belgelerinden sonra, yani artık başka konu kalmayınca enine boyuna tartışmaya başlamasını beklemek daha mantıklı.
Zaten Erdoğan da seçim tarihini o civarda belirlemiş olur. Perde o zaman açılır.
Perde açılınca sahnede kalan aktörleri o zaman göreceğiz.