CHP’ye soruşturmalar dizisinde 10 Şubat’ta 2023 Kurultayının “şaibeli” olduğu iddiasıyla açılan soruşturma vardı. 11 Şubat’ta CHP’liler güne İstanbul’da bazı ilçelerin başkan yardımcıları ile belediye meclisi üyelerinin gözaltına alınmasıyla uyandı. Gerekçe, İstanbul’da CHP’nin kazandığı 31 Mart 2024 yerel seçimleri öncesi konuşulan “Kent Uzlaşısı” yoluyla PKK’nın yerel yönetimlere sızdığı iddiasıydı. Hedef bir kez daha İstanbul Büyükşehir belediye
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı CHP Genel başkanlığına Kemal Kılıçdaroğlu yerine Özgür Özel’in seçildiği 4-5 Kasım 2023 Büyük Kurultayında para karşılığı oy kullandırıldığı iddiaları üzerine soruşturma başlattığı açıklandı. Aslında 13 ay önce, Ocak 2024’te açılan soruşturma dikkat çeken bir zamanlamayla tam CHP Parti Meclisinin cumhurbaşkanı seçimi stratejisini belirleyeceği 10 Şubat 2025 günü su yüzüne çıkarıldı. Öyle ki,
Siyasetteki 10 Şubat sıkışmasının tek nedeni İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na siyaset yasağıyla sonuçlanabilecek bir dava daha açılması değil elbette. Yine de CHP lideri Özgür Özel dün isyan ediyordu: tutuklu Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e 100 gündür iddianame hazırlamayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İmamoğlu’na 5 günde iddianame yazmıştı. “Bu ne korkuymuş arkadaş” diyordu. Korku dediği
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 13 Kasım’da Ankara Büyükşehir Belediyesine usulsüz harcama soruşturma başlatmasından saatler sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da İstanbul Büyükşehir Belediyesi aleyhine aynı gerekçeyle soruşturma başlattı. Bunun öncesinde de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan SGK borcunu ödemeyen belediyelere haciz getireceklerini açıklamıştı, Ankara’yı özellikle öne çıkarmıştı. Yavaş “Toplu bir hücum başlatıldı” diyor. Haksız sayılmaz. Aynı
MHP lideri Devlet Bahçeli 5 Kasım günü TBMM Grup konuşmasında baklayı ağzından çıkardı. Her şey yeni bir Anayasa yapmak için, yeni Anayasa da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeniden aday olup Cumhurbaşkanı seçilebilmesi içindi. Bahçeli “Erdoğan tek seçenek” derken aslında kendi siyasi konumu ve MHP açısından doğru söylüyordu. Doğru, Bahçeli ve MHP olmasa Erdoğan ne bütün yürütme
Kayyum virüsü İstanbul’a da sıçradı. AK Partili ya da MHP’li olmayan bütün belediyeleri tehdit altına alan “Sandıkta kaybettiysen yargı kararıyla gasp et” zorbalığının son örneğini İstanbul’da gördük. Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer 30 Ekim sabahı 06.00 sularında evi basılarak gözaltına alınmasından 20 saat sonra, 31 Ekim saat 04.00 gibi, terör örgütü üyeliği gibi ağır bir
Ekrem İmamoğlu dün, 21 Ekim’de Ankara’daki ilk medya çıkarmasını yaptı; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı değil, Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı şapkasıyla konuştu. Başlıktaki cümleyi değişik ifadelerle üç kere kullandı; hatta birinde “özeleştiri” diyerek, birinde “istersek kaybederiz” vurgusuyla. Bu vurgunun bir anlamı vardı. İmamoğlu’nun açıkça söylemeden CHP’nin “bugünkü görünümüyle bir sonraki seçimi de kaybeder” demek istiyordu. Son
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, son günlerde gündemde üst sıralara yerleşen “CHP içinde cumhurbaşkanlığı rekabeti” tartışmalarına tepki göstererek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile karşılaştırılmasından “çok rahatsız” olduğunu söyledi. Sözcü yazarı Aytunç Erkin’e konuşan Yavaş, “televizyonda konuşulacak konu halkın yaşadığı mağduriyetler. Bunların önüne geçmeye bizim hakkımız yok,” dedi. Cumhurbaşkanlığı
CHP lideri Özgür Özel, Cumhurbaşkanlığı seçimi için mevcut koşullarda bir daha aday olamayacağını ama olmak istiyorsa uzlaşmak için kendilerine geleceği son tarihin Kasım 2025 olacağını söyledi. YetkinReport’un sorularını yanıtlayan Özel, “Kasım 2025’ten sonra gelmesin. Biz iktidara yürüyoruz. İki buçuk yılı dolana kadar varız, sonra yokuz. İki buçuk yıl bizden, iki buçuk yıl sizden. Bu duyduğumuz