İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarının 19 Mart operasyonu ile topluca gözaltına alınmaları sadece siyasi değil, aynı zamanda hukuki bir güç gösterisi olarak okunmalı. Güç politikaları söz konusu olunca, güçlünün hukuku devreye giriyor, güçlü de kendi hukukunun gücünü sergilemek istiyor. Tarih boyunca böyle olmuş, şimdi de böyle. Dolayısıyla örneğin İmamoğlu’nun üzerine gidildiği
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu 19 Mart sabahı evinden gözaltına alındı. Sabah 06:15’te Rumelihisarı’nda İmamoğlu’nun oturduğu İBB Başkanlık Konutuna 20 araçlık bir güçle gelen polis, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının açtığı soruşturma çerçevesinde İmamoğlu’nu gözaltına alındı. İmamoğlu, giyinirken çektiği video kaydında “Büyük bir zorbalıkla karşı karşıyayız. Ama yılmayacağımı bilmenizi istiyorum. O kişiye ve onun bütün bu
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında aralarında CHP’li iki belediyenin başkan yardımcısı ve yedi belediye meclis üyesinin bulunduğu 10 kişi gözaltına alındı. Sabah saatlerinde yapılan operasyon kapsamında gözaltına alınanlar arasında Kartal ve Ataşehir Belediye Başkan Yardımıcıları ile Üsküdar, Sancaktepe, Fatih, Tuzla, Adalar, Şişli ve Beyoğlu belediye meclis üyeleri bulunuyor. Cumhuriyet Başsavcılığı yaptığı açıklamada soruşturmanın 2023
T24 yazarı ve deneyimli gazeteci Tolga Şardan, “MİT’in Cumhurbaşkanlığına sunduğu yargı raporunda neler var” başlıklı yazısı sebebiyle İstanbul Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında 1 Kasım’da tutuklandı. Dezenformasyon yasası olarak da bilinen yasadaki “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla hakkında soruşturma başlatılan Şardan, Ankara’daki evinde gözaltına alındı. Şardan yazısında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a sunulduğu ve yargıdaki yolsuzluk iddiaları
Türkiye gazetecilerinin Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü’nü kutladığı 24 Temmuz’un ertesi günü beş gazeteci, Sibel Yükler, Delal Akyüz, Fırat Can Arslan, Delal Akyüz, Evrim Kepenek ve Evrim Deniz, savcı Mehmet Karababa ve eşi hakkında haber paylaşımları yaptıkları için gözaltına alındı. Soruşturma, Diyarbakır Savcılığınca Terörle Mücadele Kanunu’nun 6. Maddesi olan “terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerinin
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Ankara’da savcılık soruşturması ardından 27 Ekim’de çıkarıldığı mahkemede tutuklandı. 26 Ekim’de İstanbul’daki evinden gözaltına alınarak Ankara’ya getirilen Fincancı, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ndeki işlemlerin tamamlanmasının ardından Adliyeye götürüldü. TTB Başkanı, savcılığa ifade verdikten sonra,
DEVA Partisi kurucular kurulu üyesi emekli asker Metin Gürcan, sosyal medya hesabından “siyasi casusluk” suçlamasıyla gözaltına alındığını duyurdu. Gürcan sabah saaterinde Twitter hesabından şu mesajı paylaştı: “Siyasi casusuluk suçlaması ile göz altına alınıyorum. Polisler evde… Arama yapıyorlar. Şok oldum. Desteğiniz istiyorum.” DEVA Partisinden yapılan açıklamaya göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020 yılında başlattığı bir soruşturmaya dayanarak
Boğaziçi Üniversitesi’ne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atanan rektör Melih Bulu’yu protesto gösterileri sırasında okulun kampüsünden gözaltına alınan ve tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen 30 öğrencinin tamamı günün ilk saatlerinde serbest bırakıldı. Öğrencileri Çağlayan Adliyesi’nde bekleyen arkadaşları ve yakınları iki farklı mahkemede ifade veren öğrencilerin bırakılmasıyla büyük sevinç yaşadı. Pazartesi gecesi okulun Güney Kampüsü’nde gerçekleşen
Hukukla açıklayamıyorum. O yüzden son HDP gözaltılarına siyasi dengeler ve anlamı açısından bakmaya çalışacağım. Neden şimdi ve Allah aşkına, yine neler oluyor?Kararın hangi siyasi atmosferde alınmış olduğu önemli. Son zamanlarda AK Parti-MHP blokunun milliyetçi-muhafazakâr tabanın heyecanını ayakta tutmasını sağlayan Yunanistan/Doğu Akdeniz ihtilafı artık masada sayılır. Libya ihtilafı da öyle. Açık konuşalım, Suriye de öyle. Ben