İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarının 19 Mart operasyonu ile topluca gözaltına alınmaları sadece siyasi değil, aynı zamanda hukuki bir güç gösterisi olarak okunmalı. Güç politikaları söz konusu olunca, güçlünün hukuku devreye giriyor, güçlü de kendi hukukunun gücünü sergilemek istiyor. Tarih boyunca böyle olmuş, şimdi de böyle. Dolayısıyla örneğin İmamoğlu’nun üzerine gidildiği
Mansur Yavaş “daha seçime 2-3 yıl var” diye düşük vitesle ilerlemeyi sürdürüyor ama Ekrem İmamoğlu Diyarbakır’da sanki yarın seçim olacakmış gibi konuştu, Kürt sorunuyla vites yükseltti. İmamoğlu 16 Mart’ta Diyarbakır’da yaptığı salon konuşmasında “Kürtler var dediği müddetçe Kürt sorunu vardır” diyen İmamoğlu; “Terörle hiçbir sorun çözülmez (…) Şehit ve gazi yakınları başta olmak üzere, tüm
Bir yanda biriken soru işaretleri, diğer yanda her gün yeni bir gelişme var. Son olarak MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, Selahattin Demirtaş’ı telefonla arayarak, Abdullah Öcalan’ın PKK’ya silah bırakma ve örgütü feshetme çağrısına verdiği destek için teşekkür ettiğini öğreniyoruz. Öte yandan Kandil, “Öcalan serbest kalsın” koşuluyla destek verirken KCK’/PKK’nın Suriye kolu YPG -sanki bağımsız bir örgütmüşçesine