Evet, isimleri artık Altılı Masa değil, Millet İttifakı. Dün, 26 Ocak’ta yaptıkları 9 saate yakın süren toplantı sonrası yayınladıkları iki sayfalık ortak açıklamada altı lider kendilerinden ilk kez Millet İttifakı olarak söz etti. Demek oluyor ki Deva, Gelecek ve Saadet partileri de CHP, İYİ ve Demokrat partiden oluşan millet ittifakına katılmaya karar verdi.
Bunu bildiride yazıldığı gibi somut adım sayalım ama altı muhalefet liderinin bu 11’inci toplantısının beklentilerin gerisinde kaldığını da söylemek gerek. Hayır, sadece hâlâ aday belirlenmediği için değil, başka sorunlar da var. Uzatmadan toplantıyı ve ortak açıklamayı mercek altına alalım.
1- Toplantı sorunla başladı
Toplantı başlamadan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı’nın gazeteci Nagehan Alçı’ya eğer CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu adaylıkta ısrarlı olursa İYİ Parti’nin kendi adayını çıkarabileceğini söylemesi Masayı sarstı. Bu ortak aday arayışını da berhava eden bir çıkıştı. Toplantı saat 12.00’de başlamadan Paçacı görevinden istifa etti. Paçacı deneyiminde bir siyasetçinin böyle bir zamanda bu beyanda bulunup istifa etmesinin Kılıçdaroğlu’na gerekli mesajı vermeyi mi amaçladığı daha bir süre konuşulacak.
2- Ortak adayın belirlenmesi
Buna rağmen toplantıda Millet İttifakının ortak aday belirlemesi kararı çıktı. Bildiride altı partinin “istişare, uzlaşı ve halkın tercihleri” doğrultusunda çalıştığından söz ediliyor. Bu tercih nasıl saptanacak? Partilerin ayrı ayrı anketleri mi birleştirilecek, ortak anketler mi yapılacak? Burası henüz belli değil. CHP’nin adayı olduğu açıkça söylenen Kılıçdaroğlu’nun bu içeriden meydan okumaya katlanması da ayrı bir sabır örneği sayılabilir
3- Yol haritası sorunu
Daha önceki toplantıda parlamenter sisteme geçiş için Yol Haritası ve muhalefet seçimi kazanırsa hükümet programı yerine geçecek Ortak İlkeler metnine son şeklinin verilip 30 Ocak’ta ilan edileceği söylenmişti. Ortak İlkeler Metninin tamamlandığını ancak Yol Haritası üzerinde henüz anlaşma sağlanamadığını anlıyoruz. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve işlevlerini de içeren bu konunun aday konusuyla birlikte görüşüleceği yazılıyor. Yol Haritası ve aday için 13 Şubat’ta Saadet lideri Temel Karamollaoğlu ev sahipliğinde yapılacak Millet ittifakı toplantısına işaret ediliyor, açıkça söylenmese de.
4- Erdoğan aday olamaz ama
Millet İttifakı açıklamasının belki de en önemli bölümlerinden birisi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 14 Mayıs’ta seçime gitmek için Meclis’i feshetmesi durumunda yeniden aday olamayacağını saptamaları. Anayasa ve yasalara aykırı olduğunu söylemelerine rağmen 14 Mayıs’ı kabul edip Erdoğan’a meydan okumalarıysa günümüz Türkiye’sinde siyasi zorlamanın hukuku geçersiz kıldığının bir örneğini daha oluşturuyor. Yine de -sonuç getireceğine inanılmasa da- YSK’ya itiraz edileceği anlaşılıyor.
5- Millet İttifakı çatısı
Altılı Masanın Millet İttifakına evrilmesinin bir takım siyasi sonuçlar olabilir; örneğin milletvekili seçim listeleri. Eğer TBMM’ye girmek istiyorlarsa, liderleri dahil yüzde 7 barajına uzak partiler için CHP ve İYİ Parti’nin yer vermesi dışında pek seçenek yok. İYİ Parti daha önce bu seçeneğe sıcak bakmıyordu. CHP örgütü ve Meclis grubu da Kılıçdaroğlu’na rağmen rahatsızdı. 14 Mayıs’ta yapılacaksa seçime bugün itibarıyla 106 gün kaldı; aday listeleriyse 10 Nisan’da kesinleşecek. Özetle, o alanda da sorun çıkabilir.
6- Başörtüsü için Anayasa değişikliği
Millet İttifakı, İsveç ve Hollanda’daki Kuran yakma eylemlerini topluca kınayarak güncel gelişmeler üzerine ortak duruş sergilemeye başladı. Bir örnek de başörtüsü konusundaki Anayasa değişikliği. CHP ve İYİ Parti sadece başını örten değil, örtmeyen kadınlara da güvence getiren bir önerge verdi. Ancak bu önerge yine AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi. Kabul edilseydi 400 oyla Meclis’ten geçecekti. Bu durumda Erdoğan değişikliği halk oylamasına götürebilecek mi. Seçim için kalan 106 gün içine bir de halk oylaması sığabilecek mi? Kolay görünmüyor ama Erdoğan’ın siyasi manevra kabiliyetini tabana atmamak gerekiyor.
Neticede Altılı Masanın Millet İttifakına dönüştüğü 26 Ocak toplantısı hedef ve beklentilerinin gerisinde kaldı. Aday konusunda ise top çevirecek zaman artık tükeniyor.
Ortak açıklamada “tarihi sorumluluk” ve “kader seçimi” tanımları geçiyor ama manzara muhalif seçmene liderlerin bu kavramlardaki samimiyetlerini sorgulatmaya başladı. Bu gidişle atı alan yine Üsküdar’a geçebilir.