Didem Ermiş – Görgün Taner
6 Şubat’ta meydana gelen deprem felaketi, hepimizde büyük bir şok etkisi yarattı. On binlerce insanın hayatını kaybettiği bu büyük afet, depremden doğrudan etkilenen on bir ilin dışında da tüm ülkeyi büyük bir acıya, yasa boğdu; çok acil, yaşamsal ihtiyaçları ortaya çıkardı. Bireyler ve atik bir şekilde harekete geçen sivil girişimler büyük bir dayanışma ve işbirliğiyle, ortaya çıkan farklı ihtiyaçların giderilmesi konusunda çalışmaya başladı.
Depremin ardından bir ay geçmişken, şimdi, –insan hayatının devamı için gereken ihtiyaçların karşılanmasının ardından– sosyal ve duygusal ihtiyaçların giderilmesi için yapılacak çalışmalara sıra geldi.
Sanat, şimdi ve her zaman
Artık sanatın travma sonrasında sosyal hayata karışmak ve yeniden kendini güvende hissetmek için ne kadar önemli olduğunu ortaya koyan bilimsel çalışmalar mevcut. Sanat, müzik, geçerliliği ispatlanan bir terapi yöntemi olarak hayatımızda. Sanat üretmek ve sanat etkinliklerine katılmak, yalnızca neşelenmek, moral yükseltmek veya hoş vakit geçirerek kısa süre de olsa yaşanan acıdan uzaklaşmak gibi faydalar sağlamıyor. Aynı zamanda hayatını yeniden kurma çabasındaki insanlar için sanat, yaşama sevincini yeniden bulmak, sosyal ihtiyaçları gidermek, duygularını ifade etmek, kaygıları gidermek, travmaları atlatmak için bir araç haline geliyor.
Dolayısıyla dünyanın dört bir yanında sanat, afetten etkilenen toplumların yeniden canlanma süreçlerinde yaşamsal bir öğe olarak karşımıza çıkıyor. İnsanlığı aydınlatan, toplumları bir araya getiren ve iyileşme için önemli ortamlar yaratan bu alan, güven hissini ve iyilik hâlini de artırıyor. Sanat ve yaratıcılık, toplumların sağlıklı ve üretken bir şekilde varlıklarını sürdürebilmesi için de büyük önem taşıyor. Kültürel, toplumsal altyapının, çeşitliliğin güçlenmesi ancak sanatla mümkün olabiliyor.
Depremzede sanatçılara destek
Tam da bu nedenle, deprem sonrasında bölgede kültür ve sanatın desteklenmesi, hem yerel hem de uluslararası stratejilerin bir parçası olarak gündeme alınmalı. Belirli kurumlar yaşamın devamı ve korunmasını sağlar, temel altyapıyı yeniden ayağa kaldırırken, diğer kurumların da sosyal ve duygusal ihtiyaçları gidermeye, toplumsal iyileşmeye yönelik çalışmalar yürütmesi gerekiyor. Etkileri uzun sürecek bir felakete, geniş bir döneme yayılan, uzun vadeli destek sağlanması gerekecek. Bir yandan bölge halkına konserler, tiyatro gösterileri, sergiler aracılığıyla ulaşılırken bir yandan da atölyelerini, malzemelerini, enstrümanlarını kaybeden sanatçılara destek sağlanması bu bakımdan büyük önem taşıyor.
Kültür ve sanat, her zaman, her türlü kriz döneminden en hızlı etkilenen alanların başında gelir. Barınmayı, güvenliği, beslenmeyi sağlayan sistemlerin sekteye uğradığı bir dönemde sanat düşünmeye sıra gelmediğini fark ederiz. Bu her zaman kolektif çabayla ayakta tutulan, oldukça kırılgan bir alandır, bu yüzden işbirliği ve dayanışmayı öne çıkaran destek projeleri, kültür-sanat ortamının ayakta kalabilmesi için büyük önem taşır.
Biz de İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) olarak depremin ilk gününden bu yana farklı kültür kurumlarıyla ve sivil toplum örgütleriyle iletişim halindeydik. Öncelikle herkes gibi acil ihtiyaçların giderilmesi için nasıl bir katkıda bulunabileceğimizi araştırdık. Bir yandan da bölgeden dostlarımızın fikirlerini de alarak, kültür-sanat alanında uzun vadeli etkileri olacak, işbirliğine dayalı, uzun soluklu projeler üzerine kafa yorduk.
Müzik öğrencilerine ve öğretmenlerine enstrüman fonu
Değerlendirmelerimiz sonrasında, halihazırda yaptığımız bazı işlerde deprem bölgesine odaklanacak yenilikler yaparken bir yandan da bu yıl bütçemizden kaynak ayırarak deprem felaketinden etkilenen müzik öğrencilerine ve öğretmenlerine enstrüman sağlamak için bir fon hayata geçirmeye karar verdik. Doremusic ve Zuhal Müzik işbirliğiyle hayata geçirdiğimiz bu projeye Pozitif Müzik de destek verdi. Öğrenci ve öğretmenler diye yola çıktık ama bölgede enstrümanını kaybeden birçok profesyonel ve amatör sanatçı olduğunu da biliyoruz. Oluşturulan fonun, olumlu değerlendirilen tüm başvuru sahiplerinin yararlanmasını sağlayacak şekilde, destek vermek isteyen farklı kurum ve kuruluşların da katkılarıyla genişlemesi için çabalarımız devam ediyor.
Depremden doğrudan etkilenen ve bu felaketten sağ çıkan bölge halkının hayatını yeniden kurarken hem dayanışmaya hem de sanatın vereceği duygusal güce ihtiyacı olacağını biliyoruz. Toplumun yaşama sevincine yeniden kavuşması, belki yaşadıklarını, hissettiklerini farklı biçimlerde ifade edebilmesi için sanat her zaman olduğu gibi deprem sonrasında da çok önemli olanaklar sağlayacak. Biz de İKSV olarak bu olanakların ortaya çıkmasını sağlayacak ortamları yaratmak için çalışmaya devam edeceğiz. Geleceğe dair umudun yeşermesi için bir kültür kurumu olarak yapabileceğimiz tüm çabayı sarf etmek, görevimiz.
İKSV Enstrüman Destek Fonu Başvuru Koşulları
– Afet bölgesindeki 11 ilde ikamet eden,
– Depremde enstrümanı hasar gören veya kaybolan,
– Bölgedeki güzel sanatlar liselerinin ve konservatuvarların müzik bölümlerinde eğitim gören,
– Güzel sanatlar liselerinde ve konservatuvarların müzik bölümlerinde eğitmen olan,
– Deprem sırasında bölgede olup şu anda başka okullara nakil olan,
tüm öğrenci ve öğretmenler, e-Devlet üzerinden alacakları öğrenci/öğretmen ve ikametgâh belgeleriyle birlikte 30 Mayıs 2023 tarihine kadar İKSV Enstrüman Destek Fonu’na başvurabilir.
Daha fazla bilgi için [email protected],
Başvuru için: Başvuru Formu