Siyaset

Cengiz Çandar ile Hulusi Akar’ın söyledikleri ve söylemedikleri

İlginç bir Meclis olacak 14 Mayıs seçimiyle kurulacak olan 28’inci dönem Meclisi. Örneğin İttihat ve Terakkici Cemal Paşa’nın torunu Hasan Cemal, AK Parti Kayseri Milletvekili Hulusi Akar ve YSP Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar da orada olacak.

İlginç bir Meclis olacak 14 Mayıs seçimiyle kurulacak olan 28’inci dönem Meclisi. Örneğin İttihat ve Terakkici Cemal Paşa’nın torunu Hasan Cemal, AK Parti-MHP iktidarının kapatmak istediği Kürt sorunu odaklı HDP’nin almak zorunda kaldığı yeni ismi Yeşil Sol Parti (YSP) İstanbul Milletvekili olarak TBMM’nin açılışını yapacak; en yaşlı üye sıfatıyla, Mustafa Kemal Atatürk’ün getirdiği Cumhuriyet geleneğini sürdürmek üzere frakını kuşanarak. Hitap edeceği o Meclis’te AK Parti Kayseri Milletvekili Hulusi Akar ve YSP Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar da olacak.

Hulusi Akar: onun da zamanı gelecek

Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar şimdiye dek yaptığı en partizan konuşmasını 16 Nisan’da Kayseri’de AK Parti milletvekili adayları toplantısında yaptı. “Teröristler birtakım siyasi partilerle işbirliği yapıyor, bu siyasi partiler de ittifaklarda buluşuyorlar” dedi örneğin. Sonra, “Bazıları bilinçli şekilde teröristleri cesaretlendiriyor, FETÖ’yü tekrar döndüreceklerini söylüyor, terörist elebaşlarını tahliye edeceklerini, hapishaneden çıkaracaklarını söylüyorlar” dedi.

Kast ettiği YSP ile Emek ve Özgürlük ittifakı mıydı sadece? Çünkü örneğin CHP lideri ve Cumhur ittifakı adayı olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın karşısında Millet İttifakının adayı olarak çıkan Kemal Kılıçdaroğlu da AK Parti iktidarının terörist saydığı Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ı dışarıda görmek istediğini söylüyordu.

Sonra toplantının en heyecanlı yeri geldi ve en tehlikeye açık yeri.

Solunda bir grup “Vur de vuralım, öl de ölelim” diye slogan atmaya başladı. Akar’dan yanıt: “Onun da zamanı gelecek, bekleyin.”

Neyi bekleyecektik? AK Parti hükümeti seçimi kazanmadan önce, ya da kazanırsa sonrasında “Vurun, gerekirse ölün” mü diyecekti öfkeyle beslenmiş kalabalıklara?

Sözlerinin tartışma yaratmasının ardından 17 Nisan’da gazeteciler sordu Akar’a. (*)

“Konuşmamızın devamında da açık ve net bir şekilde görülüyor ki terörle mücadeleden bahsediyoruz,” dedi Akar, “başka anlamlar çıkaranlar iyi niyetli değildir,” dedi ve ekledi, “başka anlamlar çıkarmak gaflet, çarpıtma, yanıltmadır.”

Akar, Çandar ve 28 Şubat

Hulusi Akar ile 28 Şubat sürecinde tanıştık. Ben NTV Ankara Temsilcisi, Kurmay Albay Akar da Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’nın Özel Kalem Müdürü idi. Gazeteci milleti Akar’ı Atatürk ilkelerine sadık bir subay olarak tanıdı. Tabii ki Özel Kalem Müdürü olarak bu konuda bir tasarrufu olduğunu sanmıyorum ama Cengiz Çandar’ın bugün T24’de Cansu Çamlıbel’le mülakatında hatırlattığı üzere, Genelkurmay tarafından kara listeye alındığı dönemdi. O dönem Genelkurmay “İrtica PKK’dan büyük tehlike” söylemiyle psikolojik savaş yürütüyordu.  Teğet geçtiklerini söyleyebiliriz; 15 Mayıs’tan itibaren “Gazi Meclis” çatısı altında olacaklar.

Doğrusu Çamlıbel, Çandar’a sorulacak soruların önemli kısmını sormuş, “İslam ile demokrasi birlikte olmadı, olmayacak ve olmamalı” sözlerini de başlığa çıkarmış. Çandar özeleştiri de yapmış, “yıllarca İslam ile demokrasinin [birlikte] olabilirliği” üzerine çalışmış biri olarak.

Onlar hep haklıydı

1968 kuşağının sağdaki temsilcilerinin çoğu iktidarda yükseldiler, bakan, Meclis başkanı makamlarına gelenler oldu. Soldaki temsilcilerinden çoğuysa Soğuk Savaşın ABD-baskın ortamında eğer öldürülmedilerse işkence, hapis, sürgünlerden geçti ve çokça özeleştiri yaptılar. En çok özeleştiri yapanlar arasında Çandar ve gençliklerinde “proleter devrimci” yola birlikte çıktıkları Doğu Perinçek oldu. Perinçek 12 Eylül’den önce Maocuydu, sonra eline çiçek alıp Bekaa’ya, PKK lideri Abdullah Öcalan’ı ziyarete gitti, sonra Atatürkçü, ardından Erdoğancı oldu, sonunda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan kendisini AK Parti milletvekili yapmasını isteyip reddedilince ona da muhalefete başladı.

Çandar, gazeteci kimliğiyle önce İran İslam devrimine hayran, sonra Özalcı oldu, askeri vesayete karşılar diye siyasal İslamcıları demokrat saydı, Fethullah Gülen’e, kendisini dahi mahcup edecek övgüler düzdü ve bunun “o dönem” doğru olduğunu savundu, Erdoğancı oldu, 2010 referandumunda “yetmez ama evet” öncülerindendi, sonra Kürt siyasetinde taraf oldu, 15 Temmuz darbe girişiminden bir süre önce İsveç’e gitti, şimdi YSP milletvekili adayı olarak döndü.

Onlar her görüş değiştirişinde haklıydılar ve kendilerini daha önceki görüşlerinden dolayı eleştirenler hep haksız kaldı.

Çandar, Fethullahçıları, İhvancıları fark etmemiş

Çandar ile ben henüz Radikal’den ayrılmamışken Radikal gazetesi sayfalarındaki bir tartışmamızı hatırlıyorum. Fethullah Gülen’in gerekirse ölüleri mezardan kaldırıp “evet” dedirtin dediği 2010 referandumunda “evet” demeyeceklerin, yani benim gibilerin 1- Vicdansız, 2- “Tayyip’e takık”, 3- Ruh sağlığını yitirmiş ve 4- Kafası fosilleşmeye başlamış bağnazlar olduğunu yazdı 8 Eylül 2010’da. Erdoğan nasıl “hayır” diyeceklere “darbeci” yaftası yapıştırıyorsa, Çandar da bir yerde “deli” diyordu. Ertesi gün bu despotik saçmalıklara gerekli yanıtı vermiştim.

T24’teki mülakatta birkaç yere takıldım.

Cengiz Abi’nin Orta Doğu müktesebatını biliyoruz. Filistin gerilla kamplarından -halen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dış politika danışmanları arasındaki İlnur Çevik’le birlikte- Talabani’nin Süleymaniye’deki karargâhına dek uzanan bir geçmişi var; Mezopotamya Ekspresi kitabında yazılı. Ama -tıpkı Erdoğan’ın “Rabbim affetsin” dediği gibi- ne Fethullahçıların gerçek yüzünü anlayabilmiş ne de Türkiye’deki İslamcıların Müslüman Kardeşlerle, ya da İhvancılarla “iltisakını”.

Çandar’ın “İslam bu değil” demesine de takıldım; İslamı AK Partililerden de Fethullahçılardan da daha iyi bildiğine ve kavradığına inanıyor.

Bir de gazeteci Jonathan Randall’ın özellikle Kürt sorunu konusunda “Ben gazeteciyim” deyip İngilizce deyimle “siyaset mühendisliğine” soyunmamasını eleştirmiş Cengiz Abimiz; bence doğrusunu Randall yapmış.

Aslında haksızlık yapmayayım: Çandar’a göre Fethullahçıların en büyük günahı PKK/KCK soruşturmaları olmuş. 15 Temmuz’dan o kadar emin değil, “Bilmediğimiz şeyler var” diyor. Bizim de var. Yeni Meclis kulisinde AK Parti Kayseri Milletvekili Akar’a sorar, o da anlatırsa hepimiz daha fazla öğrenebiliriz.

(*) 17 Nisan saat 14:11 Güncelleme: Hulusi Akar’ın açıklamasının ardından eklenmiştir 

Murat Yetkin

Gazeteci-Yazar

Recent Posts

“Hun be xer hatîn” Türkiye ve Suriye’de Kürt işleri paralel gelişiyor

MHP ile DEM Parti düşman çatlatmaya devam ediyor. Kötü anlamda söylemiyorum. Kürt işleri özellikle Suriye’de…

1 saat ago

AB Komisyonu Başkanı 1 milyar yolda dedi, Özel sert çıktı: “Türkiye 200 milyar kaybetti”

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in yeni yönetim döneminde Türkiye'ye ilk ziyareti Suriye'de Esad…

1 gün ago

Trump’ın “Türkiye Suriye’ye çöktü” sözü ve Erdoğan övgülerinin anlamı

Donald Trump’ın “Türkiye Suriye’ye çöktü” ifadesini Türk medyasındaki haberlerin pek çoğunda bulmanız mümkün değil. Trump’ın…

1 gün ago

Asgari ücret, enflasyon ve üretkenlik

Asgari ücret yine gündemimizde. Bu kez temel tartışma konusu asgari ücret ve enflasyon ilişkisi. Asgari…

2 gün ago

İlk Suriye’nin geleceği toplantısından kareler: kim, kiminle, nereye?

Suriye’de gelişmeler baş döndürücü bir hız kazandı. Beşar Esad’ın 7 Aralık akşamı Moskova’ya kaçmasından yalnızca…

2 gün ago

Kılıçdaroğlu ile Suriye’deki son durum ve Suriye siyaseti üzerine

CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi dönemindeki Suriye politikası nedeniyle yeniden gündemde. Cumhurbaşkanı Tayyip…

2 gün ago