CHP lideri ve muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendisini Uluslararası Para Fonu (IMF) ile gizli pazarlıklar yürütmek ve Londra’daki tefecilerle görüşmekle suçlamasına sert yanıt verdi. YetkinReport’a “IMF ile görüşmüyoruz. İktidarımızda IMF’ye de tefecilere de başvurma niyetimiz yok” diye konuşan Kılıçdaroğlu, “Türkiye’yi dilenciye çeviren Erdoğan. Bütün bunları düzelteceğiz” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak da “IMF’ye başvurma niyetimiz olmadığı gibi Türkiye’nin IMF programlarına ihtiyacı olduğunu da düşünmüyoruz” diye konuştu; “Ama Erdoğan başta kalırsa, bu ekonomi politikasıyla kendisi IMF’nin kapısını çalmak zorunda kalabilir.”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 17 Nisan’da İstanbul Finans Merkezinin bankacılık bölümünün açılışını yaparken yıllar sonra Türkiye’nin gündemine Uluslararası Para Fonu (IMF) ile ilişkileri taşıdı. Erdoğan’a göre Kılıçdaroğlu seçimi kazanırsa Türkiye’yi yeniden gizli görüşmeler yürüttüğü IMF’ye muhtaç edecekti. Ekonomiyi IMF olmadan yönetemezlerdi. Erdoğan bir gün sonra Afyonkarahisar’da konuşurken de Kılıçdaroğlu’nun “Londra’dan para almak” ve “Emperyalistlerin Truva atı” olmakla suçlamıştı.
Kılıçdaroğlu: bizi kendisi gibi sanıyor
CHP lideri Erdoğan’ın suçlamaları üzerine şunları söyledi:
• “Dilin kemiği yok. Dertleri Türkiye’ye yatırım getirmek değil, doları nasıl tutacakları. Benim ABD’de, İngiltere’de ne yaptığım, kimlerle görüştüğüm belli. Büyükelçiler haberli, ayrıca mutlaka bizi takip edenler, peşime taktıkları derin devlet elemanları da biliyordur. Biz faizle para istemiyoruz, yatırım, temiz para gelsin diye çalışıyoruz.
• “Bizi de kendileri gibi sanıyorlar. Para gelsin de nereden gelirse gelsin anlayışındalar. Türkiye Mann Adası değil. Uuyuşturucu baronlarına, kaçakçılara af çıkardılar, kapıları açtılar. Türkiye’yi kara para cenneti haline getirdiler. Günay Amerika’da uyuşturucu taşıyan gemiler yakalanıyor, dünyanın her yerinden mafyalar Türkiye’nin sokaklarında çatışıyor, iktidarsa seyirci, çünkü o paraya gebe. Bunlara son vereceğiz.”
Öztrak: el parasıyla hovardalık yaptılar
Cumhurbaşkanının IMF ile gizli görüşme yaptığını isim vermeden söylediği kişilerden birisi, Erdoğan döneminde 2006-2011 yıllarında Merkez Bankası Başkanlığı yapan, şimdi İYİ Parti Milletvekili Durmuş Yılmaz ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak idi.
Öztrak şunları söyledi:
• “O dönem hükümetle görüşmeye gelen IMF heyeti bizlerle de görüşmek istedi. IMF’nin çalışma usulleri içinde var; bu temaslar da hükümetin bilgisi içindedir. Partimize davet ettik. Vakitleri kalmamış. Durmuş Bey’le birlikte temaslarını yürüttükleri Hilton otelinde [21 Eylül 2019’da] görüştük. Her şey ortadaydı, gizli filan değildi. Mesele hükümetin dışarıdan kimsenin kendilerinden başka kimseyle görüşmesini istememesi.
• “Tefecilerle görüşenler kendileri. Elin sıcak parasıyla hovardalık yaptılar. Eğer 2018’de tek adam rejimiyle birlikte bu düşük faizle enflasyonu ve dövizi düşüreceği saplantısına kapılmasaydı. Biz bugün IMF filan konuşmazdık. Zaten IMF konusunu da açan bir değiliz, kendisi oldu. Kaldı ki IMF ile son stand-by anlaşmasına imza atan da kendisi.
Başta kalırsa IMF kapısına gider
•“Bakın, yabancı yatırımcı kaçtı. Yerli yatırımcı da kaçmaya başladı. Biz yine de Türkiye’nin IMF reçetelerine ihtiyacı olmadığını, bizim kısa süre içinde Türkiye’nin kaynaklarını harekete geçirerek ekonomiyi toparlayacağımızı söylüyoruz. Ama Erdoğan başta kaldıkça ve bu ekonomi politikaları devam ederse, üzülerek söylüyorum, kendisi IMF’nin kapısını çalmak zorunda kalabilir.”
Peki, IMF bu konuda ne diyor?
Erdoğan’ın sözleri üzerine temas kurduğum IMF kaynakları bu konuda yorum yapmaktan kaçındı. Ama IMF konularına hakim uluslararası mali çevrelerden kaynaklar, özellikle 2019 olayından sonra IMF’nin Erdoğan ve AK Parti hükümetinin tepkisiyle karşılaşmamak için Türkiye’de muhalefet ile görüşmekten özellikle kaçındığını, IMF adına bir temas olduğunu duymadıklarını söylediler.
Seçim sonrası ekonomi senaryoları ise daha çok döviz kuru ve Merkez Bankası para politikaları tartışması çerçevesinde kurgulanıyor.
Kılıçdaroğlu’nun TRT rahatsızlığı
CHP lideri Kılıçdaroğlu kamu yayıncısı TRT’nin artık “Erdoğan’ın borazanı” haline gelmesinden “son derece rahatsız” olduğunu söylüyor.
“Bırakın sözlerimize yer vermeyi, paramızla ilan vermek istiyoruz, almıyorlar” diyor; “Seçim kampanyamıza yer vermiyorlar. Oysa yasası var, TRT’nin yasalara uyması önemli. İktidarın bile diyemiyorum, çünkü tek adam rejimi artık, Erdoğan’ın borazanı haline geliyor. Suç duyurusunda bulunduk.”
“Bakın size, devleti ne kadar aciz duruma düşürdüklerini gösteren bir şey anlatayım” diye devam etti Kılıçdaroğlu:
• “Saray’a bir defa gittim. O da 15 Temmuz’dan sonra. Orada TRT’nin CHP’ye, muhalefete tamamen kapalı durduğunu daha bir kez dahi ekrana davet almadığımı da söyledim. “Olur mu öyle şey” dedi. Onun ardından bir defa çağırdılar. Sonra yine yok. Bu kadar yıldır sadece bir kez…
• “Bizim de işlerine gelenler dışında muhalefeti partilerinin de görüşlerine yer vermek zorundalar. Kendilerine biraz güveniyorlarsa çıkarsınlar canlı yayına, karşıma da kimi istiyorlarsa onlar koysunlar, bana istedikleri soruyu sorsunlar. Ben çekinmem, ama devlet kanalında, TRT’de görünmemizden korkuyorlar.”
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin bir konuşmasında 15 Temmuz’da TRT’yi gündeme getirmesini eleştirdiğini hatırlattım Kılıçdaroğlu’na. “Bahçeli’den artık söz etmek istemiyorum” dedi; “Erdoğan’ın gölgesinde. MHP kökleri olan bir parti, MHP’yi duruma düşürmesi aslında üzücü. Gidip Hizbullah’la aynı çatıya girmesi dramatik.”