Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 11 Mayıs’ta Ankara, Sincan’da seçim mitinginde. Daha iki saat kadar önce Pursaklar mitingindeyken Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanlığı adaylığından çekildiği haberini aldığında “üzüldüğünü” söylemişti. Sincan’da konuya yeniden giriyor. Bu defa “kasetle gelen” Kılıçdaroğlu’nun, İnce’yi “saf dışı bıraktığını” öne sürerek devam ediyordu: “Nasıl bıraktılar? O da yarın, bilemediniz Cumartesi günü ortaya çıkar.”
Örneğin “Er geç ortaya çıkar” demiyor, Cumhurbaşkanı, gün veriyordu. Daha açık söyleyelim, 14 Mayıs, Pazar günkü seçimin öncesine gün veriyordu; Saat 17:30 civarıydı. Saat 20:00 civarında Kılıçdaroğlu’nun dünyanın dört köşesinde yankılanan Tweet mesajı yayınlanıyordu: CHP lideri, Rusya’yı Türkiye’deki seçimlerden elini çekmeye çağırıyordu:
“Sevgili Rus Dostlarımız, Dün bu ülkede ortaya saçılan montajlar, kumpaslar, Deep Fake içerikler, kasetlerin arkasında siz varsınız. Eğer 15 Mayıs sonrası dostluğumuzun devamını istiyorsanız, elinizi Türk’ün devletinden çekin. Biz hala işbirlikten ve dostluktan yanayız.”
Rusçası da yayınlanan uyarıda Kılıçdaroğlu’nun seçimi ilk turda kazanacağı varsayımının yanı sıra bir mesaj daha gizli satır aralarında: Kılıçdaroğlu seçilirse Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Rusya’nın Türkiye’yle ilişkilerindeki çıkarlarını korumak istiyorsa, seçimin sonucuna katlanmak zorundaydı.
Yarım gün kadar sonra Putin’in Sözcüsü Dimitri Peskov şunları söyleyecekti:
“Bu tür açıklamaları şiddetle reddediyoruz, herhangi bir müdahalenin söz konusu olmadığını resmen beyan ediyoruz. Eğer birileri Bay Kılıçdaroğlu’na bu tür bilgiler verdiyse, o zaman onlar yalancılar, bunu böyle söylemek lazım.”
Hükümetin beklentisinin aksine Moskova, Kılıçdaroğlu’nun sert uyarısını muhatap almış ve yanıtlamıştı.
Peskov’un sözlerinden üç saat kadar sonra Kılıçdaroğlu, Reuters haber ajansına alttan almaya niyeti olmadığını şu sözlerle gösterdi:
“Eğer elimde somut kanıt olmasaydı, Rusya’yla ilgili tweeti atmazdım. Herhangi bir ülkenin Türkiye’nin seçim sürecine bir partinin lehine müdahalede bulunmasını kabul edilemez buluyoruz.”
Kılıçdaroğlu bu bilgileri önceden Rusya’nın Ankara Büyükelçiliğiyle paylaşmama nedenini ise, “Tüm dünyanın bundan haberdar olmasını istiyoruz” diye açıklıyordu.
Bu arada iki gelişme daha oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sabah saatlerinde yayınladığı uzunca Twitter mesajıyla “Önüne kurulan tuzaklardan”, “karşılaşılan saldırılardan” söz ediyor ve “Gerektiğinde 15 Temmuz gecesi olduğu gibi istikbal ve istiklale” sahip çıkmaktan söz ediyordu.
Bu sözler, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 14 Mayıs seçimin Kılıçdaroğlu’nun kazanmasını darbe sayacağı sözleriyle birleşince, özellikle muhalif seçmen arasında seçim gününe dair güvenlik endişesi doğruyordu.
Ülkenin Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı vatandaşları rahatlatmak yerine daha da gerecek açıklamalar yapıyordu.
Kılıçdaroğlu’nun buna yanıtı sosyal medyada yayılan bir video ile oldu. Kılıçdaroğlu burada “ölüm tehditlerinden” söz edip bundan korkmadığını söylüyordu. Bunun arkasındaysa iktidara gelirse bazı iş gruplarının AK Parti iktidarında edinip yurt dışına kaçırdığını öne sürdüğü 418 milyar doları Türkiye’ye getirme vaadinin bulunduğunu iddia ediyordu.
O sırada, Gürcistan’dan Türkiye’ye giren bir suikast timinin Kılıçdaroğlu’nu hedef alacağı bilgisini yayınlayan gazeteci Merdan Yanardağ hakkında soruşturma başlatılıyordu.
AK Partililer Kılıçdaroğlu’nun Rusya’yı uyaran çıkışını sadece Muharrem İnce’yi itibarsızlaştırmak amacıyla yayınlanan ve yayınlanmakla tehdit edilen videolara bağlıyor ve bunun “FETÖ operasyonu” olduğunu söylüyor.
Oysa onun öncesinde CHP’yi de Millet İttifakını da çok rahatsız eden Erdoğan’ın İstanbul mitingi videosu var.
Cumhurbaşkanı 7 Mayıs İstanbul mitinginde trollerin sosyal medyada yaydığı bir sahte videoyu mitinge katılan kitleye ve mitingi canlı yayınlayan TV istasyonlarına gösterdi. Burada Kılıçdaroğlu’nun PKK şeflerinden Murat Karayılan ile birbiri peşi sıra “Haydi” dediği şeklinde montajlanmıştı. Erdoğan aynı videoyu, Kılıçdaroğlu’nun Rusya uyarısı ardından yayınlanan “Gençlerle Buluşma” programında yeniden milyonlarla paylaşmıştı.
Kılıçdaroğlu’nun Rusya çıkışı, Moskova’nın yanıtı Rusya’nın yanıtı ve CHP liderinin alttan almaması gerçekten de dünyanın dikkatini bu konunun üzerine çekti. Diplomasinin geleneksel olmayan yöntemleri kullanılarak sonuç alınmış, dikkat çekilmişti. Rusya’nın ABD, İngiltere ve başka NATO üyesi ülkelerdeki seçimlere müdahale iddiaları zaten ayyuka çıkmıştı; geçenlerde önceki MİT Müsteşarlarından Sönmez Köksal’ın YetkinReport’ta yayınlanan aydınlatıcı yazısını bu bağlantıdan okuyabilirsiniz.
Bu tartışmanın seçim üzerinde doğrudan ve önemli bir etkisi olmaz.
Dış politika konuları, özellikle de ekonomik kriz devam ederken seçmenin ilgisini çekmez, kararında ektili olmaz.
Erdoğan’ın son haftalarda seçim mitinglerini cami avlularında yapması da zaten asıl amacın dikkati ekonomiden PKK’ya ve inanca kaydırıp propagandasını “Biz gidersek” korkusu üzerinde inşa ettiğini gösteriyor. O sahte videoyu birinciyle yetinmeyip ikinci kez paylaşması bunu adeta kanıtlıyor. Erdoğan’ın “yarın bilemedin Cumartesi” diye randevu vermesi de öyle.
Kılıçdaroğlu eğer elindeki bilgilerle bir “önleyici hamle” yaptıysa amacına ulaşmış görünüyor. Bakalım Erdoğan’ın “yarın, bilemedin Cumartesi” beklediği gelişme gerçek olacak mı?
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında önemli gündem maddeleriyle toplanıyor. Kabine gündeminde Suriye'deki son…
Geçen hafta sonu gazeteci Nevşin Mengü aleyhine bir mülakatı nedeniyle soruşturma açıldı; gözaltına alındı, adli…
Şam Ravda Meydanı, 15 Aralık 2024, Türkiye’nin Şam Büyükelçiline 12 yıl aradan sonra, ay yıldızlı…
Mehmet Öğütçü ve Rainer Geiger Ortadoğu, yıllardır süregelen siyasi istikrarsızlık ve ekonomik çalkantıların izlerini taşıyan…
Yeni yıla girmemize sayılı gün kala, Milli Eğitim Bakanlığı sayesinde çocuklarımızı ve gençlerimizi maazallah kazara…
ABD ordusu bir kez daha Donald Trump’a Suriye resti çekiyor. Başkanlık görevini 20 Ocak’ta devralacak…