Bütün gün sosyal medyada, hemen hemen herkesin “seçimde hile” teorileri yazdığını gördük. Aslında “hile teorileri” yazan insanların çoğu, kötü niyetle yapmıyor. Ama eminim, oralarda birileri de, bu ateşi harlıyor. Çünkü bu hile teorileri herkesi kızdırmak, küstürmek ve/veya umutsuzlandırmak için iyi bir yol. Birileri muhtemelen şöyle diyor;
“En üstün savaş sanatı, düşmanı savaşmadan boyun eğdirmektir.” (Sun Tzu)
Çünkü ortada şaşırdığımız ve de memnun olmadığımız bir tablo mevcut ve bu bizi pes ettirebilir.
Ama hayır!!! 14 mayıs 2023 seçimini geçtik. Artık 28 mayısa kadar hazırlanmamız gereken bir süreçteyiz. Bu yazıda, hem 28 Mayısın yolunu açmak, hem de bazı bildiğim konuları aktarmak istiyorum.
14 mayıs 2023 pazar günü ben CHP’nin bilişim katında gözlemciydim. Saat 14:00’de Ankara’ya vardığımdan, gece 22:00 civarında ayrıldığıma kadar, CHP Genel Merkezinin bilgi işlem çalışmalarının yapıldığı yerdeydim. O geceye ait, rakamsal veriler şu şekilde;
“Cumhuriyet Halk Partisi Çağrı Merkezi’nde 43 masada 86 kişi, 18 çözüm masası, 6 tg veri girişi, 6 organizasyon, 8 yedek, YSK’dan gelen sonuç ile örgütten gelen sonuçları karşılaştırıyor; tespit edilen hatalara itiraz edilmesi için il ve ilçe teşkilatlarına yönlendiriyorlardı. Bu çalışmalar, seçimin ertesi günü çağrı merkezi 40 gönüllü ve 8 çözüm masası ile tutanakların kontrolü amacıyla devam etti.
Genel Merkez’deki BİTEM ekibinin haricinde, her biri kendi alanında Türkiye’nin en iyilerinden olan DevOps’çular, Network Adminleri, Cyber Security Uzmanları, Siber İstihbaratçılar, Yazılım Geliştiriciler, DB Admin’ler, Sunucu Adminleri, DDOS Güvenlik Uzmanları, Sanallaştırma Uzmanları bu çalışmalara katıldılar.
Yine farklı istatistiki tekniklerle veri bilimciler, bilgisayar mühendisleri, yazılımcılar ve istatistikçiler ilk gelen sonuçları anlamlandırmak için çalıştılar.”
Önce temel aksaklıklar için bir özet vereyim; Bugün bu konuları, sabah önce sahadan bir arkadaşla tartıştık. Sahadan arkadaşımız, İstanbul’un bir ilçesindeki bir mahalleden sorumluydu. Sahada neler olduğunu aşağıda anlatacağım ama özetle, sahada zayıflık olduğunu belirteyim.
Ayrıca Oy pusulasının çarşaf gibi olması ise ayrı bir sorundu. Bununla insanlar nasıl başettiler, bilemiyoruz.
İkinci toplantım ise, konunun çeşitli taraflarını bilen, önemli üniversitelerimizden 2 bilgisayar mühendisliği akademisyen, 1 network uzmanı, 1 hukukçu, 1 veri analisti/yazılımcı ileydi. Olayı baştan aşağı gözden geçirdik.
Burada hatalardan birisi, yukarıda sayılarını gördüğünüz tamamı teknik olan ekibin dışında, verilerin bir analist grubu tarafından değerlendirilme eksiği idi. Yani siyasi analist, veri analisti gibi bir takım analistlerin bu verilerin yorumlanmasını hassaslıkla yapmaları gerekirdi. Bir bilgisayar mühendisliği hocamın toplantıda söylediği gibi, teknik adamların rakamları analiz etmesi olayı yanlış yere sürükledi. Bunu da daha aşağıda anlatacağım.
Dediğim gibi, sahada işlerin nasıl yürüdüğünü anlamak için, İstanbul’un bir ilçesinde, mahalle sorumlusu olan bir dostumuzla konuştuk; sorunların başında örgütün yeni atananlardan kurulu olması yatıyor. Atama ile iş yapılması bir sorun, önemli bir seçimden önce tecrübesiz insanların atanması başka bir sorun.
Neyse, anlayacağınız İlçenin başkanı 2 ay kadar önce atanmış ve hemen ilk iş, bölgedeki sandık temsilcilerinin 3’de birini atama yoluyla değiştirmek olmuş. Bana aktarılan şey şu; bu değişiklik sandıklarda önceki yıllardan gelen tecrübeli insanların yerine, tecrübesiz insanların geçmesine neden olmuş.
Bu diğer ilçelerde, diğer illerde nasıldır bilmiyorum. Sonuçta işin teknik tarafı ile ilgiliyim, siyaset tarafına bakmamayı tercih ediyorum ama o siyaset tarafı, teknik tarafı etkilemişse, beni de ilgilendiriyor. Nitekim bu tecrübesiz arkadaşlarla neler olmuş, onlara yakından bakalım.
Bunu bizzat eşim de sabah kahvaltıda sorunca, mahalle sorumlusuna tek tek sordum. Süreç şu şekilde;
Oy sayım sürecine dair Hukukçu Mehmet Ali Köksal’ın tweetini de paylaşmış olalım.
Onursal Adıgüzel’in istifası ile biten sürece gelince, yukarıda da yazdığım gibi pazar günü CHP Genel Merkezinde bilişim sistemlerini çalıştıran –sayılarını yukarıda verdiğim– ekibin çalışmalarını gözlemlemek için, bir bilgisayar mühendisliği profesörü ile gözlemciydik. Yaklaşık 8 saat orada kaldım.
Onursal Adıgüzel ile, seçimden önce yaptığımız röportajda şunları söylemişti;
“Biz 2018’de özeleştiri yaptık; o zaman yanlış bir stratejiyle demiştik ki; “hızlı sonuç açıklayacağız” aslında bizim hızlı sonuç açıklama zorunluluğumuz yok.”
Adıgüzel ve ekibi aslında bu kendi söylediklerini yaptılar. Yani verileri bir süre aldılar ama “anlamlı bir sonuç olana kadar” diyerek açıklamadılar. Çünkü 2018 seçimlerinde henüz genç ve yeni bir milletvekili iken Adıgüzel’in sonuçlarla ilgili çalışmaları çok fazla eleştiriye neden olmuştu.
Ancak bu sefer de rakam vermemek daha kötü oldu. Son 2-3 haftanın çok başarılı olan mitingleri, Ankara mitinginin inanılmaz katılımı, insanlarda beklenti yaratmıştı. Bu nedenle yazının girişinde “Aksaklık, Yanlışlık Nerede?” başlığı altında, bilişim ekibinden farklı bir analist grubu olmalıydı dedim.
AKP yüzde 59’larla başlayınca, insanlarda derin bir moral çöküntüsü meydana gelmeye başladı. Baştaki cümleyi tekrarlayalım;
“En üstün savaş sanatı, düşmanı savaşmadan boyun eğdirmektir.” (Sun Tzu)
Ben de kaldığım süre boyunca, bu rakamları merak ettim, devamlı sordum, öğrenmeye çalıştım ama uzun süre TV ekranlarında Anadolu Ajansının, yüzde 10 şişirilmiş rakamından başka bir şey göremedik. CHP “yanlış rakam vermeyelim” stratejisi uyguluyordu ama karşı tarafın yanlış rakam vermeme gibi derdi yoktu. Pata küte rakam veriyordu.
İnsanlar, “seçim sonuçları hakkında güvenilir bilgi alamamanın verdiği” kızgınlıklarla boğuşmaya başladılar. Bu konuda yakın çevremden çok ilginç kızgınlık cümleleri duydum. Bu kızgınlıklar hep “rakam veremedi” sorumluluğu nedeniyle, Adıgüzel’e yönlendirildi. Aslında bu sefer sistemleri işliyordu ama sahadan rakamlar geç aktarıldı. Doğruyu vereceğim derken, rakam verememesi daha kötü oldu. Olayın içine belki başka soslar da katıldı ve sonuçta da bu eleştiriler, Adıgüzel’in istifasına yol açtı.
Ama benim izlenimlerim, Adıgüzel’in ekibinden ziyade, sahadan veri gelmesi konusundaki fiziksel (ıslak imza atılmaması gibi) sıkıntılar ve gecikmeler olduğu şeklinde. Bunun bir kısmı AKP’nin zaman kazanma taktikleriydi, bir kısmı ise yukarıda mahalle sorumlusunun anlattığı CHP’nin kendi iç dinamikleriydi.
Dolayısıyla ben Adıgüzel’in istifası konusunda “zamanı değil” diye düşünüyorum. Kendisi 2018’de istifa etse, buna “iyi oldu” derdim. Çünkü bence çok genç ve tecrübesizdi. Ama şu anda sistemleri çalışıyor ve de “suyu geçerken, at değiştirmek” doğru olur mu? Ya da AKP Onursal’ın istifasıyla aslında bir kale kazanmış durumda mı? Herkes kızgın ve o nedenle de baskılar sonucunda istifa etmek zorunda kaldığı anlaşılıyor ama yeni gelecek birisi, 28 mayısa kadar ki sürece ne kadar çabuk adapte olur bilemiyorum.
Diğer yandan, bu “doğru rakam verelim” stratejisi doğrusu insanı düşündürüyor. Seçimden 10 gün önce, AKP taraflarına yakın bir arkadaşım uyarıda bulundu; “her ilçede 20’ye yakın itiraz hazırlıyorlar” şeklinde.
Gerçekten de, AKP sandık temsilcilerinin, hem sandıklarda ıslak imza atmama ve sayımları itiraz ederek tekrarlatma taktikleri düşündürücü. Arkasında YSK sürecinde de itiraz için matbu belgeler hazırladıkları, kolayca doldurup verdikleri görüldü.
Bunun amacının ne olduğu iyi analiz edilmelidir. AKP aslında sürekli gerileyen bir oy oranına sahip. Bu nedenle önceki yıllarda MHP ile işbirliği yaptı ve yine bu nedenle bu seçimde 2018 seçimlerinde yüzde 0,31 oy alan Hizbullah’a bile mecbur kalmış durumda.
Bu nedenle her seçimde taktikler geliştiriyor. Bu zaman kazanma taktiği ise her seferinde aynı işliyor. Yani elinde ana akım TV’lar ve Anadolu Ajansı olduğu için, her seferinde, önce inanmakta zorluk çekilecek bir oy oranı koyuyorlar. Adeta arka planda ayarlama yaptıkları bir şeyler oluyor hissi uyandırıyor.
Bunun tek çözümü var; SANDIKLARA SAHİP ÇIKMAK. Yani, sandıklara bu seçimdekinden daha kalabalık gidip, daha büyük güç yaratıp, oradaki oyunları engellemeliyiz.
Ayrıca, sosyal medyayı yankı odası gibi gibi kullanmaktan vazgeçmek lazım. Şu anda hile mesajları paylaşmayın lütfen, bir kısmı zaten yanlış bilgi. Ayrıca partilerde zaten yanlış tarafa aktarılan oylar konusunu çalışan ekipler var. Bunlar başvurarak, oyları düzelttiriyorlar. TİP’in ve HDP’nin geri aldığı milletvekillikleri böyle alındı. Siz hile diye paylaştıkça aslında negatif propoganda yapmış oluyorsunuz.
Ayrıca, duyulan başka bilgileri de kontrol etmeden, gerçek bir yerden duymadan “YANKI” şeklinde paylaşmayın, çünkü hassas bir seçime gidiyoruz. Hep birlikte yaşamlarımızı korumak zorundayız. Sakin olun.
Bu arada belki size bir kaç güne, 28 Mayıs için ilginç bir bağımsız çözüm duyuracağım.
Yazımı bitirirken, başka bir yeni yazıma dikkatinizi çekmek istiyorum; Kabahat Çobanın Oyunda mı? Bu aynı zamanda günümüzün hemen hemen pek çok dünya hükümetinin oyununu anlatan bir yazı. Yapay zekadan çok hoşlandık ama aslında –bizim bugün içinde olduğumuzda da fazla– tehlikeli bir gidişi hızlandırıyor. Okuyun lütfen.
Kaynak: https://turk-internet.com/onursal-adiguzel-gorevden-ayrildiginda-sorun-biter-mi/
Türkiye’nin saygın bir iş insanı geçenlerde bir dost sohbetinde “uykularım kaçıyor” diye ortaya sordu; “İsrail…
Türkiye'nin Eylül 2024 enflasyon oranı, düşüş beklentilerini boşa çıkararak ülkenin ekonomik gidişatı hakkında endişeleri artırdı.…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 3 Ekim’de toplanacak Milli Güvenlik…
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş suikasti ile ilgili 22 kişinin yargılandığı davada karar açıklandı.…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 1 Ekim Meclis açılışında İsrail’in gözünü Anadolu’ya diktiğini söylemesinden yaklaşık bir saat…
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışına, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Sinan Ateş Davasında gazetecileri açık…