CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 28 Mayıs’ta ikinci turu almasının anahtarının neden İYİ Parti lideri Meral Akşener’in elinde olduğunu anlatmadan önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 17 Mayıs’ta AK Partililere hitabındaki ağır sözlerine değinmek gerekli. Çünkü konular bağlantılı.
Erdoğan’ın konuşmasında şöyle bir bölüm vardı:
“Anlaşılan o ki, CHP, seçime beraber gittiği ortakları üzerinden, Türk siyaset tarihinin en büyük yankesiciliğine veya onların çok sevdiği bir ifadeyle söyleyeyim, ‘Tarihin en büyük hortumlamasına’ maruz kalmıştır. Bizzat masadaki arkadaşları tarafından ‘sazan sarmalına’ alınan Kılıçdaroğlu, gördüğümüz kadarıyla fena halde çarpılmıştır.”
Yılmaz Erdoğan’ın Organize İşler-2 filme de de konu olan “sazan sarmalı” bir dolandırıcılık yöntemi. Erdoğan’ın kast ettiği Altılı Masadaki dört partinin, Deva, Gelecek, Saadet ve Demokrat Parti’nin CHP’den, CHP’ye verebilecekleri oy potansiyelinin üzerinde milletvekili almış olmaları.
“Sazan sarmalı” ve tepkiler
Erdoğan böylelikle hem Millet İttifakı içinde ikinci tur öncesinde çatlakları büyütmeyi hem de CHP içinde Kılıçdaroğlu’na bu nedenle duyulan tepkiyi körüklemeyi amaçlıyor. Erdoğan’a kızabilirsiniz ama yaptığının siyasette bir karşılığı var. Nitekim Gelecek lideri Ahmet Davutoğlu Twitter üzerinden “milletvekillerimizle ilk grup toplantımızı yaptık” paylaşımını, gelen tepkiler üzerine silmek zorunda kaldı.
Akşener’in ayrı milletvekili listesi çıkararak bu hesabın dışında kaldığı söylenebilir. Daha sonraki temaslarla 16 ilde -diğer dört ortağın katılmaması şartıyla- CHP ile ortak liste hazırladı İYİ Parti. İttifak partilerinin ortak liste çıkarmaması halinde milletvekili kaybına uğrayacakları belliydi.
Orada beklenen bir kayıp vardı. Ama diğer dört ortağın Kılıçdaroğlu’ndan alabileceklerinin üzerinde CHP milletvekili kontenjanı almasında Akşener’in (üç gün sonra dönse bile) 3 Mart’ta Masadan kalkmasının payı oldu. Akşener’in Masayı terkiyle Davutoğlu, Ali Babacan, Temel Karamollaoğlu ve Gültekin Uysal’ın pazarlık gücü yükseldi. Örneğin, Babacan’ın Sadullah Ergin’i CHP’nin çekirdek seçmeninin bulunduğu Ankara 1’inci bölge adayı göstermek istemesine Kılıçdaroğlu müdahale edemedi.
Akşener’in tepkisi
Akşener’in 3 Mart hamlesinin İYİ Parti’ye de Kılıçdaroğlu’na da CHP’ye de siyasi maliyeti yüksek oldu.
Akşener baştan itibaren dolaylı ve doğrudan yollarla Kılıçdaroğlu’nun adaylığına da HDP (daha sonra Yeşil Sol) desteğine de karşı çıktı. Yeşil Sol desteği olmadan Kılıçdaroğlu’nun 14 Mayıs’ta yüzde 45 desteğe gelmesinin mümkün olmadığı da söylenebilir. Ama Akşener’in itirazları nedeniyle (Bekir Ağırdır’ın tahminlerine göre en az üçte bir) İYİ Partili seçmenin Kılıçdaroğlu’na oy vermediği de söylenebilir.
Erdoğan’ın ilk turda parlamento avantajını ele geçirmesinin Kılıçdaroğlu’nun ikinci turda işini zorlaştırdığı bir gerçek. Öte yandan Millet İttifakının, harekete geçirmeyi başarırsa, sonuç alabileceği ciddi bir oy kitlesi bulunuyor. Millet İttifakı liderleri hem 14 Mayıs hesaplaşmasını yapmak hem de 28 Mayıs’ı nasıl kazanabileceğini konuşmak için 17 Mayıs’ta CHP Genel Merkezinde toplandı.
İçeriden gelen bilgiler Akşener’in ortalığı kasıp kavurduğu yönünde. “Ben söylemiştim”den başlayıp “Lügat parçalamayı bırakalım”a kadar varan sert çıkışlara ev sahibi Kemal Kılıçdaroğlu dahil diğer katılımcıların fazla karşılık vermediği anlaşılıyor. T24’te Murat Sabuncu’nun kulis haberi zaten neden toplantı sonrasında ortak bildiri yayınlanmadığını da güzel anlatıyor.
Erdoğan’ı yenme hedefi değişmedi
Oysa Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan 2,5 milyon kadar az oy almasında Akşener’in de yukarıda saydığım nedenlerle payı vardı; yanlış anlaşılmasın, sorumlusu Akşener’dir demiyorum, onun da payı vardı diyorum.
Yoksa Millet İttifakında her aktör yapabileceği hataların hemen hepsini yaptı.
Seçmen davranışı bakımından büyük önem taşıyan TBMM etkeni dışında Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun (ve seçmenlerinin) 14 Mayıs hedefleri değişmedi. Erdoğan iktidarını koruma Kılıçdaroğlu da onun yerine geçme amacında.
Şimdi Akşener’in elindeki anahtara gelelim. İYİ Parti sözcüsü Kürşat Zorlu dünkü toplantı öncesinde Kılıçdaroğlu’nu desteklemeye devam edeceklerini söyledi. İYİ Parti tabanını, bütün itirazlarına ve zorluklarına rağmen Kılıçdaroğlu’na tam destek vermeye ikna etmek işi Akşener’e düşüyor.
Ama sadece ona değil. Oy desteklerinin hayli üstünde milletvekilini CHP listelerinden Meclis’e taşıyabilen liderlerin seçmenlerini harekete geçirmesi için çalışması gerekiyor. Yoksa sorumluluğu tek başına Akşener’in anahtarına yüklemek haksızlık olur.
Tabii en büyük sorumluluk Kılıçdaroğlu’na düşüyor; Erdoğan’ı iktidardan uzaklaştırmak için ne gerekiyorsa onu yapmak liderin görevi.