Bir yandan Bolu Büyükşehir Belediye Başkanı Tanju Özcan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu istifaya zorlamak için Ankara’ya yürüyor. Diğer yandan onun destek verdiği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu daha fazla beklemeden www.iktidaricindegisim.org diye bir site kurarak CHP’deki değişim için herkesin görüşünü yazmasını istedi. Trol ordularına yaz mesaisi çıktı. İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nu çekilmeye zorluyor ama CHP’deki hava Büyük Kurultay’ı 31 Mart 2024 yerel seçimlerinin ardına bırakmak. Zaten Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Meclis Grubuna yaptığı son konuşma da buna işaret ediyor.
Kılıçdaroğlu’nun 4 Temmuz’daki konuşmasındaki önemli bölüm “Başarısızlık benimdir” deyip istifasını açıklamak yerine “yeni değişimleri üretme görevi de benimdir” demesidir.
Kılıçdaroğlu daha önce de “gemiyi güvenli limana dek götürme” benzetmesini kullanmıştı.
Bu limanın Kurultay olduğu anlaşılıyor.
Mesele şu: İmamoğlu, rüzgârı arkasında hissederek yerel seçimden önce Kurultaya gidilirse, CHP genel başkanı seçileceğine inanıyor. Kurduğu denkleme göre İmamoğlu CHP lideri seçilirse Yargıtay’dan siyaset yasağı onayı çıkması da bunun uygulanması da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı zora sokar, dolayısıyla bu durumda İstanbul da kaybedilmemiş olur. İlk seçimde de İmamoğlu liderliğindeki CHP ve onun kuracağı ittifak iktidara gelir. Fazla iyimser gelebilir size ama İmamoğlu cephesindeki senaryo ana hatlarıyla böyle. İmamoğlu’nun görüştüğü bazı sermaye temsilcilerinin aklında kalan da bu.
İmamoğlu’nun bir an önce olağanüstü kurultay istemesinin bir nedeni daha var: o da 15 Ekim’e dek tamamlanması gereken ilçe ve il kurultaylarına takılıp kalmamak. Örneğin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak İstanbul İl Kongresini alabilecek mi İmamoğlu. Bu bir risk. Aynı risk örneğin, Kılıçdaroğlu’nun -küskün ağır topların katılmadığı- TBMM Grup toplantısında konuştuğu sıralarda İstanbul’da İmamoğlu ile buluşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer için de geçerli.
Hep İnönü-Ecevit benzetmesi kuruluyor ama Bülent Ecevit 1972’de İsmet İnönü’nün karşısına çıktığında -o zamanki 67 ilden- 51 il başkanının desteği arkasındaydı; öyle kazanmıştı.
Kılıçdaroğlu ve Genel Merkezde etrafında kalanlar ise il ve ilçe kurultaylarında CHP tabanındaki gerçek görünüm ortaya çıksın istiyorlar. Medya ve anketlerde yükselen heyecanın sahada olmayabileceğini 2023 seçimleri acı bir şekilde gösterdi CHP’ye ve aslında bütün muhalif seçmene. Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’na İstanbul’u yeniden kazanalım, öyle aday ol diyor.
Bu arada şu saptamayı da yapmak gerekiyor. Kılıçdaroğlu’na siyasetçilerden çok gazetecilerin yaptığı istifa çağrıları sadece CHP Genel Merkezinde değil CHP seçmeni içinde de bir “saldırı altındayız” refleksini uyandırmış görünüyor. Ve aslında bu durumun İmamoğlu’nun yaymak istediği birlik beraberlik algısına da zarar verdiği görülüyor.
Devam edecek olursak, Kılıçdaroğlu aldığı bütün tepkilere rağmen Kurultaya dek istifa etmeme kararında görünüyor halihazırda. Bu süreci yangın soğutma, hasar tespit ve yeniden yapılanma çalışması olarak sürdürmek niyetinde görünüyor.
Yani Genel Merkez önce seçim, sonra kurultay diyor.
Bu çizgi başarılı olabilir mi? Yoksa bir yenilgi de üstelik bu defa İstanbul, Ankara başta olmak üzere büyükşehir belediye başkanlıklarının de elden çıkmasına mı yol açar?
Genel Merkez, ikilemini “Kılıçdaroğlu giderse CHP değişecek mi?” söylemi üzerine kuruyor. Çünkü yönetim listelerinde yer almadıkları için bir anda İmamoğlu tarafında geçem küskünlerin yenilgide en az Kılıçdaroğlu kadar pay sahibi olduklarını söylüyorlar.
Küskünlere baktığımızda ciddi bir kısmının neredeyse meslek hanelerine milletvekili yazdıracak kadar çok dönem üst üste milletvekili oldukları da görülüyor; sonuç ortada.
Bu arada, CHP tüzüğünün de değiştirileceği Tüzük Kurultayının da yerel seçimden sonra Büyük Kurultay ile birlikte yapılabileceği, hatta “eski usül”, bir haftaya dek uzayacak tartışmalı bir Kurultay planlandığı ifade ediliyor. Kılıçdaroğlu’nun gemiyi güvenli limana bırakıp o kurultay ile birlikte dümeni bırakması yüksek bir ihtimal.
Bütün bu hengâme içinde gazeteci kökenli CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun sözleri durumu anlatıyor, kayda girmesini isterim. 28 Mayıs’ta Kılıçdaroğlu’na verilen yüzde 48 oyun, 29 Mayıs’ta çöpe atılmış muamele görmesine “Bu benim ciğerimi yakıyor” demiş Berberoğlu, “Çünkü karşı taraf seçime girerken bizden daha fazla korkuyordu.”
CHP ye değişiyormuş gibi değişmeyecek, ya da değişmiyormuş gibi değişecek.
Mehmet Öğütçü ve Rainer Geiger Ortadoğu, yıllardır süregelen siyasi istikrarsızlık ve ekonomik çalkantıların izlerini taşıyan…
Yeni yıla girmemize sayılı gün kala, Milli Eğitim Bakanlığı sayesinde çocuklarımızı ve gençlerimizi maazallah kazara…
ABD ordusu bir kez daha Donald Trump’a Suriye resti çekiyor. Başkanlık görevini 20 Ocak’ta devralacak…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD'nin Gazprombank için uyguladığı yaptırımlardan Türkiye'yi muaf tutacağını…
Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller'ın Suriye'de Türkiye destekli Suriye Milli…
Esad gitti ama bence Suriye için en çetin meydan okuma yeni başlıyor. İsrail, ülkenin tüm…