Kurmayları Kılıçdaroğlu’nu iki konuda fena yanıltıyorlar. Böyle devam ederse CHP -ve muhalif seçmen- yerel seçimlerde de hüsran yaşayabilir.
Hayır, istifa etmeli, olağanüstü kurultaya gitmeli gibi konulara girmeyeceğim; artık CHP’nin içişleri ve kendi kaderini tayin sorununa dönüştü konular. Ama görünen o ki kurmayları CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu iki konuda fena yanıltıyorlar.
“Sadece iki konuda mı?” diye sorabilirsiniz. “Daha öncekiler yanıltmıyor muydu?” diye de sorabilirsiniz. Haklısınız, onlara da geleceğim birazdan ama şimdi bu ikisinden söz edeceğim. Çünkü bu iki konu, -sadece CHP’liler değil- bütün muhalif seçmen bakımından 31 Mart 2024 yerel seçimlerinin de 14 ve 28 Mayıs parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleri kadar ağır bir hüsrana dönüşmesine yol açabilir.
- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan para bulamayacak, ekonomi -hatta “Kasım ayına kalmadan”- çökecek, huzursuzluk büyüyecek ve kitleler yerel seçimlerde AK Parti’yi cezalandıracak.
- Yerel seçimler çantada keklik, halk belediyelerimizden memnun, kimi göstersek kazanırız. Kazandığımızda bugünler unutulur, Kurultay’a gideriz, siz de başta kalırsınız.
“Ya kazanamazsak?” sorusu sorulmuyor, belki sorulamıyor. B-planı yok. Tıpkı Mayıs 2023 seçimlerinde olduğu gibi.
İki başlığı da ayrı ayrı tahlil edeceğim ama önce biraz seçim öncesine dönmek istiyorum; gerekli bence.
Erdoğan da “kandırıldık” demişti
O zaman sadece Kılıçdaroğlu değil, şimdi çoğu karşı safta olan o zamanki kurmayları da Kılıçdaroğlu’nu Erdoğan’ın 5 puan, 6 puan önünde gösteren anketlerden mutlu oldular. Hatta mayıs başında bir ara Kılıçdaroğlu “14 Mayıs’ta yüzde 60’la Türkiye’nin 13’üncü cumhurbaşkanı olacağım” dedi. Yüzde 60!
“Her şey olabilir, meydanlarla anketler aynı dili konuşmuyor” diye yazdığım günlerden birinde, Kılıçdaroğlu’yla görüşmemden çıkarken karşılaştığım, şimdi “Ben söylemiştim” diye karşısında olan bir Genel Başkan Yardımcısı, yarı heyecan, yarı sitemle “Alıyoruz Murat Bey” demişti; “Anketlerde fark atıyoruz”.
Şimdi o anketleri Genel Merkeze yağdıran şirketlerin kapıdan içeri girmesi yasak. Muhalif seçmeni bir sosyal medya yankı odasına hapseden reklam şirketleri kapı dışarı ediliyor. Peki, sağ duyu diye bir şey de kalmamış mıydı?
Erdoğan, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra Fethullahçılarla ilişkisi konusunda “Kandırıldık, Rabbim ve milletim affetsin” demişti. İnandırıcı değildi; bile bile ladesti.
Bazıları hâlâ Kılıçdaroğlu’nun etrafında olan kurmayları o anketleri getirdiğinde “yanıltıyorlar” düşüncesi aklınızdan geçmedi mi?
Ekonomide yanıltıyorlar
Kurmayları ekonomi konusunda Kılıçdaroğlu’nu yanıltıyorlar. Ekonominin durumu hiç iyi değil. Hayat pahalılığı almış başını gidiyor, geçim sıkıntısı bunaltıyor. Yanıltıyorlar derken bunu kast etmiyorum.
Erdoğan’ın para bulmakta zorlandığı da doğru. Dış kaynak arayışı devam ediyor. Suudi Arabistan, Katar, BAE sonunda istedikleri koşulları alıp para girişi sağlayabilir; Batılılar da. Siyasi ya da ekonomik olarak maliyetini ödedikten sonra, yani yüksek faizle, kısa vadeyle de olsa para bulmak mümkün. Örneğin IMF’den destek isteyecekler tahmini bugün IMF tarafından yalanlandı; şimdilik diyebilirsiniz ama ufukta görünmüyor.
“Sonra nasıl ödenecek?” diye mi soruyorsunuz? Kusura bakmayın da siz hangi Türkiye’de yaşıyorsunuz? Erdoğan 31 Mart 2024’te yine atı alıp Üsküdar’ı geçerse önünde 2028 seçimlerine dek dört yıl daha var. O maliyeti hükümet nasıl olsa bize ödetecek; yeni vergilerle, zamlarla, enflasyonla. Merkez Bankası nasıl olsa umutları 2026 sonuna erteledi. 2023 sonu enflasyon tahminini de yüzde 58 olarak değiştirdi. Erdoğan verir fazla mesai talimatını Banknot Matbaasına, memura, emekliye verir -alım gücü yerde sürünse de- kulağa çok gelen maaş artışlarını, seçime öyle gider mi? Bence gider. Yanıltıyorlar derken biraz bu senaryoyu kast ediyorum.
İmamoğlu ve Yavaş
Yerel seçimler konusunda da yanıltıyorlar Kılıçdaroğlu’nu kurmayları. Hayır, yerel seçimler CHP için çantada keklik filan değil.
Erdoğan seçimi kazanmış haldeyken AK Parti’ye nefes aldırmıyor, çalıştırıyor. Üst üste araştırmalar yaptırıp özellikle İstanbul’da, Ankara’da Büyükşehir Belediye Başkanlığını CHP’den almak için en uygun, seçilmesi en muhtemel adayı bulmaya çalışıyorlar.
Peki CHP ne yapıyor? İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in dediği gibi ellerinde halkın sempatisini kazanmış, bütün engellemelere rağmen fena işler de yapmayan iki siyasetçi varken, onları siyaseten ufalamaya çalışıyor CHP’nin insan değirmeni.
Çeyrek asır sonra İstanbul ve Ankara’yı CHP’ye getiren sanki Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş değilmiş gibi olmayacak duaya âmin denilecek aday adayları üretiyor CHP hizipleri.Aynı “Ceketimi koysam seçtiririm” kibri.
Kılıçdaroğlu “Küçük olsun bizim olsun, koltuklarımızı koruyalım” kafasındaki kurmaylarının telkinleriyle değil İstanbul ve Ankara’yı, CHP’nin kalesi gördüğü İzmir’i dahi tehlikeye atabilir. Özellikle İYİ Partiyle devam eden gerilimi önemsememek pahalıya patlayabilir. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Seçime tek tek girelim” diyen Akşener’e, “Biz AK Partiyle giriyoruz” anlamındaki yanıtı önemli.
Öncekiler farklı mıydı?
Hayır, değildi, seçim sonucu ortada olduğuna göre daha da kötüydüler.
Murat Karayalçın’ın geçenlerde CHP’nin 1 milyon 300 bin üyesine gönderdiği mektuptaki “oligarşi” tanımı gerçekçi bir tablo çiziyor. Ne olursa olsun kıpırdatılamayan bir yapı var. Zaman zaman isimler değişse de yapı ve işleyişi değişmiyor. Buna da süreklilik deniyor. Karayalçın seçimlerin kaybını sadece kişilerde değil “Örgütün harekete geçirilememiş olmasında” görüyor.
Gelelim “Sadece bu iki konuda mı yanıltıyorlar?” sorusuna. Elbette hayır. Tamamen ayrı bir yazıyı hak eden Anayasa çalışmalarına toptan reddiye konusu var örneğin.
Ama “Madem birileri yanıltıyorlar, o da izin vermesin” dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız. Manzara bu ama işte.
