Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 25 Ekim’deki Hamas’ın terör örgütü değil bir “kurtuluş, mücahit grubu” olduğunu söylediği uzun konuşmasını, 28 Ekim’deki Filistin mitingi duyurusunu da tekrarladıktan sonra şu üç kısa cümle ile bitirdi:
• “Aslında bugünkü toplantımızda cumhuriyetimizin 100. Yılıyla ilgili kapsamlı bir değerlendirme yapmayı planlıyorduk. Ancak Gazze meselesiyle ilgili ülke ve dünya kamuoyuyla paylaşmamız gereken mesajların aciliyeti sebebiyle vaktimizi bu konuya ayırmak mecburiyetinde kaldık. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılıyla ilgili değerlendirmelerimizi de 29 Ekim günü yapılacak törenlerde milletimizle paylaşacağız.”
Erdoğan 28 Ekim’de Cumhur ittifakındaki diğer partilerin de katılımıyla İstanbul’da İstanbul’da Filistin mitingi düzenleyecek sonra 29 Ekim’de Ankara’da düzenlenecek törende Cumhuriyetimizin 100’üncü Yılı “değerlendirmesinde” bulunacak. Bazen haklı çıkmak gerçekten üzücü oluyor, şahsi de konuşmak istemiyorum ama Erdoğan “Cumhurbaşkanı Cumhuriyetin 100’üncü yılını bir kuru mesajla mı anacak?” yazımı ne yazık ki doğruladı. Bunu yazdığımda okurlardan ve YouTube kanalımın izleyicilerinden “anma denmez, kutlama denir” türü eleştiriler aldım ama Cumhurbaşkanı “kutlama” demiyor ki, kutlayan biz olacağız.
Filistin mi, Hamas mı?
Filistin halkıyla dayanışma mitingi yapılmasına hiçbir itirazım yok; Filistin halkıyla dayanışma, onların sesi olma çerçevesinde elbette yapılmalı.
Filistin halkının sesi olmakla Hamas’ın sesi olmayı ayırarak söylüyorum bunu. Türkiye, nasıl sivil Filistin halkını öldürmekten çekinmeyen İsrail yönetimine karşı duruyorsa, sivil İsrail halkını öldürmekten çekinmeyen Hamas’a kefil olmamalı. Kuruluşunda Müslüman Kardeşlerin Sünni radikalizmi çizgisinde olan Hamas’ın bugün İran kaynaklı Şii radikalizminin desteğiyle bu eylemleri yaptığı da unutulmamalı.
Hem bakın Hamas’ın Yurt Dışı İlişkiler Sorumlusu Halid Meşal, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hamas’ı kurtuluş örgütü ilan etmesinden birkaç saat sonra 7 Ekim eyleminin amacını CNN Türk yayınında nasıl açıkladı: “Kassam Tugayları, 7 Ekim’deki saldırılarında 5 bin 500 mahkumla değiş tokuş edilecek asker ve subayları rehin almaya odaklanmışlardı.”
Hamas, olabildiğince çok İsrailliyi rehin alma amaçlı bu eyleme karar verdiğinde İsrail’deki sa—Siyonist saldırganlığın ABD ve AB’nin desteğini arkasına alarak var gücüyle saldıracağını ve bundan sivil halkın Zarar göreceğini elbette hesap edecek deneyimde bir militan örgüt.
Başka gün mü kalmamıştı?
Şu da var: Erdoğan’ın 25 Ekim’deki Hamas çıkışından bir gün önce MetroPoll araştırma şirketi Türkiye’nin Nabzı, Ekim 2023 sonuçlarının bir kısmını açıkladı.
Halkın yüzde 34,5’i tarafsız kalınmasından, yüzde 26,4’ü Filistinile İsrail arasında arabuluculuktan, yüzde 18,1’i Filistine sahip çıkarken Hamas’a mesafeli durulmasından, sadece yüzde 11,3’ü ise Hamas’ın arkasında durulmasından yanmaydı.
Bu çerçevede İsrail’deki sağ-Siyonist saldırganlığa, çoluk çocuk, hastane, okul, cami, kilise demeden vuran açımasızlığa karşı durmak, Filistin halkıyla dayanışma sergilemek için miting yapılmalı elbette. Tabii bunu da mitingi Cumnhur İttifakı gövde gösterisine çevirip katılmayanları Filistin düşmanı ilan etmeden.
Tamam da bunu yapmak için başka gün mü kalmamıştı?
Kendisini ciddiye alan ülkeler bu tür kutlamalara yıllar önceden başlar, layıkıyla kutlar.
Cumhurbaşkanı ise Cumhuriyetin 100’üncü yılını 28 Ekim’deki gövde gösterisi ardından 29 Ekim’de “kapsamlı değerlendirecekmiş”. Bakalım o değerlendirmeden ne çıkacak. Kutlama beklerken Cumhuriyete kapsamlı” eleştiri de çıklabilir çünkü.