Dışişleri Bakanı Hakan Fidan TBMM’ye 2024’ün de zor geçeceğini söylemişti. Türk dış politikasındaki mevcut sorunlara İran da eklenmiş olabilir. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 11 Kasım’da Riyad’daki İslam ülkeleri ortak zirvesi dönüşünde İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin 28 Kasım’da Türkiye’ye geleceğini, Gazze Krizi üzerine birlikte nelerin yapılabileceğini konuşacaklarını söylemişti. Ancak 28 Kasım’da Reisi gelmedi. Gelmeyişi üzerine ne Tahran ne de Ankara’dan resmi bir açıklama yapıldı.
Diplomatik camiadaki yorumlar muhtelif… En akla yakını, Reisi’nin Erdoğan’la 26 Kasım’da yaptığı telefon görüşmesinde ziyareti Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde Gazze konulu toplantı sonrasına bırakıp son durumu gördükten sonra konuşmayı önerdiği. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın New York’ta İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile de görüşmesi ve her ikisinin de kendi liderlerini bilgilendirmesi bekleniyor. Ancak İletişim Başkanlığı tarafından Erdoğan-Reisi telefonlaşması üzerine yapılan açıklamada da ziyaretin neden yapılmadığı bilgisi yok, sadece yakında Türkiye’de yapılacak Yüksek Düzeyli İşbirliği toplantısında görüşüleceği bildiriliyor.
Fidan, New York’ta iken Riyad Zirvesinde oluşturulan İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği ortak Dışişleri Bakanları Komitesinin de üyesi olarak ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile ayrı bir Gazze toplantısına da katılacak. Komite daha önce BM Güvenlik Konseyi’nin veto yetkisine sahip beş daimi üyesinden Çin, Rusya, İngiltere ve Fransa dışişleri bakanlarıyla görüşmüştü; ABD bu zincirin son halkası.
Dışişleri Bakanı ABD’li karşıtıyla bir gün önce, 28 Kasım’da Brüksel’de yapılan NATO Dışişleri Bakanları toplantısında da görüşmüştü. Anadolu Ajansı, Fidan’ın görüşme öncesi yaptığı açıklamayı verdi: bir süre önce Ankara’da görüşmüşlerdi, faydalı geçeceğini umuyordu. Görüşme sonrası açıklama ABD Dışişlerinden geldi: Gazze Krizi, Hamas’ın elindeki rehineler konuşulmuştu ve Blinken’ın Fidan’a İsveç’in NATO üyeliği “bir an önce gerçekleşmeli” dediği yazılıydı.
Fidan NATO toplantısına Gazze’yi öne çıkarmaya gitmişti ama İsveç öne çıkmıştı. Hatta İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström, ikili görüşmede Fidan’ın kendisine İsveç’in üyeliğinin TBMM tarafından “haftalar içinde” onaylanacağı sözü verdiğini öne sürüyordu. İsmini vermeden konuşan resmi kaynaklara göreyse Fidan “Meclis’in takdiri” dedi. Süre konusunda kendi tahmini mi söyledi acaba? O konuda bilgi yok.
İlginç olan, İsveçli Bakanın Fidan’dan “Haftalar içinde” sözü aldığını öne sürdüğü aynı açıklama içinde, NATO üyeliklerinin ABD’nin Türkiye’ye F-16 satışıyla bağlantısının da farkında olduklarını söylemesiydi. Oysa Ankara, İsveç’in NATO üyeliğini onaylasa dahi Joe Biden yönetiminin Kasım 2024 başkanlık seçimleri öncesinde Kongre engelini aşabileceğinden emin değil. Türkiye’nin (aslında NATO’nun güney kanat açığını da kapatmak üzere) Almanya, İngiltere, İspanya, İtalya ortak yapımı Eurofighter Typhoon uçakları almak için Almanya’yı ikna etme çabası, 17 Kasım’da Berlin’de Almanya Başbakanı Olaf Scholtz ile girdiği, işin içine Holokost’u da kattığı İsrail-Hamas polemiğiyle şu anda masada görünmüyor.
Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e saldırıp çoğu sivil 1200 kişiyi öldürmesiyle başlayıp, İsrail’in misilleme olarak Gazze’de çoğu sivil 14 bin kişiyi öldürmesi ile sürmekte olan kriz Türk dış politikasındaki sorunları arttırmış durumda.
Gazze Krizi, İsveç’in NATO üyeliği ve Türkiye’nin savunması için gerek duyduğu savaş uçağı alımları birbirine düğümlenmiş halde. Fidan o düğümü açamazsa, düğümü kesmek için bir İskender gerekecek.
Asgari ücret yine gündemimizde. Bu kez temel tartışma konusu asgari ücret ve enflasyon ilişkisi. Asgari…
Suriye’de gelişmeler baş döndürücü bir hız kazandı. Beşar Esad’ın 7 Aralık akşamı Moskova’ya kaçmasından yalnızca…
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi dönemindeki Suriye politikası nedeniyle yeniden gündemde. Cumhurbaşkanı Tayyip…
Suriye'de Esad rejimini deviren harekatın hazırlığının bir yıldan fazla bir süredir yapıldığı, Türkiye’nin, ABD’nin ve…
Diplomat, işadamı ve seyyah olarak tam 135 ülkeye seyahat ettim. Bir kısmında görev yaptım, yaşadım;…
"Arap Baharı" başladığında baskı altındaki Arap ülkelerinde demokrasi benzeri bir rejimin ortaya çıkabileceği umudu yeşermişti.…