CHP’nin garantili seçmen olarak gördüğü okurların “Sadece İstanbul’u mu?” dediğini duyar gibiyim. Diğerlerine de geleceğim ama özellikle İstanbul’u. Çünkü bu seçim bir bakıma Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın deyişiyle “Yeniden İstanbul” seçimi.
CHP’nin İstanbul’un ilçeleri için açıkladığı belediye başkanı adayları ise sadece İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun değil, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in de büyük bir risk aldığını gösteriyor. İmamoğlu, bütün uyarılara rağmen ilçe başkanlıklarına kendi çevresinden isimleri yerleştirdi. Belki Fatih’te Mahir Polat ve Üsküdar da Sinem Dedetaş dışında çoğu da CHP yöneticilerince “çantada keklik” diye düşünülen ilçelerden. Bakırköy, Kadıköy, Beşiktaş, Şişli, Adalar, Sarıyer ilk akla gelenler.
Peki, CHP Genel merkezi, Özel ağırlığını koyabilse İmamoğlu bu riski alabilir miydi?
CHP ilk adaylarını açıkladığında, AK Partideki gecikmeyi eleştiren Özel “Kazanacak aday bulamıyorlar” demişti. Beğenin beğenmeyin, Erdoğan belli bir sistematik içinde önce büyükşehir ve il adaylarını ilan etti. Sonra bu adayların da görüşlerini alarak ilçe adaylarını açıklıyor.
Özel’in İstanbul dışındaki tutumu da farklı değil.
Örneğin, Ankara’nın Çankaya’sı… Türkiye Cumhuriyeti’nin de CHP’nin de kurulduğu yer. TBMM Çankaya’da. Bakanlıkların hemen hepsi, yüksek yargı kuruluşlarının tamamı, bütün büyükelçilik ve uluslararası kuruluş temsilcilikleri de Türkiye’nin (İstanbul, Esenyurt’un ardından) en çok nüfuslu ilçesi Çankaya’da. 2023 seçiminde muhalefetin adayı, CHP’nin önceki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yüzde 75 oy çıktı.
Anlaşılan başarılı belediyeciliğine rağmen Alper Taşdelen’i Kılıçdaroğlu’nun adamı diye yapmadılar. Peki, bari belediyecilik deneyimi, siyaset bilgi ve görgüsü olan Bekir Ödemiş’i aday gösterebilirlerdi. Onun yerine adı Özel’in avukatı olarak geçen Hüseyin Can Güner gösterildi. Nasıl olsa Erdoğan kazanmasın diye zamanında nefret objesi yaptıkları Sadullah Ergin’e oy atan CHP seçmeni Güner’e de atar oyunu; beklenti bu. O yüzden Çankaya’da risk yok diye düşünüp, kimi koysak seçtiririz diye seçmeni hiçe sayabiliyorlar. İstanbul’a aratmayacak bir seçmeni hiçe sayma örneği.
Hatay’da Lütfü Savaş örneği varken daha neyi anlatmaya çalıştığımı sorabilirsiniz elbette ama İzmir’e değinmeden olmaz.
Özel’in deyişiyle “CHP’nin kalesi” İzmir…
CHP İzmir’de bir bütün olarak İstanbul’u aratmayacak siyasi risklerin altına girdi.
İmamoğlu uzun süre İzmir’de Tunç Soyer’in yerine Buğra Gökçe’yi aday yaptırmak istedi. Soyer’i önce iyice yıpratıp sonra bulabildikleri tek özellik olarak “Karşıyaka’dan ilk başkan adayı” diye Cemil Tugay’ı aday göstermek parti içi hizipleşme dışında bir şekilde açıklanabilir: kazanıldığı takdirde belediye bütçesini kullanım takdirini tamamen Genel Merkeze bırakmayı kabul edecek bir isim arayışı. Çankaya’daki gibi.
İzmir’deki garabet rekoru Urla’da kırıldı ama; CHP adayı olmak için belediyecilikten anlasın anlamasın, rekor sayıda 50 küsur başvuru yapıldı. Çünkü nasıl olsa CHP alacaktı; çalışmaya bile gerek olmayacaktı. Başka çoğu yerde olduğu gibi Urla’da da Veli Ağababa’nın memleketi Malatya bağlantılı olma ölçüsü konuşuluyordu kuliste.
CHP seçmenini böyle hiçe sayıp küstürmeye devam ederse İzmir’de AK Parti adayı Hamza Dağ’ın kazanma ihtimali söz konusu.
CHP Ankara’da Çankaya’da, Yenimahalle’de yine kazanabilir. Mansur Yavaş sayesinde Ankara’yı da elde tutmasında sorun görünmüyor. AK Parti adayı Turgut Altınok’un dersine çalışmamaktan kaynaklanan açıkları da çabası.
Ama Altınok’un zayıf noktalarının, İstanbul’da Murat Kurum’unkilerin yanında lafı bile olmaz. Hem dersine çalışmamak hem de bakanlığı dönemindeki yükleriyle -ki en yakın acı örneği İliç altın madenindeki ‘geliyorum diyen kaza– Kurum’un yakasını bırakacak gibi değil.
Buna rağmen Kurum kazanırsa, aslında İmamoğlu’nun aldığı riskler nedeniyle kaybetmesi nedeniyle olacak.
Şöyle düşünenler var: CHP seçimleri kaybederse, Özel gider, parti İmamoğlu’na kalır, o da 2028’de Cumhurbaşkanı adayı olur. Bence buna dereyi görmeden paçaları sıvamak denir.
İmamoğlu 2019’da aslında Binali Yıldırım’ı değil, Erdoğan’ı yendiği zaferine fazla güveniyor; köprülerin altından çok sular aktı.
Bu risklere rağmen CHP İstanbul’u elinde tutarsa sorun yok.
CHP İstanbul’u kaybederse bunun faturası hem Özel hem de İmamoğlu’na çıkar.
Eminim bazılarınız “Asıl İstanbullulara çıkar”, bazılarınız da “Fatura onlara kesilse de İstanbullular öder” diyorsunuz. Siz de haklısınız.
CHP bir de İzmir’i kaybederse o zaman partideki sarsıntı çok daha şiddetli olur, görünen budur.
MHP lideri Bahçeli’nin Öcalan açılımıyla başlayan gelişme ve tartışmaların hem MHP hem de CHP’de oy…
President Tayyip Erdoğan welcomed Donald Trump's return to the US presidency. During Trump's previous tenure,…
Türkiye’yi hedef alan iki vekil gücün liderlerine ilişkin Ekim ayında, ardı ardına önemli gelişmeler yaşandı.…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Donald Trump’ın yeniden ABD Başkanı seçilmesine memnun oldu. Bir sorun çıktığında doğrudan…
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 13 Kasım’da Ankara Büyükşehir Belediyesine usulsüz harcama soruşturma başlatmasından saatler sonra İstanbul…
Türkiye’de ana siyasi gelişmelerin birçoğunda belirleyici olan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) genel başkanı Devlet Bahçeli;…