İş dünyasında yönetim kurulu ya da yönetimde görev aldığımız zaman “çıkar çatışması” olabilecek başka görev ve sorumluluklarımızı bildiririz şirkete.
O konulardaki hassas bilgilere erişmemize izin verilmez, karar oylamalarında oy kullanamayız. Kılı kırk yararız. Daha da ilerisi ve doğrusu, “çıkar çatışması” olan kişilerin görev almaması, hangi menfaate yakınsa o doğrultuda seçime yönlendirilmesidir.
Aynı şekilde kamuda da devlet görevi icra ederken başka bir işte çalışmanıza, özel menfaatlere hizmet etmenize izin verilmez. Daha doğru bir deyişle, izin verilmemeli.
Yani, hem “Ulaştırma Bakanlığında TCDD Genel Müdürü olayım” hem de bu makamın sözgelimi ray ya da sinyalizasyon ihalelerini dağıttığı özel şirketlerden birisinde “yönetim kurulu üyesi olayım” diyemezsiniz. Buna müsaade edilemez. Hangi çıkarı üstün tutacağınız hususunda, ne kadar tarafsız hareket edeceğinize dair söz verseniz de işin doğasına aykırı olacağından size güvenilmez.
Lakin, bakıyorum, bugün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Kabinesinde Sağlık Bakanı olan Fahrettin Koca aynı zamanda Medipol Hastaneleri zincirinin de sahibi. Peki, bugün ülkemizde 55 bin yatak kapasiteli 567 özel hastane var iken kendi hastaneleri ile diğerleri arasında çıkar çatışması çıktığında nasıl hareket edecek bu Bakan?
Kabinedeki yerini bir dönem daha koruyan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un da Etstur ile birlikte Maxx Royal, Voyage ve Caja By Maxx Royal otellerinin sahibi olduğunu biliyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre, Türkiye genelinde Bakanlık belgeli 4 bin 863, belediye belgeli 9 bin 603 olmak üzere toplam 15 bin 46 otel var. Acaba işleri COVİD döneminde bile iyi giden, yatırımlarını sürekli genişleten kendi oteller zinciri ve tesisleri ile diğer binlerce otel arasında politika, teşvik, lisans, kredi ve benzeri konularda çıkar çatışması baş gösterdiğinde nasıl bir hakkaniyet terazisi var Bakan’ın elinde?
Pandemi döneminde kendisine bağlı Türk Hava Yollarına, kendi şirketinden yüksek fiyatla dezenfektan sattığı iddiasıyla görevden alınan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ı hatırlayalım.
Dezenfektan üreticisi iki şirketin (Nanoksia Biyoteknoloji ve Karon Mühendislik) sahibi olan eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ve eşi Hasan Pekcan’ın şirketleri, ürettiği dezenfektanları Ticaret BakanlığI ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne bağlı kuruluşlara satıyordu.
Tarım ve Orman eski Bakanı Bekir Pakdemirli, daha önce uluslararası bir gıda şirketinde üst düzey yöneticilik yapıyordu. Cumhurbaşkanı’nın 67 olduğu söylenen (14’unun işine son verilmiş) danışmanlarının bir kısmının görevleri ile çelişebilecek başka görevleri vardı, var.
Dahası, resmi görevde olmamasına rağmen devlet politika, tayin ve ihalelerine ciddi etki yapan aile üyeleri, işadamları, yakın arkadaşlar da var “çıkar çatışması” vakalarına sebebiyet vermekte olan.
Bana sorarsanız Sayın Cumhurbaşkanı, özel sektör dinamizmini Kabineye enjekte etmekle hayırlı bir hamle yapmış ama “çıkar çatışması” vakalarına sebebiyet verebilecek kişilerin Bakan olarak atanması aynı zamanda ciddi sorunlara yol açıyor.
Sektör oyuncuları eminim bu durumdan rahatsızlık duyuyordur. Bu yüzden en azından bu Bakanların kendi işleri ile devlet işleri arasında “Çin Seddi gibi” kalın bir duvar dikilmesi, böylece menfaatlerin karışmasına, çatışmasına meydan verilmemesi, tüm kararlar şeffaflıkla alınarak denetim altında tutulması önem taşıyor.
Bunu da kişilerin keyfine ve iyi niyetine bırakmadan devletin bağımsız bir kurulunun denetlemesi, kamuoyuna “çıkar çatışması” vakalarının şeffaf bir şekilde yansıtılması sağlamalıdır.
Kendimden korkuyorum artık. Bıkkınlık gelip Stockholm Sendromuna yenik düşmekten, sahte mutluluk yaşayıp adalet mücadelesini bırakmaktan…
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında…
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün 22 Kasım'da Ankara’da yargılanmaya başlaması Türkiye’de siyaset üzerindeki…
Üç MHP milletvekilinin istifası haberi 20 Kasım akşam saatlerinde siyaset kulisine bomba gibi düştü. Beklenen…
Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Çayırhan Termik Santrali’nde yaklaşık 500 madenci özelleştirme kararına karşı kendilerini maden…
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın üç MHP milletvekilinin istifasının istendiğini, istifa…