Başladığımız haftanın üç günündeki gelişmeler siyasetin yakın dönem akışını belirlemeye aday.
1- 12 Ağustos Pazartesi. AK Parti Merkez Yürütme Kurulu toplanıyor. Toplantı rutin ama konular önemli.
Siyasetin önümüzdeki dönem akışında etkili olmaya aday iki maddeden biri, 14 Ağustos Perşembe günü yapılacak AK Parti 23’üncü kuruluş yıldönümü toplantısı. AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala’nın geçen hafta 14 Ağustos’ta partiye yeni katılımlar olacağını açıklaması siyaset kulisinde yankılandı.
AK Parti MYK toplantısında Can Atalay’ın milletvekilliği konusunun da görüşülmesi bekleniyor. Anayasa Mahkemesinin 2 Ağustos’ta 27 Aralık kararlarının gerekçesini açıklaması ardından, bu kararın Meclis kürsüsünden okunmasıyla Yargıtay’ın iptal kararının geçersiz kalıp Atalay’a TBMM üyeliği yolunun açılması gündeme gelmişti.
Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş Meclis’in olağanüstü toplanması çağrısıyla gelen TİP lideri Erkan Baş ile görüşmüştü. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın 15 Ağustos’ta Genel Kurul’a hitabı için Meclis nasıl olsa toplanacaktı, bu konu görüşülebilirdi. Muhalefet olağanüstü toplantı çağrısı yapmış, Bülent Arınç “Atalay’ın hakkı” demişti. AK Parti yönetimi ve Erdoğan’ın ne diyeceği 12 Ağustos’ta görüşülecek.
Siyasetin transfer hali
2- 14 Ağustos Çarşamba. Gözler, Efkan Ala’nın haberini verdiği transferlerde olacak.
Erdoğan yakın zamana dek partisine başka partilerden katılımlara kapalıydı, bunu siyaseten yanlış buluyordu. Gerçi o arada Kurtulmuş’un HAS Partisinin AK Parti’yle bütünleşmesi sürecine Tuğrul Türkeş’in MHP’den AK Parti’ye geçişi gibi önemli dönemeçler de olduysa da bu durum “Tövbeni bozmuş olsan da gel” mecrasına girmedi.
Ama Erdoğan Anayasa değişikliğinde ısrarlı ve bunun için de önünde Meclis aritmetiği gibi bir engel bulunuyor. Ne kadar kalıcı olacağını şimdiden söylemek güç, ancak anketler AK Parti oylarının CHP gerisinde kalmayı sürdürdüğünü gösteriyor. Siyasetin dinamiklerinin Erdoğan’ın -aman transfer demeyelim- bu “katılımlara” yeşil ışık yakmaya zorladığı anlaşılıyor.
Ala’nın sözleri Gelecek Partisi Ankara Milletvekili Necati Yamalı’nın AK Parti’yle Ahmet Davutoğlu’nun bilgisi altında görüştükleri açıklamasıyla neredeyse eşzamanlıydı. Sadece Gelecek değil ama sağdaki (Cumhur İttifakı ortağı MHP hariç, o büyük sürpriz olur) bütün partilerin yönetimleri de 14 Ağustos’u bekliyor, kimlerin geçeceğini görmek için. CHP’lilerse “Bizim oylarımızla” homurdanmasını sürdürüyor.
Mesele yalnız Can Atalay değil
3- 16 Ağustos Cuma. Mesele TBMM Genel Kurulu’nun toplanması ve açılışında Meclis Başkanı ya da Başkanvekilinin AYM’nin Resmî Gazetede yayınlanan gerekçeli kararını okuması.
Bu arada Tuğrul Türkeş’in Gezi Davasının yeniden görülmesi ısrarıyla Osman Kavala ve Atalay dahil Gezi sanıklarıyla görüşmesinin önemini atlamamak gerekiyor; bu işlerin Erdoğan’ın bilgisi dışında geliştiğini düşünmek safdillik olur.
Kurtulmuş, 8 Ağustos görüşmesinde olağanüstü oturumu “AYM’yi görmezden gelmemek” adına 14 Ağustos’ta oturum isteyen Baş’a “16’sı olabilir mi?” diye sormuş, onun üzerine Meclis’te grubu bulunan CHP, DEM ve Saadet/Gelecek partileri de olağanüstü toplantı çağrısını 16 Ağustos için yapmıştı.
Yargıtay kararını AK Partili Bekir Bozdağ okuyup Atalay’ın vekilliğini geçersiz kılmıştı. Acaba onu “yok hükmünde” sayan AYM kararını kim okuyacak?
MHP bu oturumu “ihanet” sayarak katılmayacağını açıkladı.
AK Parti ne yapacak? Ağır bir hatayı çoğulcu demokrasi ve hukuk devleti adına düzeltme yoluna gitmezse bu gol TİP’ten çok, yıllardan beri Gezi Davasının peşini bırakmayan, siyasetin gündeminden düşürmeyen CHP’ye yazılacak çünkü.