Türkiye’yi dehşete düşüren Yenidoğan Çetesi operasyonu kamuoyunca yaygın olarak İstanbul, Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısının tutukluları tahliye etmesi için kendisini tehdide gelenlere pabuç bırakmaması ve buna ilişkin videonun medyaya sızdırılması üzerine öğrenildi. Yaygın medyadaki olayın sanki videonun ortaya çıkışıyla patlamış ve tutuklamalar ondan sonra yapılmış algısına rağmen Yenidoğan Çetesi operasyonunun 1,5 yıllık bir geçmişi vardı. Yani geçmişi Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun İstanbul Sağlık İl Müdürü, Fahrettin Koca’nın Sağlık Bakanı Süleyman Soylu’nun İçişleri Bakanı ve birkaç ay sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından yerine atanacak Ali Yerlikaya’nın da İstanbul Valisi olduğu Mart 2023’e dayanıyordu.
Ayrıntılarını birazdan okuyacaksınız ama isminin açıklanmasını istemeyen resmi kaynaklardan edindiğim bilgilere göre şunu şimdiden söyleyeyim. Yenidoğan Çetesi operasyonunun özellikle başlangıcı ve safhaları dönemin Sağlık Bakanı Koca’dan gizli tutulmuş ve resmen savcılığa yansıyana dek, sızma olmaması için dört kişi arasında kalmış. Ayrıca, Yenidoğan Çetesi faaliyetlerinin bebek ölümlerine neden olduğunun Bakanlığa resmen bildirildiği tarih 11 Eylül, yani sanıldığından daha geç bir tarih.
Devleti soymak için kanlı plan
Yenidoğan Çetesi iddianamesinin Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca Savcılığınca 16 Ekim 2024’te Bakırköy 22’inci Ağır Ceza Mahkemesine sunulan ve iddianameden aylar önce kuşkulanılan özel hastanelere operasyonlar yapılmış, 22’si daha sonra tutuklanacak 47 kişi gözaltına alınmıştı. Soruşturmayı ilk başlatan Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’in tehdit eden de zaten o sırada aylardır tutuklu bulunan çete üyelerinin avukatı Aylin Arslantatar ve her taşın altından çıkıp kendisini derin devletle bağlantılı olarak tanıtan mafyatik karakterlerden Mustafa Kemal Zengin idi.
Kurulan tezgâh da karanlıktı. Devletin yoğun bakım masraflarını üstlenmesinde boşluk görenler, Sağlık Bakanlığı üzerinden Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) haksız kazanç için gizli bir örgütlenmeye gitmişlerdi. Bazılarının zaten hayatta kalması zor görünen yenidoğan bebekler, iki doktor ve bir 112 Acil servis çalışanının içinde bulunduğu çete tarafından, anlaştıkları özel hastanelerin yoğun bakım servislerine naklediyor ve burada ölmeyecek kadar yaşatılarak SGK’dan bebek başına günde 8 bin lira alıyorlardı.
Özel hastane odaklı sağlık sistemi
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu süreçteki rolü CHP ve diğer muhalefet partileri tarafından sorgulanıyor, dönemin İstanbul sorumlusu olduğu için ihmalle, ya da göz yummakla suçlanıp istifaya çağılıyor.
Öte yandan Memişoğlu, çeteye karşı yürütülen operasyonun başından itibaren içinde görünüyor. Memişoğlu 18 Ekim’de yaptığı açıklamada çeteyi Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezine (CİMER) yapılan bir ihbarla çökerttiklerini söyleyerek operasyonu adeta üstlendiği ve 20 Ekim’de “X” hesabından yaptığı yayındaysa sağlık sisteminde yapısal reforma gidileceğini söylüyor.
Memişoğlu’nun reform gerektiğini söylediği sistem AK Parti iktidarıyla birlikte sağlık sisteminin üzerine inşa edildiği özel hastane odaklı sistemdir. İddianamenin mahkemeye sunulmasıyla kapatılan özel hastanelerden biri de Koca’dan önceki Sağlık bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun ortağı olduğu Özel Avcılar Hastanesidir. Koca ise Medipol hastaneler zincirinin ortağıdır.
Memişoğlu’nun bu ikinci açıklamayı 19 Ekim’de Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesi ardından yapması da dikkat çekiyor.
AK Parti’nin dökülen özel hastaneler sistemini değiştirmek zorunda kalması için bebek ölümleri mi gerekiyordu?
Sağlık çalışanları hedefte olmamalı
Memişoğlu’nun hem 18 hem 20 Ekim tarihli açıklamalarında vurguladığı bir konu önemli: o da Yenidoğan Çetesinde Fırat Sarı ve İlker Gönen’in, hemşire, hastabakıcı ve 112 çalışanlarının bulunması nedeniyle vatandaşın tepkisini sağlık çalışanlarına yöneltmesi.
Doktor ve sağlık çalışanlarına saldırılar zaten Türkiye’de ciddi bir sorun. Covit-19 salgınında kendi canları pahasına fedakarca çalışan doktor ve diğer sağlıkçılar bir yandan da öfkelerini onlardan çıkaran şuursuz saldırganlığın kurbanı oluyordu. Şimdi benzeri bir durumdan kaçınmak için Sağlık Bakanlığının Türk Tabipler Birliğiyle birlikte çalışmasında ve aralarındaki çürük elmaları birlikte ayıklamasında yarar var.
Ama önce Yenidoğan skandalının hesabının verilmesi gerekiyor. Bu hesabı kamuoyu önünde vermesi gereken kişilerin başında Memişoğlu gibi, kanlı soygunun hedefinde bulunan SGK’nın bağlı olduğu Çalışma Bakanlığının başında bulunan Vedat Işıkhan da var.
Bu hesaplaşma ümit ederiz ki yargı süreci sonunda açığa çıkar ve sadece kolay para hırsıyla canavarlaşmış kişilerin ceza almasıyla kalmaz.
Ama gelin resmi kaynaklardan derlediğimiz Yenidoğan Çetesi operasyonu anatomisinin ayrıntılarına bakalım.
İlk ihbar, ilk adımlar
– 27 Mart 2023’te Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi, bir ihbarı otomatik olarak Sağlık Bakanlığına iletiyor. İçeriği resmen açıklanmamakla birlikte, iddialara göre ihbar İstanbul’da bazı özel hastanelere 112 Acil Servis aracılığıyla sevk edilen yenidoğan bebeklere iyi bakım yapılmadığı, bundan ticari kazanç sağladığı yolundaydı.
– 3 Nisan 2023’te Bakanlık ihbarı elektronik ortamda İstanbul İl Müdürlüğüne iletiyor. Bu sırada Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, İl Müdürü ise Temmuz 2024’te Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından onun yerine atanan Kemal Memişoğlu idi.
– İstanbul İl Müdürlüğü aynı ay içinde hakkında ihbar bulunan özel hastanelere “olağanüstü denetim” ekipleri çıkarıyor. İlk gelen -sözlü- raporlar ortada “bir sıkıntının” bulunduğu ama denetim elemanlarının bunu saptayacak imkânlarının bulunmadığı şeklindedir.
– Bunun üzerine Müdür Memişoğlu, İstanbul Emniyeti Mali Şubeden -daha önce deprem bölgesinden çalışmış malzemeleri satan kişilere karşı düzenlenen operasyonlarda birlikte çalıştıkları bir başkomiserden yardım ister.
Koca’dan gizli tutuluyor
– Çeteleşme kuşkusu vardır ve içeriden sızıntı olup olmadığını bilmediklerinden incelemenin gizli yürütülmesine karar verirler; Memişoğlu ve başkomiser dışında, Hukuk Müşavirliğinden bir görevli ve soruşturma sırasında kanserden vefat eden Serdal Zelyut çalışmalarını gizli yürütür.
– O aşamada gizli çalışmadan Bakan Koca dahi haberdar edilmez. “Organize suç” olduğu kanısı üzerine araştırmayı teknik takip ile derinleştirmek amacıyla, araştırma savcılığa duyurulur. Yine gizliliği korumak amacıyla yazışmalar kâğıda dökülmez, şifreli elektronik ortamda yürütülür. Kimse kimseye güvenecek durumda değildir.
– 5 Mayıs 2023’ten itibaren soruşturma Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı ve İstanbul Emniyeti Mali Şube tarafından üstlenilir; Sağlık İl Müdürlüğünün işlevi, gerek duyulduğunda bilgi desteğiyle sınırlı hale gelir.
– Eylül 2023’te, bir yandan savcılık ve emniyetin teknik takibi sürerken Sağlık İl Müdürlüğü denetimleri hızlandırır. Ama denetimlerden istenen sonuç elde edilememektedir. Daha sonradan denetimlere giden ekiplerden çeteye bilgi sızdığı iddiası ortaya çıkacaktır.
Gizli operasyon ve baskınlar
– 24 Kasım 2023’te Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığı, aynı konuda kendilerince yürütülen bir soruşturma çerçevesinde Sağlık Bakanlığına “Gizli” uyarılı bir yazı yazar.
– 5 Aralık’ta Bakanlık Teftiş Kurulu, Büyükçekmece savcılığının yazısı üzerine müfettiş görevlendirir. 7 Aralık’ta müfettişler Büyükçekmece savcılığından bilgi ister, ama savcılık “gizlilik” gerekçesiyle elindeki bilgileri değil, yalnızca iddiaları paylaşır.
– 9 Şubat 2024’te müfettişler ön raporlarını verir; “kuvvetli şüphe” vardır ve şüpheler özellikle 112 acil çağrı merkezi üzerinde yoğunlaşmıştır.
– 22 Nisan’da savcılık Sağlık müfettişlerinin bilgi talebini “gizlilik kararı” nedeniyle yine reddeder. Savcılık ve polis artık operasyon hazırlığındadır.
– 26-27 Nisan’da polis ihbar edilen hastaneleri basar, 47 kişi gözaltına alınır; bunlardan 22’si tutuklanacaktır. Tutuklananlar arasında daha sonra çete reisi olduğu öne sürülen Dr. Fırat Sarı ve Dr. İlker Gönen ile 112 cankurtaran şoförü Gıyasettin Mert Özdemir de vardır.
Tehdide pabuç bırakmayan savcı
– 9 Mayıs’ta savcılık gizlilik kararını kaldırır, Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporları dahil bazı belgeler Sağlık Bakanlığına gönderilir.
– 2 Temmuz 2024’de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sağlık Bakanı Koca’nın “görevden affını” kabul ederek yerine -başlangıcından itibaren yenidoğan soruşturmasının içinde olan Memişoğlu’nu atar.
– O arada, Ağustos ayında tutuklu sanıkların avukatı Aylin Arslantatar, Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’e giderek bazı şüphelilerin tahliye edilmemesi durumunda kendisi ve ailesinin hayatının tehlikede olacağı tehdidinde bulunur. 30 Ağustos’taki görüşmeye yanında Mustafa Kemal Zengin ile gittiğinde ve tehdidin dozu arttırıldığındaysa, artık polis Savcı Engin’in odasını kayıt cihazlarıyla donatmıştır. Daha sonra Zengin’in gözaltına alınıp tutuklanışını izleyecek olan Savcı Engin, tehditlere pabuç bırakmamış, resmi makamları haberdar etmiştir. Zengin sahte MİT bağlantıları iddiasıyla ve siyasilerin yanında çektirdiği fotoğraflarla kendisini güçlü ve iş bitirici gösteren mafyatik karakterlerdendir.
Bebek ölümleri bakanlığa bildiriliyor
– 3 Eylül’de Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu ile bilgi ve belge paylaşmaya başlar.
– 11 Eylül 2024’te bütün belgeler ve diskler Sağlık Bakanlığına iletilir. Bu önemli bir tarihtir, çünkü 5 Mayıs 2023’te soruşturma inisiyatifini Bakırköy Savcılığı ve Mali Şubeye devreden Sağlık Bakanlığı -üst düzey bir kaynağa göre- ilk defa soruşturmanın yenidoğan bebeklerin sadece kötü muamele ve yetersiz bakıma maruz kalması değil, ölümüyle ilgili olduğu bilgisine resmen ulaşır; üst düzey kaynak “bebek ölümlerini, fiş çekmeleri o tarihe dek bilmiyorduk” diyor.
– Bakanlık aynı gün Zeynep Kâmil Hastanesinden iki profesör ve doçentten “tıbbi mütalaa” ister. 16 ve 25 Eylül tarihli uzman raporları manzaranın birkaç bebek ölümüyle ilgili sorun gösterdiği yolundadır.
– 28 Eylül’de Bakanlık Teftiş Kurulu 10 özel hastanenin kapatılması gerektiğini makama sunar.
Ve iddianame: hastaneler kapatılıyor
– 16 Ekim’de Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Bakırköy 22’inci Ağır Ceza Mahkemesine 1399 sayfalık iddianamesini sunar. İddianamede şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen’in 10 kez “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve 11 kez uygulanmak üzere “resmi belgede sahtecilik” suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edilmektedir. 112 şoförü Özdemir hakkındaysa “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istenir.
– 18 Ekim’de Sağlık Bakanlığı 1’i Tekirdağ, 9’u İstanbul’da 10 hastaneyi kapatır, hastalar başka hastanelere nakledilmeye başlar. Kapatılanlar arasında, kendisi de özel hastane zinciri sahibi olan Koca’dan önceki Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun ortağı olduğu “Özel Avcılar Hospital” hastanesi de bulunmaktadır.