

Kartalkaya’da yaşanan yangın faciası, hepimizin kalbinde derin bir yara açtı. Bu süreç, yalnızca yangın güvenliğiyle sınırlı kalmamalı; denetim mekanizmalarının etkinleştirilmesi, ileri teknolojilerin devreye alınması, eğitim ve farkındalık çalışmalarının yaygınlaştırılması ve halkın güvenini yeniden tesis edecek bir yapının inşa edilmesiyle mümkün olacaktır.
Kartalkaya’da yaşanan yangın faciası, hepimizin kalbinde derin bir yara açtı. Ancak bu trajedi, yalnızca bireysel ihmallerin bir sonucu değil, aynı zamanda ülkemizde uzun yıllardır göz ardı edilen sistemsel eksikliklerin acı bir göstergesidir. Kartalkaya gibi faciaların bir daha yaşanmaması için geçmişten ders almalı, geleceğe güvenli bir temel hazırlamak adına uluslararası en iyi uygulamalardan da ilham alan kapsamlı bir reform süreci başlatmalıyız.
Kartalkaya bir milat olsun istiyorsak o oteli tamamen yıkıp yerine canını kaybedenlerin isimlerinin kazınacağı bir anıt yapılmalıdır.
Bu süreç, yalnızca yangın güvenliğiyle sınırlı kalmamalı; denetim mekanizmalarının etkinleştirilmesi, ileri teknolojilerin devreye alınması, eğitim ve farkındalık çalışmalarının yaygınlaştırılması ve halkın güvenini yeniden tesis edecek bir yapının inşa edilmesiyle mümkün olacaktır.
Bu nedenle aşağıda yer alan Cumhurbaşkanlığı tarafından ilan edilebilecek ve mevcut çalışmalara katkı olarak hazırladığım somut eylem planı, Kartalkaya benzeri trajedilerin önüne geçmek için bir yol haritası olarak görülebilir:
1. Dünyanın En İyi Uygulamalarını Türkiye’ye Uyarlamak
Modern yangın güvenliği yaklaşımlarında başarılı ülkelerin tecrübelerinden faydalanarak, Türkiye’ye uygun bir sistem geliştirmek hayati öneme sahiptir:
• Uluslararası Standartlar: NFPA (National Fire Protection Association), ISO 45001 gibi uluslararası yangın güvenliği standartları, tüm sektörlerde ve kamu binalarında zorunlu hale getirilmeli, sertifikalandırma süreçleri şeffaf bir şekilde yürütülmelidir.
• Yapay Zeka ve Erken Uyarı Sistemleri: İsrail ve Avustralya’nın geliştirdiği yapay zekâ tabanlı yangın erken uyarı sistemleri, ormanlar, sanayi bölgeleri ve konaklama tesisleri için devreye alınmalıdır. Örneğin, termal kameralar ve sensörler aracılığıyla oluşabilecek yangınlar daha başlamadan tespit edilebilmelidir.
• Almanya ve Singapur Modelleri: Almanya’nın bina içi otomatik yangın söndürme sistemleri ve Singapur’un merkezi denetim sistemleri Türkiye’ye uyarlanarak tüm yapıların yangın güvenliği açısından düzenli denetim ve kontrolü sağlanmalıdır.
2. Yangın Güvenliği Sertifikası ve Sıkı Denetim Mekanizmaları
Yangın güvenliği konusunda işletmeler ve tesisler için daha sıkı ve bağlayıcı denetim süreçleri devreye alınmalıdır:
• Bağımsız Sertifikasyon: Tüm oteller, sanayi tesisleri, alışveriş merkezleri ve risk taşıyan işletmeler, uluslararası akreditasyona sahip bağımsız denetim firmalarından yangın güvenliği sertifikası almak zorunda olmalıdır. Sertifika almayan hiçbir yapı faaliyetine devam edememelidir.
• Sigorta ve Ruhsat Bağlantısı: Yangın güvenliği standartlarına uygun olmayan işletmelerin sigorta poliçeleri ve ruhsatları iptal edilmeli, bu konuda hiçbir istisna ya da kayırmacılığa izin verilmemelidir.
• İmar Affının Sonlandırılması: Riskli yapıların yasal statüye kavuşturulmasını sağlayan imar affı uygulamaları kesinlikle kaldırılmalıdır. Geçmişte affa dahil edilen yapıların tamamı yeniden denetlenmeli ve risk taşıyanların faaliyetleri durdurulmalıdır.
3. Bağımsız Denetim ve Düzenleyici Bir Kurumun Oluşturulması
Yangın güvenliği ve afet yönetimi alanında bağımsız bir düzenleyici kurum, denetim ve raporlama süreçlerini yönetmelidir:
• Kurumun Yetkileri: Özel sektör, kamu kurumları ve yerel yönetimlerin yangın güvenliği politikalarını denetlemek, ihlalleri tespit etmek ve yaptırımları uygulamak.
• Şeffaflık İlkesi: Kurum, periyodik olarak kamuya açık raporlar sunarak denetim ve reform süreçlerindeki ilerlemeyi paylaşmalıdır.
• Akademik İşbirliği: Üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla ortaklaşa çalışmalar yürüterek hem denetim hem de halkın bilinçlendirilmesi alanında iş birliği yapılmalıdır.
4. Merkezi ve Yerel Yönetimler Arasında Güçlü İşbirliği
Afet yönetimi ve yangın güvenliği, merkezi hükümetin liderliği ile yerel yönetimlerin uygulama kapasitesini bir araya getiren bir modelle yürütülmelidir:
• Afet ve Yangın Bakanlığı: Yangın, deprem ve diğer afetlerle mücadele için özel bir bakanlık kurulmalı, tüm koordinasyon bu yapı üzerinden sağlanmalıdır.
• AFAD ve Belediye İtfaiyeleri: Belediyelere bağlı itfaiye teşkilatları AFAD çatısı altında yeniden organize edilmeli ve Almanya’daki bölgesel yönetim modeline benzer bir yapı oluşturulmalıdır.
5. Hukuki Düzenlemeler ve Yaptırımlar
Yangın güvenliğini ihlal eden kişi, kurum ve işletmelere yönelik daha sert yasal yaptırımlar uygulanmalıdır:
• Ağır Cezalar: Yangın güvenliği eksiklikleri nedeniyle hayat kaybına ya da maddi zarara neden olan işletmelere, yöneticilere ve kamu yetkililerine ağır para ve hapis cezaları verilmelidir.
• Yargı Süreci: İtalya’da olduğu gibi, yangına neden olan veya tedbirsizlik yapan yöneticiler hiçbir aftan yararlanmaksızın yargılanmalıdır.
6. Riskli Alanlar İçin Özel Güvenlik Önlemleri
Yalnızca oteller değil, ormanlar, limanlar, maden ocakları ve sanayi tesisleri gibi kritik bölgelerde yüksek güvenlik önlemleri uygulanmalıdır:
• Orman Yangınları: İspanya’nın orman yangınlarına karşı geliştirdiği insansız hava araçları ve yapay zekâ destekli analiz sistemleri Türkiye’nin ormanlık alanlarında uygulanmalıdır.
• Büyük Tesisler: Kritik altyapılar için yangına dayanıklı malzeme kullanımı, otomatik yangın söndürme sistemleri ve gerçek zamanlı izleme teknolojileri zorunlu hale getirilmelidir.
7. Eğitim ve Bilinçlendirme Çalışmaları
Yangın güvenliğinin sağlanmasında halkın bilinçlendirilmesi ve ilkokuldan başlayarak eğitimi kritik rol oynar:
• Zorunlu Eğitim Programları: Öğrenciler, kamu görevlileri ve tesis çalışanlarına düzenli yangın güvenliği eğitimleri verilmelidir.
• Ulusal Kampanyalar: Japonya’nın deprem bilincine yönelik uygulamalarına benzer şekilde, yangın güvenliği konusunda ulusal çapta bir farkındalık kampanyası başlatılmalıdır.
8. Finansman ve Kaynak Yönetimi
Tüm reformların uygulanabilirliği, güçlü bir finansman yapısıyla mümkün, bu hususta başka alanlardan kaynak aktarmak suretiyle hiçbir fedakarlıktan kaçınılmamalı.
• Uluslararası İşbirlikleri: Avrupa Birliği fonları, Dünya Bankası kredileri ve diğer uluslararası kalkınma projeleri bu süreçte etkin şekilde kullanılmalıdır.
• Yerel Kaynaklar: Merkezi bütçeden güvenlik reformlarına ayrılan pay artırılmalı ve kaynakların verimli kullanımı sağlanmalıdır.
Türkiye’nin Geleceği İçin Kararlı Adımlar
Kartalkaya faciası, yalnızca bir trajedi değil, aynı zamanda sistemimizin eksikliklerine dair güçlü bir uyarıdır. Bu tür uyarılar çok sık yaşıyor olmamız ülkemize yakışmıyor. Bu olaydan ders alarak, halkın güvenini yeniden inşa edecek kararlı adımlar atmalıyız. Güçlü bir liderlikle hayata geçirilecek bu reformlar, sadece bugünü değil, Türkiye’nin geleceğini de daha güvenli bir hale getirecektir. Her birimizin katkısıyla, ülkemizi bu tür acılardan koruyacak bir yapı inşa edebiliriz.